Şu an ki durumumuza...
Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet.
SEN NERDESİN? Caddeden sokaklara doğru sesler elendi, Pencereler kapandı, kapılar sürmelendi. Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar, Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar... Son yolcunun gömüldü yolda son adımları, Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları. Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda: Yanan alnım duvarda, sönen gözlerim camda, Yuvamı çiçekledim, sen bir meleksin diye, Yollarını bekledim görüneceksin diye. Senin için kandiller tutuştu kendisinden, Resmine sürme çektim kandillerin isinden. Saksıda incilendi yapraklar senin için, Söylendi gelmez diye uzaklar senin için... Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle, Saatler son gecenin geçti cenazesiyle, Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü, Sokaklardan caddeye doğru sesler döküldü... Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
Reklam
Saldım nefesimi, nefesim alev oldu, alev duvara değdi, duvarda bir kapı açtı, kapı, ayrık otları, eğrelti otları, peygamber kılıçları, şeytan kılıçları, paşa kılıçları, aslanağızları, pençeleri, yeşil, koyu, ağdalı yaprakları ile orman gibi bir bahçeye geçti. Bahçenin orta yerinde bir halı belirdi. Halının desenleri arasında, Anka kuşları, hüthüt kuşları, ebabil kuşları, bülbüller ve envai çeşit kuş, hüsn-ü yusuflar, menekşeler, sümbüller arasında yürüdü. Halının ortasına, kan rengi bir gül oturdu. Güle, bir ışık huzmesi vurdu. Gül dışındaki her şey, çiçekler, yapraklar, kuşlar, gülün ışığı ile kör oldu, karanlıkta kaldı. Resme, Güle sorma o bilmez adını verdim. Halıyı bir ucundan yaktım. Ateş usul usul yürüyorken, resmi kendi haline bıraktım.
Temuçin’in büyükbabası Kabul Han ve babası Yesukai, zamanında, Moğol Yakkaları, Güney Gobi’de bir çeşit üstünlüğe sahip bulunuyorlardı. Moğol ırkından olmaktan faydalanarak Baykal Gölü’nün doğusuyla bugünkü Mançuri sınırı üzerinde Khingan diye anılan dağ sıralan arasındaki en iyi otlakları kendilerine mülk edinmişlerdi. Bu otlaklar Gobi’nin
TEMUÇİN VE SELLER Moğolların kızıl saçlı Han’ı ilk düzenli savaşını yapmış ve kazanmıştı. Artık bir kumandanın, adamların reisinin taşımaya hakkı olan başı sivri ve fildişi asayı gururla taşıyabilirdi ve Han, hizmetinde adamlar olması için, şiddetli bir ateş hissetmekteydi. Şüphe yok ki bu ateşin kaynağı yoklukla geçen senelerinin sefaletinde,
HAYAT İÇİN MÜCADELE Temuçin'in büyükbabası Kabul Han ve babası Yesukai, za­manında, Moğol Yakkaları, Güney Gobi'de bir çeşit üstünlüğe sahip bulunuyorlardı. Moğol ırkından olmaktan faydalanarak Baykal Gölü'nün doğusuyla bugünkü Mançuri sınırı üzerinde Khingan diye anılan dağ sıralan arasındaki en iyi otlakları ken­dilerine mülk edinmişlerdi. Bu
Reklam
432 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.