Ben bir Memet öldürdüm galiba,
bir ikindi zamanı,
Selimiye Kışlası'nda,
taş merdivende.
Elinde ekmek vardı Memedin
Memet nerde bulmuş ekmeği?
Kim bilir...
Memet sarı bıyıklıydı,
siyahtı ekmek.
Ben kırmızı kuşağımı çözerek
(dört kulaç
ışıl
Kitap okuyor mahkûm Halil.
Çevirirken dizinde duran kitabın yapraklarını
çok rahat bir ustalıkla kullanıyor
bileklerinden demirli parmaklarını.
Kitap ve kelepçelerle
on üç senedir
bu beşinci yolculuğudur.
Gözlerinin altında çizgiler
şakaklarında beyaz.
Halil belki ihtiyarladı biraz.
Fakat kitap, kelepçe ve yürek eskimedi.
Ve şimdi
yürek her zamankinden umutlu
Halil okurken kitabını,
“—Kelepçem,” diye geldi aklına,
“günler yakın,
seni pulluk yapacağız kelepçemin demiri.”
Ve öyle güzel söylenmiş buldu ki bu fikri
yine üzüldü birdenbire
ölçülü ve ölçüsüz
şiir yazmak hünerini bilmediğine.