Nasıl anlatsam , nasıl başlasam diye çok düşündüm. Hikaye Zülfikar, Ömer, Yağız ve Sedat bu dört özel seçilmiş kişi arasında geçiyor gibi görünse de aslında bir çok bilgiyi içinde barındırıyor!
Okurken acaba bu da gerçek mi diye araştırma ihtiyacı hissediyorsunuz.
Biz kendi dünyamızda yasarken neler yaşanıyor diye düşünüp durdum.
Bir çırpıda okuncak akıcılıkta yazılmış kitabımız ama bir bilgiyi kaçırınca da geriye dönüp bakıyorsunuz.
Aslında tereddüt etmedim diyemem politik kurgu okuyabilir miyim diye ! Ama asla pişman olmazsınız kesinlikle okuyun derim.
Bu dört kahramanın tamamladığı görevler gerçek mi?
Bulduğu objeler ,gizli belgeler hala kafamda sorularla boğuşuyorum .
İkinci kitapta neler bekliyor onun heyecani da sardı.
Okurken çok altını çizmek istediğim cümle oldu ama hikayede kayboldum gittim.
Bu da onlardan birisi; "Bu ülke 1000 yıldır hiçbir zaman etnik unsurlari ön planda tutarak ayakta kalmayı başarmadi . Aksine Osmanlının son dönemlerinde milliyetçilik akımı ile herkes kendi ırkından dolayı hükümet kurmak istedi ya da toprak talebinde bulundu. Oysa Efendimizin Veda hutbesinde "Rabbinuz birdir." Babanız da birdir. Hepiniz Adem 'in çocuklarisınız , Adem ise toptaktandır. Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gubu; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahındw kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.
Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadir"