Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
204 syf.
9/10 puan verdi
"Hayalin Derinlikleri"
Yazıldığı döneme göre oldukça değişik bir Türk Edebiyatı eseridir. Hatta serinin diğerlerine kıyasla bayağı farklı bir eserdir. Bir kere çok cesurca bir girişim. Neden peki.. O dönem yazılan Türk Edebiyatı eserlerini İş Bankası Kültür Yayınları ile okumaya niyet ettim ve seriyi halen okuyorum. Genel itibari ile belli başlı hatlar var ve
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,8bin okunma
Rusya-Suriye ilişkilerinin tarihsel bir derinliği bulunmaktadır. Bu münasebetler iki tarafın karşılıklı çıkarları bakımından süreklilik göstermektedir. Kremlin'in Putin yönetiminde gücünü tekrar kazanmasının ertesinde Orta Doğu'da ilk adım attığı yer Şam olmuştur. Bu bağlamda Moskova'nın Şam söz konusu olduğu zaman sert bir tutum takınması ve Batı'ya silah göstermesi doğal bir durumdur. Çünkü Suriye, SB döneminden itibaren Moskova'nın bölgedeki en kayda değer müttefiki olmuştur. İki başkent arasındaki münasebetler, Suriye'nin bir önceki devlet başkanı olan ve mevcut devlet başkanı Beşar Esad'ın babası Hafız Esad zamanında en üst seviyede olmuştur. Şam'ın Rus silah endüstrisi bakımından kayda değer bir pazar olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Moskova, Şam'ın askeri silahla- rım halen temin eden tek devlet olma özelliğini uzun yıllardır boyunca devam ettirmiştir. Gerçekten de, beynelmilel kamuoyunun tüm endişelerine karşın Moskova, Şam'ın biricik silah sağlayıcısı olmayı sürdürmektedir. Öte yandan Şam'ın ABD ve Avrupalı ülkeler tarafından artan bir biçimde izole edilmesi durumu Moskova'ya daha geniş bir hareket sahası sağlamıştır.
Sayfa 63 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
Güzellerden yüz bölük asker gönlüme kastederek pusuya girse, yine korkum yok. Tanrı'ya şükürler, minnetler olsun, benin ordular bozan bir gönlüm var.
Onu bunu bilmem hafız! Ya kul olacaksın, ya da kul olabilenin gönlüne gireceksin! Gerisi hikaye..!
İnsanların birçoğu ilimden yoksun oldukları için günahkâr ve zâlim olurlar.
İmam Gazali
İmam Gazali
Ve ilaveten şunu söylemek istiyorum: İlim yolu, insanı "İnsan" eden bir süreçtir. Diğer türlü sosyal medyanın gösterişliğine kapılıp çalkantılı yaşam süreriz, ilimden yoksun olan biri hayvanlaşır, hissizleşir. Bu ilim sadece pozitif ya da dini ilim olmamalı her iki alanı da dengeli şekilde hayatımızda sürdürmeliyiz yoksa bilimden yoksun din görevlisi, yalan söyleyen hafız, samimeyetsiz inançlı ya da materyalist bilim insanları çoğalır. Şuan ki durumun sebebi, toplumun kötüye gitmesinin sebebi her şeyi bildiğini sanıp aslında hiçbir şey bilmeyenlerin sayısının çoğalmasıdır. "İlim ile ileriye, din ile doğruya, sanat ile güzele gidilir."
“O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar! Allah’a arınmış bir kalp ile gelen başka.”(Şuarâ, 26/88-89) O gün insanlar dünyada işledikleri fiillerin karşılığını tam ve eksiksiz olarak görecekler, mallarının ya da evlatlarının çok olması onlara bir fayda sağlamayacaktır. Sadece Allah Teâla’nın huzuruna arı duru, samimi bir gönül ile gelenler kurtuluşa erebileceklerdir.
Sayfa 174 - DİBKitabı okudu
Reklam
“el ayak değil ki kırk günde kaynaya kırılan kalpti hafız sarılır mı alçıya...” İnce söz. İncecik ruhları işleyen söz. Sabah sabah Ya Rabbelalemin! :/
"Bunca zaman sonra bile, Güneş Dünya'ya asla "Bana borçlusun." demiyor. Bak, böylesine bir aşk tüm göğü aydınlatıyor." HAFIZ-I ŞİRAZİ
Ve hayret ettiler Hafız Osman'ın vavını almak istemeyen kayıkçıya. Olacak ya, üzerinde para yok o gün. Beşiktaş'tan Üsküdar'a geçiyor. "Bir vav yazayım sana evladım!" diyor kayıkçıya. Kayıkçı yüzünü buruşturarak alıyor vav'ı, ta ki yolu Bedesten'e düşene kadar. Avuç dolusu para sayıyorlar kayıkçıya o vav için. Ve bir gün tekrar biniyor kayığa usta. Kayıkçı bir vav daha istiyor. Hafız Osman reddediyor onu, "O vav her zaman yazılmaz," diyerek.
Sayfa 154
Gülersemçarpılırımgülersemçarpılırımgülxnxnndj
- Bu ağaçtaki adam kim? - Allah! - Allah mı? - Hee! - Demek Allah bu. Dur hele neydir o ağaçta? - Yaratir. Ağacı yarattı, şimdi çıktı dallarını, yapraklarını yaratir. - Allah Allah! Ey hele dur, bu kalabalık niye toplanmış? - Dilek için. Herkes dileğini söyliyecek, ne istiyecekse istiyecek. - Sorgu da sorulacak (mı)? - Helbeeet! Yanaştı, ağacın
Reklam
Sabrın arefesindeyiz hafız, Ya bayram edeceğiz, Ya da kurban olacağız... _B.Ceylan
Ya hafız,ya kebikeç…
Koru bizi düşmanlıktan, nefret ve zulümden… sırasız ölümlerden… koru ülkemi.
Goethe için de Hafız için de dünya bir "ağlama ve sızlanma yeri" değildir. Hal böyle olmakla beraber Müslüman şairle mukayese kesinlikle burada son bulmamaktadır. Goethe kendi şiiri için sadece İncil'den beslenmez, bilakis idolü Hafız gibi Kur'an'dan da istifade eder. Hakikaten de Goethe hatta bir adım daha ileri gider: Doğu Batı Divanı'nın büyük girizgah şiirine o, -ki Şarkılar Kitabı'nın başında takdim etmektedir- Hegire (Hicret) başlığını vermekte ve bu şekilde Peygamberin Hicret'ine işaret etmektedir. Kendisi de bu misali takip etmektedir. Hz. Muhammed'in 622 yılında Mekke'den Medine'ye hicreti, bilindiği üzere İslam takviminin başlangıcını teşkil eder. Hicret şiirinin ilk kıtasında Doğu Batı Divanı'nın şairi, "pederşahilerin havasını teneffüs etmek" için "saf Doğu"ya "hicret eder".
Muhammed B.Ahmed El-Hafız tahdis etti, dedi ki: Bize Ahmed B.Ya'kûb tahdis etti, dedi ki: Bize Muhammed B.Osmân tahdis etti, dedi ki: Bize Ahmed tahdis etti... Bize Muhammed B.Abdulazîz Et-Teymî tahdis etti. Onun El-Alâ İbnu'l Museyyeb'den, onun babasından rivâyet ettiğine göre o şöyle demiştir: Abdullah B.Mes'ûd (r.anh) dedi ki: "İttibâ edin, bidat çıkarmayın. Bu takdirde ihtiyacınız karşılanmış olur. Her bidat dalâlettir."
Sayfa 8 - Neda Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.