Herhangi bir konudaki yazılarımız, konuşmalarımız, yaşantılarımız, kısacası konuya yaklaşım tarzımız tâlî, kıyısından köşesinden, kısmî (tikel), özden uzak veya çevrede dolaşan bir üslûp ve/veya içerikte ise şâyet; konunun künhüne vâkıf olduğunu düşünenler bizi, topu taca atmakla, özü ıskalamakla ya da meselede naif (acemi) davranmakla yargılayabilirler.. Bu, empatik ve anlamaya yönelik olmaktan çok ırak bir bakış açısıdır.. Oysa, konuyu o tarzda ele almamızın basit bir sebebi vardır: Kendi bakış açımızla yaklaşmak...