Kur'an'ın Tahrim Suresi'nde, Muhammed'e karşı kıskançlık göstermek üzere anlaşan eşlerin Tanrı tarafından uyarılmalarıyla ilgili şöyle bir ayet var: "Eğer O (Muhammed) sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi... sebatla itaat eden, tövbe eden... dul ve bakire eşler verebilir." (K. 66 Tahrîm Suresi, ayet
Sayfa 218Kitabı okudu
“Aşk şarabı ver ey sâki, Ver de akıl sözü bâki olanda yitsin.”
Sayfa 133 - Kurtuba Kitap,
Reklam
304 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Katil olabilirdi henüz on iki yaşında!
“Genç şair ve eleştirmeciler onun için bir kaç kitap yazsalar çok yerinde olur. Aradan bir on sene geçsin, kıymeti daha çok anlaşılacak gibime geliyor. Bir genç şair eleştirmecinin onu uzun uzun, seve seve bize anlatmasını bekliyorum”, demiş Sait Faik. Bu kitap o kitap işte. Önüme düştü şair hakkında araştırmalar yaparken. İyi ki düşmüş.
Kanık'sadığım Biri Orhan Veli
Kanık'sadığım Biri Orhan VeliM. Şeref Özsoy · Ayna Yayınevi · 200124 okunma
Genellikle İslâm ahlakıyla muttasıf olan Osmanlı tüccar ve esnafı, müşterilerini aldatmadıkları için, 1481 yılındaki Venedik Devleti'nin İstanbul'daki elçisi, İstanbul'a gelen kendi vatandaşlarına şöyle tavsiyede bulunmuştur: "Alışverişlerinizi kırmızı kuşaklılardan (Türklerden) yapınız, onlar, kaba saba görünüşlü insanlardır ama selam verirseniz dünyanın en yumuşak insanları olurlar. Tek fiyat söylerler, insanı kandırmazlar. Sarı kuşaklılar (Yahudiler, Rumlar, Ermeniler) ise yumuşak huylu gözüküp fiyat indirirler ama yine de insanı kandırırlar."
ahmet eryüksel - osmanlı devleti'nde ticaret ahlâkıKitabı okudu
Adına "nezarethane" demişlerdi ama burası tam bir terbiyehane idi. Bütün bayram boyunca ne bir arayan, ne adını çağıran oldu. Bu arada her gün onlarca adi suçlu gelip gelip gitti; kimisi sokağa, kimisi kodese... Nihayet üniformalılardan birine kendi durumunu soracak olduğunda da ağız dolusu küfür yiyerek köşesine çekilmek zorunda kaldı. Aklında binbir istifham vardı. Asılsız bir ihbar üzerine burada olduğundan emindi. Ne var ki nezarethane zaten her türlü ihbarın değerlendirilme mekânıydı. Suçu işlemiş ol veya olma, önemi yoktu, burada hayat katlanılmak içindi. Sonrası Allah'a kalmıştı. Burada hukukun değil, iddiaların geçerli olduğu söyleniyordu. Sık sık aklını kurcalıyordu, ya kendisine de bir suç uydurulursa? Arkadaşlarından hiç kimse onu arayıp yoklamamıştı. Ya yerini bilmiyorlar yahut nezarethane yetkilileri görüşmelerine izin vermiyordu Cami avlusu ne olmuştu? Eşyaları ve kitapları ne olmuştu? Arkadaşları bütün bayramı cami bahçesinde mi geçirmişlerdi? Yurt yeniden onlara verilecek miydi? Bir hafta sonra transkript işlemleri vardı. Ya onlara yetişemeyecek olursa? Uşak'taki annesine babasına kim haber verecekti? Evlerinde telefon yoktu. Ya olsaydı? Olsa babası mutlaka onu arar, durumunu öğrenirdi? O vakit annesi çılgına dönecekti. Her vedalaşmada onun, "Aman evladım, kıyıdan git, kimsenin işine karışma, başını belaya sokma sakın!" deyişini hatırladı. İşte başı beladaydı.
Sayfa 156Kitabı okudu
~ Vakıa Suresi ~
8. Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!(1) (1) "Defterleri sağ tarafından verilenler var ya, ne mutlu kimselerdir amel defterleri sağ tarafından verilenler!" 9. Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!(2) (2) "Amel defterleri soldan verilenler var ya, ne mutsuz kimselerdir amel defterleri soldan verilenler!" 10,11. (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah'a) yaklaştırılmış kimselerdir. 12. Onlar, Naîm cennetlerindedirler.⚘ ⚘**********⚘ 75,76. Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- 77. O, elbette değerli bir Kur'an'dır. 78. Korunmuş bir kitaptadır. 79. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. 80. Âlemlerin Rabb'inden indirilmedir.⚘
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.