Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Gazeteci çocuklarımın halini gördü.Evde ekmek,yemek,yatak olmadığını söyledim.Bizim halimizi görecek,sonra gidecek hükümet babamıza ferman verecek.Durumuzu anlatacak.Kirli eski bir yatak getirdiler Halimiz bu.Yokluğun canı çıksın. Fermanı öyle acı yaz ki mağaralardan çıkarsınlar bizi.Eskiden bu mağaralarda doksan kişi yaşardı.Yirmi beş kişi kaldı.Hepsi öldü.Bazıları başka köye taşındı. Bizim gibi sefiller kaldı mağarada.Burada çok hazine arazileri var ağaların ellerindeonları bize verseler bu mağaralardan çıkarız.Bu mağaraları Allah düşmanı mı düşürmesin.Mağarada çıkan hastalıklar hiçbir köyde çıkmaz.Burada hastalık kötüdür.Üç günde katılaşırsın.Bu köyde kimse ne doktor bilir ne ilaç..Kimse görmemiştir.Ben askerde gördüm. Geçenlerde hastaya doktoru götürelim dedim.Dinlemediler.Sonra öldü.Kışın mağaralar soğuktur.Mağaranın içinde dolanan dışarı çıkmayan su vardır.
Sayfa 60 - YkyKitabı okuyor
Herkes birdenbire gerçeği söylemeye kalkışsaydı halimiz neye varırdı? Bugün gerçeğin birazını bile öğrenmek isteyen var mı?
Reklam
çünkü ben bir geri zekâlıysam sen de bir geri kalplisin! bu bir hastalık, baba. bu yüzden ölen insanlar var. sen de onlardan biri olacaksın. ... babanın hiçbir zaman silahı olmadı. onun tek silahı dilidir. konuşarak öldürür...
Maceranın gerçekleşmemesi umurumda değildi. Ben sadece serüvenin bende var olup olmadığını merak ediyorum.
Hayır! Çünkü ne malım var kadıya yedirecek, ne dinim var şeytana verecek.
Bir milletin fertleri, aynı vücudun organları olduklarını, aynı iradenin emrinde bulunduklarını unuttukları zaman millet yıkılır. Birlikten ayrılan, birliği bozan hasta bir ruhtur; hasta bir varlıktır.
Reklam
Neden canım acıyor? Acaba o şekle koyanın söylediği ve bunda hiç yapılmadığı üzere -gerçekte beden ve ruh daha büyük ve hani hem katı hem sıvı olan ortak bir şeyin parçaları mı? Neden var olmayan bir yerim ağrıyor? Neden yoksunluk hissediyorum, var olmama duyuyorum? Belki de tümlükle cezalandırılmışız, her parçalama bölünme yalnızca görünürde, planın değişmez ve oynatılmaz oluşunun altında olabilir mi? En ufak parça bile tüme ait olabilir mi? Dünya büyük bir camdan küre gibi düşüp de milyon parçaya bölümüşken -daha hâlâ, bu büyüklüğün ve sonsuzluğun içinde tümlük kalmaz mı?
Sayfa 193 - Alabanda & 6. BaskıKitabı okuyor
Orsay Müzesi, Paris
Van Gogh, 5 Haziran 1890'da kız kardeşi Wilhelmina'ya yazdığı bir mektupta bu tabloyu anlatırken özellikle Nuenen'de yapılan benzer çalışmalara atıfta bulunuyor: Elimde köy kilisesinin daha büyük bir resmi var; basit koyu mavi renkli, saf kobalt rengindeki gökyüzüne karşı binanın menekşe renginde göründüğü bir efekt; vitray pencereler lacivert lekeler gibi görünüyor, çatı mor ve kısmen turuncu. Ön planda çiçek açmış bazı yeşil bitkiler ve içinde güneş ışığının pembe akışının olduğu kum. Ve bir kez daha Nuenen'de eski kule ve mezarlık üzerinde yaptığım çalışmalarla hemen hemen aynı şey; ancak muhtemelen rengi artık daha etkileyici, daha görkemli. ” Auvers'deki Kilise'nin ön planı güneş tarafından parlak bir şekilde aydınlatılıyor, ancak kilise kendi gölgesinde duruyor ve "kendi ışığını ne yansıtıyor ne de yayıyor." Van Gogh, Belçika'nın Borinage kentinde sürdürmeyi umduğu evanjelik kariyerinden çıkarıldıktan sonra, Temmuz 1880'de Cuesmes'ten kardeşi Theo'ya bir mektup yazdı ve Shakespeare'in V. Henry'sinden bir resimden alıntı yaptı , Bölüm 1'de karanlık bir boşluğun içindeki karanlık Kilise "boş ve aydınlanmamış vaaz"ı sembolize ediyor: "Onların Tanrısı, Shakespeare'in sarhoş Falstaff'ının Tanrısı, 'bir kilisenin içi' gibidir". Birbirinden ayrılan yollar motifi, Buğday Tarlası ve Kargalar tablosunda da karşımıza çıkıyor .
