Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sosyalistler uluslar arasındaki savaşı her zaman barbarlık ve gaddarlık olarak görüp lanetlemişlerdir. Fakat bizim savaşa karşı tutumumuz burjuva pasifleri ve anarşistlerin tutumundan temelde farklıdır. Pasiflerden farkımız şudur: Biz savaşların ülke içindeki sınıf mücadelesiyle kaçınılmaz bağa sahip olduğunu görüyoruz; sınıflar kaldırılıp sosyalizm kurulmadığı müddetçe savaşın yok edilemeyeceğini biliyoruz.
Kalıcı ve demokratik barış isteyen biri hükümetlere ve burjuvaziye karşı iç savaştan yana olmalıdır.
Reklam
Bugünkü savaşta burjuvazinin halkı aldatmak için en çok başvurduğu yöntem yağmacı amaçlarını 'ulusal kurtuluş' ideolojisiyle gizlemektir.
''Başka ulusları ezen bir ulus özgür olamaz.'' (Marx ve Engels) 'Kendi' ulusunun başka uluslara karşı en ufak bir şiddetine göz yuman bir proletarya sosyalist olamaz.
Ancak devrimci bir mücadele yürütülürse ‘barış’ talebi proleter bir anlam edinir. Demokratik barış denen şey bir dizi devrim olmadan bir küçük burjuva ütopyasıdır.
Komünist Manifesto'daki ''işçilerin vatanı yoktur'' sözü bugün her zamankinden daha doğrudur. Proletarya ancak burjuvaziye karşı uluslararası bir mücadele yürüterek kazanımlarını koruyabilir ve ezilen kitlelere daha iyi bir geleceğin kapılarını aralayabilir.
Reklam
"... Teorik olarak, her savaşın, politikanın başka araçlarla bir devamı olduğunu unutmak büyük yanılgıdır. Şimdiki emperyalist savaş, iki büyük devlet grubunun emperyalist politikasının devamıdır ve bu politika, emperyalist dönem ilişkilerinin bütünü tarafından yaratılmış ve körüklenmiştir. Ne var ki, aynı dönem, ulusların ezilmelerine karşı savaşım politikalarını ve burjuvaziye karşı proletarya savaşımını da kaçınılmaz olarak doğuracak ve körükleyecek, ve bunun sonucu önce devrimci ulusal ayaklanmalar ve savaşlar; sonra burjuvaziye karşı proletarya savaşları ve ayaklanmaları; üçüncü olarak da her iki cins devrimci savaşların bir karışımını vb. mümkün ve kaçınılmaz hale getirecektir." Dördüncü Baskı, 1978, s. 63
«... Marksizm, pasifizm demek değildir. Savaşın hızla sonuçlanması için mücadele, kuşku yok ki gereklidir, ama "barış" isteği ancak devrimci bir mücadele çağrısı ile proleterce bir öz kazanır. Devrimler birbirini izlemezse, sözde demokratik bir barış, bir küçük-burjuva ütopyasıdır.»
"... kapitalist toplum daima ucu bucağı olmayan bir dehşettir."
Sayfa 64 - sayfa numarası 78 baskısına göre.Kitabı okudu
«... Savaş, kuşku yok ki, şiddetli bir bunalım yaratmış, yığınların endişesini beklenmedik ölçüde artırmıştır. Bu savaşın gerici niteliği ile bütün ülkelerin burjuvazisinin kendi yağmacılık amaçlarını “ulusal” ideoloji sözü ardına gizleyerek söyledikleri hayasızca yalanlar, nesnel devrimci bir temele dayanarak haliyle yığınlar arasında devrimci kıpırdamalar yaratmaktadır. Bu duyguların bilinçli bir hale gelmesi, derinleşmesi ve şekillenmesinde yığınlara yardım etmek -bizim görevimizdir. Bu görev ancak şu slogan ile doğru olarak ifade edilir: emperyalist savaşı içsavaş haline çevirin; ve savaş sırasındaki bütün tutarlı sınıf savaşımları, ciddi bir şekilde yürütülen bütün “yığın hareketleri”, eninde sonunda bu amaca yönelmelidir. Güçlü bir devrimci hareketin, büyük devletler arasındaki birinci mi, yoksa ikinci emperyalist savaş sırasında mı olacağını; savaştan önce mi, savaştan sonra mı patlak vereceğini şimdiden söyleyemeyiz, ama ne olursa olsun bizim görevimiz bu yönde sistemli olarak yılmadan çalışmaktır.»
Sayfa 27 - sayfa numarası 78 baskısına göre.Kitabı okudu
Reklam
«Bugünkü savaşta, gerek “kendi” hükümetinin zaferini savunmak, gerek “ne zafer, ne yenilgi” sloganını savunmak, sosyal-şovenizm görüşünden çıkar. Gerici bir savaşta, devrimci bir sınıf, hükümetinin yenilmesini istemekten başka bir şey yapamayacağı gibi, hükümetin askeri başarısızlıkları ile onu devirme olanaklarının arttığını görmemezlik de edemez.»
Sayfa 29 - sayfa numarası 78 baskısına göre.Kitabı okudu
273 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.