Mesleğinde zirveye ulaşmışken doktor önlüğünden hasta önlüğüne geçiş yapan cesur bir adamın hayat hikayesi.
Benim kelimelerim kitabı anlatmaya yetersiz kalacak ama lucy'nin bölümünden bir alıntıyı koyarak aslında kitabın ne anlatmak istediğini ve benim kelimelere dökemediklerimi yazmak isterim.
"Ölümün çoğumuz için tabu olduğu bir kültürde, Paul'ün gözlerini kaçırmadan ölümün üzerine gitmesi aslında yeterince idrak edemediğimiz bir metanetin göstergesi. Onun sahip olduğu gücün bileşenleri tutku ve çabaydı, ama aynı zamanda sertliğin tam tersi olan bir yumuşakbaşlılıktı. Paul hayatının çoğunu yaşamı anlamlı kılmanın formülünü arayarak geçirmişti ve yazdığı kitap da bu arayışın keşif gemisiydi. "Nereye gittiğini bilen adama, bütün dünya yol verir," demişti Emerson. "O, hayalini anlatmanın bir yolunu daima bulur, ağır başlı bir sevinçle onu mutlaka duyurur." İşte bu kitabı yazmak da, nereye gittiğini bilen bu cesur adamın bize bildiğini söylemesi için, ölümü metanetle karşılamayı bize öğretmesi için bir fırsattı. "
-Ölüm varsa hayatın anlamı ne diye soranlar
Her nefesle günden güne havaya karışanlar!
Meçhuldür sizden sonrakiler, unutuldu hep öncekiler:
Ruhlar baki olsa da, zamana yenik düşer fani bedenler
Ey okur! Öyleyse, zamanın hakkını ver hala vaktin varken
ne diye ölümü kovalarsın, henüz hayattayken!