Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gamze İnci

Gamze İnci
@varesteseyyah
İstanbul ~ Ankara
7 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
272 syf.
·
Puan vermedi
Menzil
MenzilSaygı Öztürk
8.1/10 · 434 okunma
Reklam
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari
8.7/10 · 36,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
56 syf.
·
Puan vermedi
Allah Aşkı Üzerine Düzensiz Düşünceler
Allah Aşkı Üzerine Düzensiz DüşüncelerSimone Weil
7.8/10 · 274 okunma
Gamze İnci
@varesteseyyah·2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
18/20 kitap - %90 tamamlandı
18 kitap okudu
20 kitap
4.349 sayfa
0 inceleme
1 alıntı
Reklam
Ve hiç biri kader değildi
80 liler evini arabasını alıp yuvasını kurdu. 2000 liler kendi işlerini kurdu çoluk çocuğa karıştı. Olan biz 90’lılara oldu. Gençliğimizin en güzel günlerinde darbeyi yaşadık. Defalarca patlamayı yaşadık, 10 milyon sığınmacıyı gördük. Gezi olayını yaşadık,. Reina katliamını yaşadık Yine Defalarca depremi yaşadık. Çığ, sel ve yangın afetinin en alasını yaşadık. O da yetmedi pandeminin de en babasını yaşadık. Ve ekonomik savaşla mücadele ederken üstüne yine çok büyük bi depremle savaşıyoruz. Bu hikayede biz 90’lar yandık. Hayırlıysa bi ölseydik.
İnsan, yaşamında bir kez de olsa kendine şu soruyu sorup yanıtlamalıdır: "sahip olduğum her şeyi yitirdiğimde, beni ayakta tutacak olan nedir?''
TÜRK MİLLETİNİN ÇİLESİ HİÇ BİTMEDI!
İkdam gazetesinden (1920): 1- Kim bilir, bizim bu on bir, on iki yıldan beri gördüğümüz, bildiğimiz şeyleri çocuklarımız ve onların çocukları tarihte okurken ne hallere girecekler, 2- Nasıl yürekleri çarpacak, nasıl benizleri solacak! Hatta sanırım ki, bazı vakıaların doğruluğuna bile ihtimal veremeyecek kadar şaşkınlık ve hayret içinde kalacaklar ve bizi, muhakkak ya dağdan dağa aşan birtakım devler, 3- Ya da bir cehennemin alevinde el ele dans eden zebaniler şeklinde tasavvur edecekler. Zavallı yavrucaklar… Halbuki hepimiz ne adi bir devirde yaşadık, ne kadar küçücük adamlarız!"
Mental olarak kendimi Nilgül Marmara ile aynı masadaymış gibi hissediyorum.
Eskiden imrendiğim hayatlar olurdu.Şimdi her şeyi yadsıdım, her farklılık sıradan, her zenginlik abartılarla süslü, her mutluluk sahte gelir oldu. Sosyal medya bütün maskeleri düşürdü. Herkes çırılçıplak artık.Üstelik çıplaklaşınca sadelik serilmiyor,buram buram yalan kokuyorlar.Dünyayı gezmek,etrafını fark etmek, kendini keşfetmek hep moda laflar oldu bunlar. “Her şey seninle başlar. Yapma ya? Sahi mi? Her şeyin içinin boşaltıldığı bu döneme tanık olduğum için memnunum ben.Nostalji kasmayacağım hiç. Onun da içi boşaldı zaten. Hiç kimse bu kadar gözle görülür, hiçbir devir de bu kadar baştan başlamaya müsait olmamıştır. Düşüşten önceki zirve 2000’lermiş meğer. Çok hızlı düşüyoruz. Minnettarım bu kirliliğe.
Reklam
“Bir eski Türk filmi izlemek istiyorum.İnsanların saf olduğu zamanları anlatmalı.Genç kızlar sevdiğinin parmak ucuna bile dokunduğunda ürpermeli.Kadınlar öpüşürken hamile kalmalı.Adamlar çok güzel bakmalı.Bakılan kadınlar çok güzel utanmalı.İlle de şarkılar olmalı.İlle de…Sen uzaklarda değil, damarımda kanımsın…’ demeli Neşe Karaböcek,’Seni andım bu gece…’ diyen sesi gelmeli Emel Sayın’ın,Sonra Zeki Müren söylemeli;‘Elbet bir gün buluşacağız
Mesela bazen ağlayan birini görüyorum, gördüğüm zaman içim acıyor. Ona acıdığımdan değil. Duygularını dışarıya yansıtmasına da üzülmüyorum. Acaba ne yaşamış olabilir de böylesine üzülmüş diye iç geçiriyorum. Hayat bazen insanlara kötü davranır. Sen, ben, o... Herhangi biri yani, herkes her şeyi yaşayabilir ama insan yine de üzülüyor.
Bir gönül kırgınlığın acısını dindirecek bir yolculuk yapılmadı henüz...
Atılmayan mesajlar, söylenmeyen sözler, yarım kalan hikayeler, kavuşulmayan tren garları, birikmiş sarılmalar, aşılmayan mesafeler, çaresiz beklemeler, denize çıkmayan sokaklar, o sokaklarda tutulmayan eller, atılmayan adımlar, kurulmayan hayaller yada gerçek olmayacağını bile bile kurduğunuz acı hayaller…
Dünya yuvarlak diye sizin de dönmenize gerek yok.
"Yürümeye iknâ edip yol ortasında bıraktığınız herkesin gölgesi,başka yollarda önünüze düşecek. Dünya birazda bu yüzden yuvarlaktır..."
incelik
Neyzen Tevfik soğuk bir kiş günü aç sefil ortada kalır Sığınır bir caminin şadırvanına ve bekler ki, birisi onu görsün ve yardım etsin. Fakat hava soğuk, gelen giden yok… Çaresiz kalkar yerinden ve perperişan, kalacağı yere doğru yürümeye başlar. O dönemin en varlıklı ailelerinden birinin gencecik oğlu, askerden yeni gelmiştir. Onu görür ve halini anlar. Genç adam, o günün en büyük parasını cebinden çıkartır, takdim edecektir ama bir sorun vardır. Karşısındaki, koskoca Neyzen Tevfik’tir. Allah’ın, deli ve veli bir kulu..! Koca Neyzen’in sağı solu belli olmaz ki, bir bakarsın devlet başkanlarına kafa tutar. Bir bakarsın, zamanın en zengin adamlarını yerin dibine sokar. Delikanlı parayı buruşturup, Neyzen’in ayaklarının dibine doğru hafifçe atar.. Sonra, omzuna dokunup; – ‘Efendim, paranızı düşürmüşsünüz .” der. Neyzen’in gözleri zaten hasta, zar zor açıyor göz kapaklarını ve çocuğa bakıyor. Anlıyor tabii ki inceliği, zarafeti.; -Ah be çocuk, ah be evladım… O düşen, sizin pırlanta kalbinizdir.. Nezaket, insanlık ne güzel şey. . Demek ki, almanın da vermenin de bir adabı varmış.”
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik
Reklam
İnsanın memleketi, girebildiği gönüldür; orada yatar, orada uyur; buz gibi sularından kana kana yudumlar, o çayırda koşuşur. Bahar orada gelir, ilk çiçekler hep orada açar.
49 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.