1878 yılında 25 yaşlarında genç Yakov Aratov halası Platonida Ivanovna ile birlikte yaşamaktadır. Babası hayattayken fen fakültesinde okuyan genç adam babası ölünce üniversiteyi de bırakır. Yakov yapı itibariyle çekingen, kadınlardan uzak duran kendi halinde hayat süren bir gençtir. Bir gün tek arkadaşı olan Kupher onu edebiyatçıların ve sanatçıların koruyucusu olarak tanınan dul kadın Knyaginya nın davetine götürmek ister. Aratov kısa süreliğine kaldığı bu davette ortamdan da, ev sahibinden de hoşlanmayarak ayrılır. Sonraki günlerde Kupher , okuma etkinliklerinin, konser ve tiyatro gösterilerinin olacağı başka bir etkinliğe katılmasını ister Aratov dan.Burda olağanüstü güzel bir kadınıda dinleme fırsatı bulacağını söyler. Aratov katılır ve burda ilk kez Klara Miliç i görmüş olur. Aratov Klara yı çekici bulmaz , hatta sergilediği performansını bile başarısız bulur. İlerleyen günlerde Klara kendisiyle buluşmak istediğini belirten bir mektup gönderir . Gidip gitmemekte kararsız kalan Aratov sonunda gitmeye karar verir. Kötü sonuçlanan bu buluşmadan sonra Klara Moskova dan ayrılır ve başka bir şehre gider. Öğrendiği bir haberle birbirinden tamamen ayrılmış olan ikiliden Aratov,Klara nin yaşadığı eve gitme kararı alır ve olaylar gelişir.
Kaderimiz başkalarının seçimlerine de bağlı mı gerçekten? Kitapta Klara nın günlüğüne yazdığı " O,kaderime karar verecek " cümlesi beni çok düşündürmüş ve etkilemişti gerçekten. Bakalim sizide aynı şekilde etkileyecek mi ? :)