"Anne hani sevgiliyi görmek için köyüne gitmiştim ya
O gün ellerini nasıl kokladıysam çöl boyu gül kokusu gitmedi burnumdan.
Sanki sende yanımda yürüyordun.
Anne o sadetli evine yaklaşırken kalbim durucak gibiydi
Eşiğini öptüm, ellerini öper gibi.
Çok az kalmıştı görmeye, kapı açılacak sevgiliyi görecektim
Kapı açıldı ama göremedim.
Yoktu bekliye bilirdim dönüşünü ama sen yalnızdın.
Sevgilinin çok seveni vardı ölümü bile göze alan
Ama senin benden başka kimsen yoktu
Ben de gül için gülü görmemeye göze aldım
Sana döndüm ama gördüm ki, her yol aslında ona çıkıyormuş.
Meğer Allah, senin avuçlarında bana sevgilinin kokusunu sunmuş yıllarca.
Anne sana bir müjdem var!
Sevgili gül kokulu hırkasını göndermiş bana.
Şimdi tek dileğim, bu hırka hem bana güç versin onsuzluk sabrında, hem sana ışık olsun karanlık kabrinde..."