Aslında en büyük enkazın altında ben vardım. Sevdiklerim, hayallerim, oyunlarım, arkadaşlarım, hayatım, çocukluğum... Hepsi yerle bir olmuştu. Bedenim sağlam olsa da yüreğim hâlâ göçük altında...
Ölüm bile kabullenilmişti artık. Hatta insanlar yakınlarının cesetlerine ulaşabilmiş olmayı bile şans saymıştı. Sanki bütün duygularım alınmış gibi donuk ve uyuşmuş bir haldeyim.
Ben o gün çok iyi anladım ki benim çocukluğum da enkaz altında kalmıştı. Bir gecede büyüyüp kocaman insanlar olmuştuk hepimiz ve çok iyi biliyordum ki bir daha hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktı.