504 syf.
7/10 puan verdi
Kitabın oldukça sürükleyici olması sanırım en çekici özelliği. Evet ilk kitabı, konusu çok ilginç olduğu için alıp okumak istemiştim ve bence konuyu ilk kitaba göre daha güzel işlemiş yazar. İkinci kitabı okuduğumda anlıyorum ki bu seri aslında tek kitaplık bir seri fakat uzun sayfalar olmaması için 3 kitaba bölünmüş. Bu kadar sürükleyici bir
Sorgu ve Sır
Sorgu ve SırPatrick Ness · Yabancı · 2019286 okunma
·
Puan vermedi
Dehlizin fedaileri
Nasıl anlatsam , nasıl başlasam diye çok düşündüm. Hikaye Zülfikar, Ömer, Yağız ve Sedat bu dört özel seçilmiş kişi arasında geçiyor gibi görünse de aslında bir çok bilgiyi içinde barındırıyor! Okurken acaba bu da gerçek mi diye araştırma ihtiyacı hissediyorsunuz. Biz kendi dünyamızda yasarken neler yaşanıyor diye düşünüp durdum. Bir çırpıda okuncak akıcılıkta yazılmış kitabımız ama bir bilgiyi kaçırınca da geriye dönüp bakıyorsunuz. Aslında tereddüt etmedim diyemem politik kurgu okuyabilir miyim diye ! Ama asla pişman olmazsınız kesinlikle okuyun derim. Bu dört kahramanın tamamladığı görevler gerçek mi? Bulduğu objeler ,gizli belgeler hala kafamda sorularla boğuşuyorum . İkinci kitapta neler bekliyor onun heyecani da sardı. Okurken çok altını çizmek istediğim cümle oldu ama hikayede kayboldum gittim. Bu da onlardan birisi; "Bu ülke 1000 yıldır hiçbir zaman etnik unsurlari ön planda tutarak ayakta kalmayı başarmadi . Aksine Osmanlının son dönemlerinde milliyetçilik akımı ile herkes kendi ırkından dolayı hükümet kurmak istedi ya da toprak talebinde bulundu. Oysa Efendimizin Veda hutbesinde "Rabbinuz birdir." Babanız da birdir. Hepiniz Adem 'in çocuklarisınız , Adem ise toptaktandır. Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gubu; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahındw kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadir"
Dehlizin Fedaileri
Dehlizin FedaileriÖmer Faruk Karaman · Gece Kitaplığı · 202245 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Kitap gerçekten güzel.Gerek gerçek olaylar etrafında dönmesi gerekse Franz Kafka'nın merak edilen aşk hayatını aydınlatması açısından Franz Kafka'yı seven ve hayatını merak eden biri olarak konu benim dikkatimi çekti ama kitabın adından da belli olduğu üzere mektuplarla ilerleyen bir kitap ve biz karşı tarafın (milena) mektuplarını okuyamıyoruz sanki Franz Kafka kendi kendine mektuplaşıyor gibi.Biraz da dediğim gibi mektup olduğu için pek akıcı okunmuyor. Yaşımdan da olsa gerek çok uzun vadede okudum bu kitabı.Ayni zamanda kapalı bir üslubu da var bir cümleyi anlamak için birden fazla okumanız gerekebilir.Bahsettiğim üzere ben bu anlaşılmama ve belki biraz da "akmama" durumunu yaşımdan veya bu sıralar pek okumamamdan kaynaklı olarak yaşıyor olabilirim. Bu sebeple bu kitabı daha fazla kitap birikimim olana dek ve anlaşılmayan bazı kıymetli noktaları anlamak adına lise sonrası döneme tekrar okumaya bırakacağım. Tavsiye konusuna gelirsek belirttiğim ölçütler size uygunsa ve sizi bu tarz kitaplar sıkmıyorsa kesinlikle tavsiye ederim.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · İndigo Yayınları · 201855,1bin okunma
312 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ne desem şimdi bilemedim
Beklentim mi çok yüksekti, yoksa ikinci kitabı okuduktan sonra kurgunun üzerine çıkacak final kitabı beklediğim için mi bilmiyorum ama bu kitap güzeldi. Sanırım evet sadece güzeldi diyebilirim. Klasik masal tadında bir kitaptı masalsı özellikleri iki kitapta o kadar gözüme çarpmamıştı ama son kitapta fazlaydı. Normalde gerçekleşmesi zor olan şeyler büyü adı altında bir anda oldu. Ve böyle olduğu her seferde ben kitaptan koptum. Mesela, spoi sayılmaz, sonlara doğru her insanın iki kalbi olduğunu öğreniyoruz ve yazar bunu sadece kurgu da o anı kurtarsın diye yazdığı o kadar belliydi ki. Diğer yandan da hala soru işaretleri vardı. Kader Tanrılarından bazılarını tanıdık ama bunların çoğu yüzeysel olarak kaldı. Kitapta pek çok şeyin derinliğine inilmedi. Detaycı biri olduğum icin bunlar üstünkörü kurgulanmış hissi verdi. Mesela Evangeline insan Jacks de bir tanrı eee ne olacak asırlar sonra, bunların cevabı yoktu. Evangeline yaşlandığında ölürse... Kitabın neredeyse üçte birlik kısmında Evangeline hiçbir şey hatırlamıyordu. Hatırladıktan sonra ise yaşananlar beni tatmin etmedi. Kurgunun çok iyi bir potansiyeli var ama beklentilerimin altında kalıyor. Başrol çiftimizin sahnesi çok azdı o kadar ki parmaklarla sayılabilir. Genel olarak bakıldığında kitap kötü değildi. Ama çok iyi de değildi. Bir daha okur muyum, belki. Karakterlerle derin bağ kurdum mu, çok değil. Caraval Serisinde de olmuştu, kitabı kapattığınızdan karakterler de bir süre sonra aklınızdan çıkıyor siz de büyük bir iz bırakamıyor. Final kitabı olarak kiliselerle olsa da kötü değildi.
