TASAVVUF VE FIRKALAR, SAYFA: XXXXIII
Tefsirinin bazı yerlerinde, müfessirimiz kendisini sofiyyeden addettiğini müşahede etmekteyiz. Kehf sûresinin başındaki kerâmet âyetinden uzun uzun bahsederken, sofi dostlarımız, bu âyetin kerametiyle sözün sıhhatını ihticac ederlerken... gibi sözleri, (231) kendisinin sofiliğin dışında olmadığı anlayışına ulaşmış oluyoruz. Onun tefsirdeki umumi
Huzur Yay. 1. Baskı: 2020, 1. Cilt
İhtiyacım olan salt bilgiydi. Ve o bilgiyi aldıktan sonra ne yapacağım sadece beni ilgilendirirdi. Bir de gidip o bilgi karşısında X yazarın ne hissettiğini bilmem gerekmiyordu. Ben yeterince hissediyordum.
Reklam
FIKIH VE USÛLÜ, SAYFA: XXXX
er-Râzî, tefsirinde geniş fıkhi meselelere girişir. Halbuki bazılan bu tefsirde fıkıh olmadığını zannederler. Bu, ilim ve kelâmî şöhretinin yanında, diğer yönlerinin unutulmuş olmasından ileri gelmektedir. Halbuki o, fıkhi meselelere yeni genişlikler vermiş, âhkâm âyetlerinin tefsirinde mezhep ihtilaflarını zikretmiştir. Mesela (202) "Hataen
Huzur Yay. 1. Baskı: 2020, 1. Cilt
İslâm, hem kadına hem de erkeğe aşkın gerçek anlamını öğreten tek dindir. Batı kafasına göre 'aşk' kavramı, birbirine karıştırmayasınız sakın, şehvetten başka bir şey değildir. Aşk yetenektir, davranışlar toplamıdır, tutumdur, düşünceler silsilesidir, sevilen ya da iğrenilen tüm şeyleri içeren bir şeydir. Bütün bu saydıklarım, güzel bir kadın, güzel bir zevce çıkarır ortaya. Sonsuza kadar solmayacak olan güzellik de bu güzelliktir zaten. Sizin Batı Medeniyetinizdeki anlayışa bakılırsa, adamın karısının beden güzelliği solduktan sonra, kadın tüm çekiciliğini yitirmiştir artık. Ama İslâm, kadının iç evrenine bakmayı öğretir insana ve kadına da bizim iç evrenimize bakmasını öğretir. [Malcolm X]
Buradan da anlaşılacağı üzere barış kelimesi birçok anlama gelebiliyordu. Hatta barış dışında her anlama geliyordu. Aynı savaş kelimesi gibi. Örneğin göç konulu toplantıda da bu kelime bolca kullanılıyordu. Ancak toplantı gerçekte bir matematik sempozyumu olduğu için savaş kelimesi burada sıfır yerine geçiyordu. Yani yutan eleman. Bu da normaldi çünkü savaşla çarpılandan geriye hiçbir şey kalmıyordu. Örnek: 75.000.000 İnsan x İkinci Dünya Savaşı = 0
"Acve (bir hurma çeşidi), cennet meyvelerindendir. O, zehirlenmeye karşı şifadır." (Tirmizî, Tıp, 22) "Sabahleyin aç karına hurma yiyin, çünkü bağırsak kurtlarını öldürür." (Kenzu'l-Ummâl, X, 26)
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
ACTO III — ESCENA X
Don Diego. — Si tú la quieres, yo la quiero también. Su madre y toda su familia aplauden este casamiento. Ella..., y sean las que fueren las promesas que a ti te hizo..., ella misma, no ha sido media hora, me ha dicho que está pronta a obedecer a su madre y darme la mano, así que... Don Carlos.— Pero no el corazón.
Sayfa 124
ACTO III — ESCENA X
...me llamaba Don Félix de Toledo nombre que dio Calderón a algunos amantes de sus comedias.
Sayfa 121
Tekrarın kitlelere etkisini, en aydın kişiler üzerindeki gücüne bakarak anlamak mümkündür. Bu güç, tekrar edilen şeyin, eylemlerimizin sebeplerinin oluştuğu yer olan bilinç dışının derinliklerinde iyice yerleşmesinin sonucudur. Bir süre sonra, artık bir savı ilk kimin ortaya attığını da bilemez, yine de inanırız. Reklamın hayret verici gücü de tam da buradan gelir. En iyi çikolatanın x çikolatası olduğunu 100 kere, bin kere okuduğumuzda bunu pek çok farklı kaynaktan duyduğumuzda sonra en sonunda doğruluğundan emin oluyoruz. Y marka merhemin, meşhur kişilerin inatçı hastalıklarını iyileştirdiğini bin kere okursak, o hastalığa yakalanmamızda biz de bu merhemi denemeye meyilli oluruz. Eğer sürekli aynı gazetede A kişisinin tam bir alçak, B kişisinin ise çok dürüst bir adam olduğunu okursak buna ikna olur ve aynı şekilde düşünmeye başlarız.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.