Kitap oldukça akıcıydı. Çok güzel psikolojik konulara değinmişti fakat Baran karakterinin sürekli Arya’ya psikolojik baskı kurup onu yetersiz ve aciz bir kızmış gibi empoze etmesi beni sinirlendirdi. Babasının annesine olan eksik baskınlığı tüm her şeyin sebebiyken, gerizekalı Ayaz’ın kime aşık olduğunu bile bilememesi saçmalığın daniskasıdır. Kız kaçırılıyor, Ayaz bey kılını kıpırdatmıyor. Saçma sapan bir kız bizim kızı bir güzel beceriyor babasında anasında tık yok. Çabucak bitti, vakit geçirilibelicek çerezlik bir kitap.
Bu kitap beni ağlatamadı. Öyle bir buruk kaldım ki, duygusal olan ben ağlayamadım. İlk kitap çok iyiydi. Bu kitap ondan da iyi. Şimdi üçüncü kitabın gelmesini nasıl bekleyeceğim onu düşünüyorum. Kitap birinci kitabın direkt olarak devamı. Çok sevdiğim Bedirhan’ın gerçek yüzüne, babasının duygusu yakarışlarına ve bir kadının melek oluşuna ev sahipliği yapıyor bu kitap. O kadar naifçe yazılmış ki, antika dükkanındaki amcayı bile unutamadım. Eşini ve takvim yaprağını unutamadım. Bedirhan’ın maskesini, Dilek hanımın son jestini ve Ala’yı unutamadım. Buruk Ala… Kardeşi olan dağın üzerine yıkılan Ala… Ala’yı sırtlayan Asi… Yine çok beğendim. Karan’ın gerçek yüzü diye betimlenen kısım bence Karan’ın gerçek yüzü değildi. Karanın acılarından ibaretti. Bence Karan’ın gerçek yüzü Ali. Sadece Ali. Bu kitabı da çok beğendim. 2020’nin sonlarına gelirken verdiğim en güzel kararlardan biriydi bu seriyi okumak. Bu arada Binnur abla, umarım o küçük Ayşenur’un yanında olmak, seninde hoşuna gidiyordur. Çünkü o seni çok seviyor.
ReycBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 20181,546 okunma
DİKKAT, SPOILER ICEREBILIR!
Kitap beni şok etti. Cidden böyle beklemiyordum. Yalan yok Wattpad’de iken okumuştum ve bu yazarın dilini de çok severim. Ama 700 sayfayı 1,5 günde okumak... Bence bu başarıdır. Resmen başına kilitlendim. Derslere girdiğim süreleri tabiki çıkardım aradan ama aklım kitaptaydı ne yalan söyleyeyim. Kitap, babası tarafından sevilmeyen 17 yaşındaki Asi Merve Karakuyu’nun, (ailesi tam bir kaos) ve 26 yaşındaki iş adamı Karan -Ali- Çakıl’ın etrafında dönüyor. Sübyancı demeden önce kitabı okumanızı tavsiye ederim. Merve’nin ablası Defne tam bir pısırık. Karakteri değil düşünceleri pısırık ve bu durum beni sinir etmekten başka bir işe yaramadı. Merve o evdeki en olgun kişiydi. Merve’nin şeref yoksunu babası Mehmet Karakuyu ise benim anlamlandıramadığım biri. Ailesini sevmiyor. Karısını da aldatıyor. Pişkin pişkin kızına bir şey yokmuş gibi davranıyor. Sevgi olamadan büyüyen bu kız, babasını hissizlikle cezalandırıyor. Merve çıkmaza girerken ona Karan’ın eli uzanıyor. Karan, Merve kadar yaralı, içi kan ağlayan, kan kusan fakat kızılcık şerbeti içtim diyen bir karakter. Annesinin kendisini terk etmesi onda travma yaratırken gerçek anlamda terk etmesidir ördüğü duvarların sebebi. Biri anne, biri baba oluyor. Birbirilerinin yaralarını sarıyorlar... Kitap çok akıcıydı. Beğendim. Tavsiye de ederim. Bugün ikinci kitap Reyc’e başlayacağım. Bu arada Kehf’i üçüncü okuyuşum. İlk kez Wattpad’de, ikinci kez Kitap olduğunda 2017 de, ve bu da üçüncü kez. Gerisini siz düşünün.
KehfBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 20172,073 okunma
Kitapta doğru olanların çokluğu o kadar gözünüzü boyuyor ki, yanlış olan noktaları fark edemiyorsunuz. Sinir bozucu yanları olsa da yönetim ve yöneticinin nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği hakkında fazlaca hipotezleri bulunuyor. Sıkça psikolojik ve sosyal analiz yapan Eric Hoffer’ın hayatı da çok enteresan. Okumanızı tavsiye edeceğim. Zira size bir şeyler katacağına çok eminim.
Kesin İnançlılarEric Hoffer · İm Yayın Tasarım · 19952,764 okunma
