"Bacaklarını aç benim için." Julia lavabonun üzerinde oturuyordu. Ellerini ha- reketsizce karnının üzerinde tutarak bacaklarını iyi- ce açtı. Clay, onun eteğini beline kadar sıvadı ve iç çamaşırının dışı boyunca burnunu gezdirerek onun kokusunu içine çekti; duyularını tamamen Julia'nın kontrol etmesine izin verdi. Julia derin bir
Sayfa 121
Koşanlar, yarışanlar, dehşet ötesi dehşet Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet.
Reklam
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Julia, dudakları nefis bir sırıtışla büküldü. "Verdiğim sözleri oldukça ciddiye alırım," dedi Clay, parmaklarının arasındaki külotu çevirip, onun ayaklarındaki tutuşunu sıkılaştırırken. İç çamaşırını sabit tuttu ve Julia'nın ağzının açılıp kalmasını, gözlerinin huşuyla kapanmasını izleyerek, onun lezzetli, kayganlığı boyunca
Sayfa 88
Okuma yazma bilmez cahil bir köylüyü uşak tutup kendine, günün birinde vurdu kapıyı, düştü yola Don Quijote, düşmanlarıyla savaşmaya. Yüz elli yıl geçti aradan, Toby Shandy koca bir savaş meydanına çevirdi bahçesini, sabah akşam savaşçı gençliğinin hatıralarına sığındı, ve yanından bir an olsun ayrılmadı sadık uşağı Trim. Trim topallıyordu yürürken tıpkı Jacques gibi, Jacques da Trim'den on yıl sonra, efendisini güldürüp eğlendirdi yol boyunca. Jacques da, yüz elli yıl sonra, efendisi teğmen Lukaç'ı eğlendiren ve korkutan, Avusturya-Macaristan ordusunun askeri Jozef Şvayk gibi geveze ve inatçıydı. Otuz yıl geçmişti Şvayk'ın ardından, bir de bakmışlardı ki efendisiyle uşağı Beckett'in Oyun Sonu'nun, bir başlarına kalıvermişlerdi dünyanın bomboş sahnesinde. Bitmişti yolculuk. Uşak ile efendisi bütün modern Batı tarihini baştan sona arşınladılar. Prag'da, o büyük elvedanın şehrinde, giderek uzaklaşan kahkahaları kulaklarımdaydı. Hani vurulur ya insan dokunsan kırılacak şeylere, fani şeylere, zincire vurulmuş şeylere, ben de öyle vurulmuştum o kahkahalara, aşkla, sızıyla.
Sayfa 19 - Bir varyasyona girişKitabı okudu
Bir insanın bir insanı gerçekten tanıyabileceğine dair bütün inancımı kaybettim. Son umudum Savaş'tı, o da tükendi gitti. Babamdan sonra inancımı toparlayacak son erkek oydu. Büyük şeyler beklediğimden değil. Hatta şimdi evleniyoruz ama sonradan bir sürü bokluk çıkar diyebiliyordum. Ben birlikte yürüyebileceğimiz samimi, içten, gerçek bir
Sayfa 168Kitabı okudu
Reklam
Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle Saatler son gecemin geçti cenazesiyle
Sayfa 118
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Sen Nerdesin
Yuvamı çiçekledim, sen bir meleksin diye, Yollarını bekledim görüneceksin diye. Senin için kandiller tutuştu kendisinden, Resmine sürme çektim kandillerin isinden. Saksıda incilendi yapraklar senin için, Söylendi gelmez diye uzaklar senin için. Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle, Saatler son gecemin geçti cenazesiyle, Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü, Sokaklardan caddeye doğru sesler döküldü...
Büyük Gece
Kaç kez hayretle baktım sana, başlangıcı düne ait bir pencereden, öylece durdum ve hayretle baktım. Yeni kent, benim için yasak kent gibiydi henüz, ve inatçı manzara kararmaktaydı; sanki ben, hiç yoktum. En yakınımdaki nesneler bile çabalamıyordu anlaşılır olmak uğruna. Yol, sokak lambasını itip geçiyordu, yabancıydı. Sonra ötede-bir oda,
Sayfa 17 - Kavram
Reklam
Ne yazık ki yazmaya çalışmanın pek anlamı yoktu. Kelimeler aklına gelmiyordu. Bunun olmasından nasıl da nefret ediyordu. Son zamanlarda çok sık oluyordu... böylesi bir zorlukla daha önce hiç karşılaşmamıştı. Aidan McBridela tanıştığından beri yazmak zordu! Onunla bu akşam buluşacağı için endişeliydi. Hafif bir akşam yemeği hazırladı ama neredeyse
Sayfa 207
Bütün gece acı bana baltayla vurdukça vurdu, ama rüya karanlık bir su gibi kanlı taşları yıkayarak geçti.
Sayfa 275Kitabı okudu
yüzümün sürgün yerlerine ayışığının şavkı vurdu ve kederli çizgiler büyüdü aynadaki çatlak. düşündüm hani birbirimize verdiğimiz o ilk öpüşün karanfili şimdi nerdedir o gürül gürül akan dağ çeşmesi. biliyorum dumanlı yıllar geçti kötü yıllar, hüzünlü ve savruk karşılaşınca bir sokak ortasında bir gün, tanımayacağız bile birbirimizi çünkü biraz da yaşadıklarımız değil midir yaratan yüzlerimizi
Yeni Bir Gökyüzü AranıyorKitabı okudu
İlk Celali İsyanı
Yavuz Sultan Selim zamanında meydana gelen bir isyan bütün Osmanlı tarihine damgasını vurdu. Bozoklu (Yozgatlı) Celal adlı bir timarlı sipahi şeyhliğini ilan edip, taraftar top­lamaya başlamıştı. Tokat'ın Turhal ilçesinde bir mağarada ya­şayan Celal'in etrafındakilerin sayısı binlerce kişiye ulaşmıştı. Celal, yanındakilere kendisinin mehdi olduğu söylüyordu. Şah Veli ünvanını alan Bozoklu Celal, Tokat-Sivas havalisinde ha­ kimiyet kurunca Osmanlı yöneticileri harekete geçti. Şehsuvar Ali Bey, İran'a kaçan asilerin Erzincan civa­rında önünü kesti. 1519'da meydana gelen savaşta asiler mağ­lup edildi, reisleri Celal de öldürüldü. İsyan bitmişti. Ama adı yadigar kaldı. Bozoklu Celal'in isyanı Osmanlı literatürüne yeni bir ismi kattı. Bu tarihten sonra Anadolu'da isyan eden­lere Celal'e nispetle "Celali" denildi.
551 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.