Ayasofya camii kime satıldı?
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine. Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar. Bu bölüm, işte o "Nasıl
Sayfa 215 - TimaşKitabı okudu
Günümüz varmıdır ki böyle sevgi ?
İnsan nasıl sevilir oğlum, nasıl sevilir? Parasıyla puluyla sevilmez insan. Şânıyla, şerefiyle, yazdığı kitaplarla, öyle söylediği sözlerle de sevilmez. İnsan efâliyle, amelleriyle sevilir. Sâmiha Ayverdi, Sen Onu Kaybettin
Reklam
Hazret-i Ömer, hurma lifinden bir gömlek giymiş, dokuz yerinden yamanmış idi. Acabâ, sultânım, mubârek arkanıza bir kaftan alsanız câiz olmaz mı, dediklerinde, hemen hazret-i Ömer “radıyallahü anh” gadaba gelip, dedi ki: Dahâ bu i’tibâr görmek arzûsundan kurtulmadınız mı. Dîn-i islâmda kudreti böyle mi fehm etdiniz. Bize dîn-i islâmın şerefi yetmez mi. Dîn-i islâmdan efdal ve eşref bir nesne varmıdır ki, ona i’tibâr edersiniz?
Hazret-i Ömer, hurma lifinden bir gömlek giymiş, dokuz yerinden yamanmış idi...
Acabâ, sultânım, mubârek arkanıza bir kaftan alsanız câiz olmaz mı, dediklerinde, hemen hazret-i Ömer “radıyallahü anh” gadaba gelip, dedi ki: Dahâ bu i’tibâr görmek arzûsundan kurtulmadınız mı. Dîn-i islâmda kudreti böyle mi fehm etdiniz. Bize dîn-i islâmın şerefi yetmez mi. Dîn-i islâmdan efdal ve eşref bir nesne varmıdır ki, ona i’tibâr edersiniz. Bu se’âdet ve bu devlet ki, Hak sübhânehü ve teâlâ hazretleri bize ihsân eylemişdir. Kime müyesser olmuşdur ki, dîn-i islâm tâcını başımıza koydu. Şer’ı şerîfi Muhammedî elbisesini arkamıza giydirdi. Kalbimizi kelime-i şehâdet ile münevver eyledi. Allah, Allah! Dîn-i islâm kadrini bilmemişsiniz. Ancak kendinizi halka libâs ile mi göstermek istersiniz. O şeklde gadaba geldi ki, belki kimse öyle gadaba gelmemişdir. Söyliyenler pişmân olup, artık, cevâba kâdir olmayıp, başlarını aşağıya eğip, sükût eylediler.
Sayfa 120Kitabı okudu
Varmıdır böyle bir satır arası???
Ve sen, bulunmayı hiç istemeyen kadın... Hangi kitabın içindesin ki okumakla yoluma çıkmıyorsun? Yoksa hiç durmadan bir kitaptan ötekine mi geçiyorsun? Saklandığın satır aralarında birlikte büyüyemez miyiz? Yok mudur iki kelime edebileceğimiz bir boşluk? Elbet bir satır arası vardır sıkışıp yaşayacak kadar...
Ben ulusal amaca ulaşmak için tek çıkar yolun savaşmak ve savaşda başarı sağlamak olduğunu söylüyorum. Bütün gücümüzü bütün kaynaklarımızı bütün varlığımızı orduya vereceğiz . Gücümüzü dünyaya tanıtacağız ve ancak ondan sonra ulusu insan gibi yaşatabileceğiz diyorum. Selahaddin Bey işte bu anlayışı aklınca siyasa yapmaya engel sanıyor ve işlerin siyasayla bir çözüme bağlanabileceği kuruntusuna kapılıyor. Bir de Selahaddin Bey diyor ki bugünki durumda ordu giderlerinin tutarlarının incelemesine başkomutanlığın varlığı bir engeldir. Efendiler bu doğru değildir. Başkomutan milletin gelir kaynaklarını incelenmesine ne zaman engel olmuştur. Gelir kaynaklarımızla ne yapabileceğimiz belki herkesten çok beni kaygılandırmaktadır. Yalnız ben ordumuzun varlığını ve gücünü paramızla orantılı bulundurmak kuramını kabul edenlerden değilim. Paramız vardır, ordu yaparız; paramız bitti, ordu dağılsın. Benim için böyle bir sorun yoktur. Efendiler para vardır ya da yoktur, ister olsun ister olmasın ordu vardır ve olacaktır. Bu noktada bir anımıda canlandırayım; ben ilk kez bu işe başladığım zaman en akıllı ve düşünür geçinen bir takım kişiler bana sordular: paramız varmıdır? Silahımız varmıdır? Yoktur dedim. O zaman öyleyse ne yapacaksın dediler. Para olacak, ordu olacak, ve bu ulus bağımsızlığını kurtaracaktır dedim. Görüyorsunuz ki hepsi oldu ve olacaktır.
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.