Gerçek Aşkın Laneti
Gerçek Aşkın LanetiStephanie Garber · Dex Yayınları · 2023252 okunma
202 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
"Dullara Yas Yakışır'daki öyküler, 80'li yıllardaki toplumsal koşulların ışığı çerçevesinde her yaştan kadının toplumdaki yerini, iş ve aile hayatındaki sıkıntılarını yalın bir dille okuyucuya sunuyor. "... Ve kadınlar oyunlarını kendileri yazmazlar, onlar için önceden yazılmış rollere çıkarlar. Ve yaşam boyu başkalarının kararlaştırdığı rolleri sürdürürler. Birer "oyun kişi" olup çıkarlar. Kadınların yaşamı budur işte. Onlar gerçeği arayamaz, bulsalar bile söyleyemezler; ne kocalarına, ne çocuklarına, ne patronlarına. Gerçek dudaklarını yakar, cezalandırır onları. "kadınların yüreğine dokunuyor. Kadın sorununa en duyarlı yaklaşan yazarlardan biri olan Atasü, öykülerinde kadını, sevginin rolünü ve kadının yerini gösterdiği gibi, bunların çağdaş kadının gerçek duyguları ve özlemleriyle çeliştiğini de sergiler." Ere
Erendiz Atasü
Erendiz Atasü
güçlü kalemin den, toplumsal soruna. Parmak basıyor bır bakın
Dullara Yas Yakışır
Dullara Yas Yakışır
Dullara Yas Yakışır
Dullara Yas YakışırErendiz Atasü · Everest Yayınları · 201233 okunma
500 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba sevgili kitapdostlarım sır İstanbul kitabını çok merak ediyordum kitabı elime aldığımda beklentilerimin çok çok üstünde olduğunu anladım. Büyük bir emekle yazılmış, İlmek ilmek işlenmiş cümleleriyle, uzun zamandır aradığım ve beklentilerimi çokça karşılayan Tarihi bir roman. Kitap 3 farklı dönemi olarak ilerliyor. - Yıl 327 - PRİKLİTİOS adında bir köleyi anlatıyor. -Yıl 1577 - DELİ HACI yani bir Tüccarı anlatıyor ve -Yıl 2019 - TUBA komiser. Bu üç farklı tarihi birbirine bağlayan şaşırtıcı olayları okuyoruz. PRİKLİTİOS o kadar çok çile çekti ki hikayesi beni çok üzdü, köle olarak ordan oraya sürüklenmesi. Çok önemli kişilikler ile karşılaşması ve kaderin onu getirdiği nokta... PRİKLİTİOS'u ilerde bekleyen görevi öğrendiğimde inanın okadar çok şarşırdım ki. Çok kutsal bir görev... DELİ HACIYA ne demeli ? Üçkağıtcı, acımasız, tüccar kılıklı köle taciri. Para içinde yüzerken hak ettiğini bulması. Ama söylemeden geçemicem çok zeki bir adam. Görünmeyen amaçları çok sonra ortaya çıkıyor. TUBA KOMİSER yürekli, tuttuğunu koparan dava için gece gündüz çalışan, sert bir kadın. İstanbulda yaşanan cinayetler, ayinler... ve hepsi tek bir noktada birleşiyor görünürde hazine ama gerçek çok bambaşka ve kitabın sonunda gerçeği öğrendiğimde büyük şok yaşadım resmen. Öyle basit bir define olayı değil dünyayı sarsacak bir sır. Velhasıl kelam alın okuyun ve okutturun Bu muhteşem kitabı okumama vesile olan sevgili
İLKNUR
İLKNUR
na çok teşekkür ederim
The Secret of Constantinapolis
The Secret of ConstantinapolisMustafa Yurttutar · Roman Yayınevi · 202423 okunma
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.