❝ Bir gezgin, gezip gördüklerini satmaya başlayınca, çevresine toplanan hayran dinleyicilerin kölesi olur. Ondan sonra artık ‘görmedim’ ya da ‘bilmiyorum’ diyemez. Bunları söylerse küçük düşeceğinden korkar. Öyle yalanlar vardır ki onlardan ağızdan çok kulaklar sorumludur ❞
Afrikalı Leo
Afrikalı Leo
Sorulmaz, ah sorulamaz kimse bilmez zamanını ölümün bekleyiş amansız bir tutku gibi uzar (ya yarın, ya bugün) sonra tüm saatler susar
Reklam
HAŞHAŞİLERİN ASLI
İşte bilinmeyenleriyle Haşhaşi örgütü: Haşhaşîler denildiğinde, akla Hasan Sabbah, onun meşhur Alamut Kalesi, bir de uyuşturduğu fedaîlerini sahte cennete sokup, kadınlarla her türlü zevki yaşattıktan sonra çıkarıp, onlara o cennete tekrar kavuşmaları için görev vermesi, fedaîlerin de “gerçek zannettiği” bu “sahte cennete” tekrar kavuşabilmek için
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
Sorularimiz ve kim oldugumuz
beynimdeki tek soru, gözlerimi açtığımdan beri 'neden böyle bir yaratık haline geldim?' sorusuydu. zaten hepimiz kendimizi sorduğumuz sorulara göre belirleriz. tercihlerimiz sorularımızdan gelir... 'nasıl?' sorusunu soranlar gerçek hayatın gerçek uğraşların en iyi öğrenenleridir. bilimle, sanatla, dünyayı 'dünya'
BEN ÂRİFİM DİYE SÜRME MEYDANA Ben ârifim diye sürme meydana, Bir tenhada irfanına iyce bak, Âlem bu ya senden kâmil bulunur, Teraziyle dört yanına iyce bak. Bazı ahmak sözün bilmez tutulur,
Reklam
Murat Bardakçı: "Geçmişine bizim kadar küfreden başka millet yoktur. Nefret ediyorlar ya. Ulan senin büyükannen deden Osmanlı'ydı. Soysuz musun sen veya gökten zembille mi indin 1923'ten sonra?"
Conkbayırı-Atatürk ve anlattıkları...
Olan bitenleri seyrederken bir şarapnel parçası göğsümün sağ tarafına çarptı. Cebimdeki saati parça parça etti. Etime giremedi. Yalnız derince bir kan lekesi bıraktı. Bu parçalanmış saati sonra bugünün hâtırası olarak Liman Von Sanders Paşa'ya verdim. O da aile armalı kendi saatini bana hediye etti."
Sayfa 106 - Pozitif
Uzun zamandan sonra derin bir hikayede buldum kendimi,ne kadar derin ve sarsıcıysa bir o kadar incelikli ve kırılgan haliyle.. ***Bazen bana öyle geliyor ki,sen korkunç olayları korkunç bir sona bağlamak üzere bilinmeyen,görünmeyen bir el tarafından oynatılan bir kuklaydın yalnızca. Ama kuklaların da tutkuları vardır. Temsil etmeleri gereken olaylar zincirini evirip çevirir,bir kapris ya da hevesleri uğruna değiştirirler. Tam anlamıyla özgür ve aynı zamanda tümüyle kuralların hakimiyeti altında olmak...işte insan yaşamının her an karşımıza çıkan sonsuz çelişkisi...***
De Profundis
De Profundis
Murat Bardakçı: "Geçmişine bizim kadar küfreden başka millet yoktur. Nefret ediyorlar ya. Ulan senin büyükannen deden Osmanlı'ydı. Soysuz musun sen veya gökten zembille mi indin 1923'ten sonra?"
Reklam
”Rüyalarınızı süsleyen bu kişiyle tanışmayı ne kadar istiyor, umut ve hayal ediyorsanız olun onu özlemeye ancak onunla tanıştıktan sonra başlarsınız. Bir nesnenin yokluğunu (ya da başka bir şeyin yokluğunu) hissetmek için onun varlığı gerekli gibidir. O gelmeden önce de bir hasret duyuyor olabilirsiniz, ama yokluğunun yarattığı hüsranı tüm gücüyle hissetmek için önce onunla tanışmanız gerekir.”
Sayfa 24 - Metis
Evlilik belalı bir kurumdur. Düğünden önce her adam dikkatlidir, naziktir; göz koydukları genç kiza 'kendi karıları oluncaya kadar prenses gibi davranırlar; sonra hızla birer zorbaya dönüşürler, ona hizmetci gibi davranirlar, tepeden tırnaga degisirler ve toplum da bu konuda onları yüreklendirir. Düğünden öncesi oyun mevsimidir; sonra ciddi ve karanlik ve üzücü şeyler başlar. "Kadınlar tarafında da manzara daha parlak degildir. Kapılanacak bir yer aradıkları sürece şeker gibidirler. Tatlı, uzlaşmacı, birlikte yaşamaktan zevk alınacak insanlar olurlar- damat adayı evlenme kararını verinceye kadar, onu rahatlatmak için gereken her şey yapılır. Kadınlar o ana dek gizlemeye çalıştıkları gerçek tabiatlarını ancak düğünden sonra açığa çikarirlar. "Kadınlardaki dönüşümün erkeklerdeki kadar kaba ve sistemli olmaması, onları bir nebze aklar. Halbuki erkek tarafinda, sevgili ile koca arasindaki fark, köpek ve kurt arasındaki kadar büyüktür. Düğünden önce hepimizde biraz köpeklik, dügünden sonra ise kurtluk vardır. Başkalaşım farklı derecelerde gerçekleşir belki, ama ondan tamamen kurtulmak çok zordur. Bazı çevreler açısından bu dönüşümü, ergenlikten yetiskinlige geçis kadar dogal kabul edilir. "Kadınlarda geçis bu kadar keskin olmaz. Ya gerçekten sevgi dolu ya da kötü oyuncu olduklarindan ötürü pek çok kadın köklü bir degisim geçirmez ve gerçek tabiatini erkek söz kesmeden önce ele verir.
Sayfa 216
gregor ve grete
Dönüşüm
Dönüşüm
sy:46'da aşağıda bıraktığım alıntı üzerine düşünelim. ilk gözüme çarpan şey gregor'un kitabın yarısından fazla olan kısımda kız kardeşine sadece "kız kardeşi" diye bahsederken sy. 44 de kız kardeşinin bu "iyi" davranışlarının altında yatan gerçek "kötü" nedenleri sorgulaması ile artık ona
Hz. Omer in bizzat kendisinin "Kim Müslümanlarla meşveret etmeksizin birisine biat ederse ne ona ne de biat ettiği kimseye tabi olunmaz (biat edilmez) ve her ikisi de öldürülür" ve "Meşveretsiz hilafer olmaz" sözleri (Bkz. Buhari "Hudud". 31) göz önünde bulundurulduğunda onun Müslümanların rızasını almaksızın, devlet
Sayfa 42 - KlasikKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.