Neredesin. Belki duymuyorsun bile. Çünkü çok oldu. Onlar azken olacaktı bu. Yani sen. Onlar azken... Köşe kapmaca oynar gibi; aynı ağacın altında karşılaşıverirdik. Şimdi o kadar çok ağaç var ki: Ağaç, ağaç, ağaçlar. Ağaçtan başka bir şey yok, denebilir. O kadar çok ağaç. Hangisinin altında buluşuvermek imkânı var. Var belki imkânı. Ama zaman yeter mi. Hayır. Biliyorum. Ben bir ağacın altında beklesem de yetmez. Sen beklesen de ben yetişebildiğim kadar ağaç dolaşsam. Sonra. Sonra bir ağaç kendi içinde orman olacak. Aklıma biraz önceki ağaçta şimdi senin olabileceğin düşüncesi biri bin, bini orman edecek bana. Bırak ki etsin. Bırak ki seni bir ağacın altında görür gibi olayım. O an ile son arasındaki zaman o ağaç ile senin ağacın arasındaki mesafeyi karşılamıyorsa ne olacak. Olur olur. Mesafe karşıladı diyeyim. Tam tastamam karşıladı. Bu neye eşit olacak. Ben ölüme mi eşit olacağım o zaman. Yoksa sen mi ölüme eşit olacaksın. Sen ya da ben. Ne çıkar bundan.
.Olanlardan başka ne oldu şimdiye kadar. Sonra.. kaç sonra bekledim. Sen neredesin. Onlarda mı. Şimdiye kadar olanlarda mı. Gözük. Sıyır birkaçını, ayır, geç bu yana. Ya da ben o yana geçeyim. Ama aynı şey bunlar. Aralık nerede. Aralık vermediler mi. Verdiler. Çoook verdiler. Şimdi bile aralıklar var. Ben geçeyim ne bulacağım. Gene geçtiklerimi. Kaç defa geçtim. İş senin geçmende. Aranan benim. Ben gördüm senin olmadığını. Senin çıkmadığını ben anladım.
Reklam
Erken kalan gördün mü? Benim bildiğim geç kalınır, ya da geç kalınmaz. Ama buradan bir şey çıkıyor. Tek adam geç de kalamaz. Demek sen bir yere, bir şeye, bir insana göre geç kaldın.
merhaba dostlarım
Kırılmak; insan, her şeye ve herkese kırılabiliyor. Kin tutmak değil bu, bir kırgınlık. Kötü insanlar kırgınlık duymaz, kin tutar. Ancak iyi insanların harcıdır kırgınlık. Ne anlatarak geçer ne affederek ne de affedilerek. O kalp kırılmıştır bir kere. O yara orada hep duracaktır. İç çeker çeker durursun. Sonra bir sigara denize karşı. Hiçbir şeyin
Meltemin estiği gökyüzünde seni bekleyen özgürlük var... Gel gör ki sen; "Ya düşersem?" diye sorup duruyorsun. Peki canımın içi, Ya uçarsan?
“Neden, birçok kez neden, ‘ödünsüzlükte’, ‘yoklukta’, ‘yokluk öncesinde’yim sararmışlığı, anlat bana. Nasıl bir yansımasın sen? Ya da yanılsama mısın? Niçin oyunun içindesin de, oyunla oyunlaşmıyorsun? Sıcaklığını neden bu kadar eriyik duymak? Anlat.. kendi ellerindir tuttuğun de. Biz birbirimizi birbirimize vermedik de. Biz deme.. ben eşit ben de.”
Sayfa 81 - 4. Baskı İstanbul Şubat 2012Kitabı okudu
Reklam
"İçimden şu zalim şüpheyi kaldır Ya sen gel ya beni oraya aldır" |
İsmet Özel
İsmet Özel
lütfen...
Bu da geçer. Bu da geçecek. Bu da geçmeli. Bu da geçsin Ya Hu ! Bu da geçsin lütfen . . .
Sayfa 29 - PDFKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.