Atsız'ın 1940'lardaki kalem kavgaları: 19351940 arasında Atsız dergi çıkaramamış, daha çok bazı kitaplarının hazırlığıyla ilgilenmiştir. 1937'de Bozkurtların Ölümü'nün ilk bölümünü yayımlamaya başlamış, 1939 yılına kadar da Şükrullah ve Müneccimbaşı tarihleriyle meşgul olmuştur. 1940 yılında Atsız'ın tekrar şiddetli bir
ATSIZ'DA IRK-IRKÇILIK / SOYCULUK:Kimlerin Türk olduğu konusunda Atsız'ın geldiği son noktayı yukarıda belirttik. Başlangıçta Türk kökünden gelmeyenleri Türk saymayan Atsız, daha sonra Türk kökünden gelmiş kadar Türkleşmiş olanları ve başka bir ırkın şuurunu taşımayanları da Türk saymaktadır. Atsız bu konudaki fikrini örneklerle de
Reklam
"gösterme kuralları" diyor buna Paul Ekman
Bize geceleri yabancılardan ve kamusal alanlardan korkmamız konusunda çok açık talimatlar verilir. Yayın organları da yabancıların kadınlara yönelik işlediği şiddet içeren suçları sansasyonel bir şekilde anlatırken, partner şiddetine pek değinmeyerek bunda rol oynar. Tüm polisiye diziler, kadınlara yönelik tiksindirici şiddet eylemlerinin tasviri etrafında döner, her sezonda hayal edilen suçlar ve canlı sahneleri daha da tırmandırılır (seni izliyorum, Criminal Minds ve Lawe-Order: SVU). Cinsel saldırı filmlerde, kitaplarda ve televizyonda da yaygın bir nakarattır ve genellikle yazarlar tarafından kadının kişilik gelişiminde önemli bir âni göstermek için kullanılır. Tüm bu tasvirler yabancı şiddetinin ve cinsel saldırının her zaman eli kulağında olduğunu ima eder.
Sayfa 166 - Sel Yayıncılık, 1. Baskı: Mart 2020
Namık Kemal Anadolu'da koskoca Osmanlı Devleti'nin çökmekte olduğunu, sistemin çürüdüğünü görmüştü. İstanbul da farklı değildi. Yabancıların refah içinde yaşadığı ama Türklerin itilip kakıldığı, Saray baskısının zulme dönüştüğü bir ortama tanıklık ediyordu. O dönemde Tasviri Efkâr adlı bir gazete çıkaran Şinasi ile tanışmaları hayatının dönüm noktası oldu. Ne bulursa okuyor, Fransız Devrimi'ni inceli yordu. Nihayet arkadaşları ile birlikte Belgrad Ormanı'nda Yeni Osmanlılar Cemiyeti'ni kurdular. Amaçları Saray'a meşrutiyet ilan ettirmekti. Elbette kısa sürede fark edildiler ve Paris'e kaçmak zorunda kaldılar.
Zhongli (Somali) halkının başı ve ayağı yalınayaktır. Pamuk kumaşa sarınırlar, fakat giysi giymeye cüret edemezler. Giysi, sadece zaixiang (vezir) ve kralın nedimlerinin giyebildiği bir ayrıcalıktır.