Ey bülbül, sana gülün işvesini, tabiatını söyledim ya... bırak bu aşkı; çünkü o gülümseyen gül, ancak kendisini beğenir, kendi fikrine uyar.
Bana öğretilen her şeyi, Latin, Arap, Fars, Yunan, İtalyan dillerini, fıkıh ve kelam bahislerini, Sadi-i Şirazi'den Hafız'a, Hayyam'dan Celaleddin-i Rumi'ye, İmam Gazali'den İbn-i Haldun'a, Eflatun'dan körlerin değneği Omiro'ya kadar bütün ustaları, bu dünyanın yarattığı bütün bilgileri kıvır kıvır saçlı kafamın içine doldurmuştum.
Reklam
Eskilerce bir İnanış vardır : Kitabınn ilk yaprağının üstüne «Yâ kebîkec» yazılırsa güve yemez. Kebîkec, kitapları güveden koruyan meleğin, yahut cinin, şeytanın adıdır. Hocanın bİri, mollasından bir kitap ister. Molla, kitabı eline alınca bakar ki lime lime; güve delik deşik etmiş. Hocam der, kitabı güve yemiş !Hoca bağırır: Ya Kebîkec yazmadın mı? Molla cevap verir« Yazdım, yazdım ama önce Kebîkeci yemiş de sonra kitabı yemiş. Yangına karşı evleri koruyan «Ya Hâfız * levhasiyle kitapları koruyan «Ya kebîkec yazısı, asırlarca bir iş göremedi; levha kırıldı, Kebîkec yendi. Zaman güvesi, artık divan edebiyatının perilerini de, bu perinin ilham ettiği baharı da, hazanı da, neşeyi de, elemi de ve bütün mecazlar saltanatını da yedi, bitirdi, önce Kebîkeci yedi de sonra Öbürlerini!
Bir Gün Huzuruna GELECEĞİM ALLAH'ım...
Bir gün sana geleceğim ALLAH’ım, sırtımda dünya kadar günah ve hatalarla, biliyorum bana günah ve hata yapmak yakışmıyor ben kendime yakışanı yapamadım ama sana affetmek çok yakışıyor ALLAH’ım sen sana yakışanı her zaman yapansın beni affet, bana merhamet et, ben dünya güzelleğine aldandım, nefsimin ve iblisin tuzaklarına düştüm günah evi olan
Âşık tek başınayken bile yalnız kalamayan adamdır. Yalnız kalamaz o, ya sevgilinin hayali vardır ya sen kendisi. Hz. Mevlana gibi seslenir ; ”İki gecem var ikisinde de uykusuzum, biri sensiz olduğum gece. Hasretin bırakmaz ki gözüme uyku girsin. Diğeri senle olduğum gece. Yanımda sen varken uyumak olur mu?” Âşık yalnız kalamaz hafız. Ayrılık, hasretlik de kâr ediverir bazen câna
254 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hediye kitaplarla okumaya devam ediyorum. Evliya Çelebi 1611 yılında İstanbul' da doğmuş, 1683'te Mısır'dan dönerken yolda yahut da İstanbul'da öldüğü sanılan bir büyük seyyahtır. Hayatı 4. Murat zamanına tekabül eder. Kitabı hazırlayan yazar (Hüseyin Tekinoğlu) , Evliya Çelebi'nin 10 ciltlik seyahatnamesinden alıntı yaparak seyyahın yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinden örnekler veriyor. Rivayet o ki, Evliya Çelebi bir gün rüyasında Peygamberimizi (a.s) görür. O'na "Şefaat Ya Resulallah" diyecek yerde, "Seyahat ya Resulallah" der. Peygamberimiz de ona dua eder. Ve Çelebi'nin seyyahlık macerası böylece başlamış olur. Çelebi yazılarında gördüğü bazı yerleri abartmayı sever, fakat yalanı hiç sevmez. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar yazar. Şifalı bitkileri, o yörenin yemeklerini ve mümkünse idarecilerine varıncaya kadar görür ve yazar. Bir çok dil bilir. Hafız ve hacıdır. 7-8 saatte Kur'an-ı Kerim'i hatmettiğini seyahatnamesinin birçok yerinde yazar. 254 sayfa. Güzel bir gezi kitabı. Tavsiye ederim.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden SeçmelerHüseyin Tekinoğlu · Kum Saati Yayınları · 201321 okunma
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.