Bu skandal ikinci olarak, ki bence daha önemlidir, Alfred Jarry’nin kendi sanat anlayışını mevcut sanat anlayışının karşısında konumlandırarak, ona daha cesur, daha muhalif, anti-burjuva görünen bir üstünlük verdi. Sanatçı böylece kendisini sıradan, muhafazakâr ve otorite yanlısı sanattan ayırıyordu. Jarry otorite karşıtıydı, burjuvaziye acı vermişti, ince zevkleri rahatsız etmişti. Yani düzen karşıtıydı. Böylece kapitalist üretim ilişkilerini yerinden oynatmadan, burjuvaziye sanatsal bir savaş ilan etmenin yolu bulunmuş oluyordu. Bu yöntem, piyasada kendine yer açmak isteyen sanatçılar tarafından daha sonra da sık sık kullanıldı.