Sürekli kitap okuyup film izleyen; kendini geliştirmek için uğraşlarına, hobilerine zaman ayıran insanlar var. Gereksiz tartışmalara dahil olmuyorlar. Kendi kurdukları dünyada mutlu mesut yaşıyorlar. Var böyle insanlar.
96 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Etkileyici Dizeler...
Çok hoş, çok ince, pek nahif dizeler... Gez Gör Menekşe'yi pek beğendim diyebilirim. Emrullah Alp genç bir şair ve şiir adına epey umutlandırdı beni diyebilirim. İlerde adından epey söz ettirecek, çok iyi yerlere gelecektir diye düşünüyor ve öyle ümit ediyorum. Emrullah Alp'in epey duygusal bir adam olması gerekir bu dizeleri nakşetmesi için. Mısraları da bize bunu gösteriyor zaten. Adamın derdi var belli ve bu da zaten şair olmanın ilk koşuludur:) Kendisine başarılar diliyorum.
Gez Gör Menekşe
Gez Gör MenekşeEmrullah Alp · İthaki Yayınları · 202224 okunma
Reklam
Var olmak gerçek manasıyla var olmak, hareketleriyle düşüncesini sonsuzluğa istinat ettirmek demektir ve böylelikle kendi varlığını sonsuzlukta aramak demektir.
Söylesene bir insan, bir insana baktığı gibi bir başkasına nasıl bakabilir?
Sayfa 77 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Kabir var, hiç kimse inkâr edemez. Herkes ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek için de üç tarzda üç yoldan başka yol yok. Birinci yol: O kabir, ehl-i iman için bu dünyadan daha güzel bir âlemin kapısıdır. İkinci yol: Âhireti tasdik eden, fakat sefahet ve dalalette gidenlere, bir haps-i ebedî ve bütün dostlarından bir tecrid içinde bir haps-i münferid, yalnız başına bir hapis kapısıdır. Öyle gördüğü ve itikad ettiği ve inandığı gibi hareket etmediği için öyle muamele görecek. Üçüncü yol: Âhirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalalet için bir i'dam-ı ebedî kapısı... Yani hem kendisini, hem bütün sevdiklerini i'dam edecek bir darağacıdır. Öyle bildiği için, cezası olarak aynını görecek. Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür. Madem ecel gizlidir; her vakit ölüm, başını kesmek için gelebiliyor ve genç ihtiyar farkı yoktur. Elbette daima gözü önünde öyle büyük dehşetli bir mes'ele karşısında bîçare insan; o i'dam-ı ebedî, o dipsiz, nihayetsiz haps-i münferidden kurtulmak çaresini aramak ve kabir kapısını bir âlem-i bâkiye, bir saadet-i ebediyeye ve âlem-i nura açılan bir kapıya kendi hakkında çevirmek hâdisesi; o insanın dünya kadar büyük bir mes'elesidir. Sözler - 142
Bəzi axmaqlar dünyanı Yaradanın əsəri olduğunu deyirlər. Dünyanın yaradıldığını irəli sürən doktrina yanlışdır və rədd edilməlidir. Dünyanı Tanrı yaratmışsa, yaradılışdan əvvəl haradaydı?... Hər hansı bir xam maddə olmadan Tanrı dünyanı necə yarada bilərdi? Əgər desək ki, o əvvəlcə maddəni, sonra dünyanı yaradıb, onda sonsuz reqressiyaya gəlib çıxardıq... Bilin ki, dünya da, zaman da yaradılmayıb. Onların nə başlanğıcı var, nə də sonu... Təməl qayda budur. - Mahapurana. Jinasena, ( Böyük əfsanə) Hındıstan, IX əsr.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.