Bir kadının evli bir erkeğe duyduğu tutkuyu yazarak kişisel tarihine not düşmesi olarak özetleyebiliriz kitabı.
Biraz günlük vari bir yazımı var yazarın. A. diye isimlendirdiği yabancı ve muhtemelen kendisinden yaşça küçük bir erkekle - hep kafamda diplomat ya da konsoloslukta çalışan biri olarak canlandı nedense- yaşadığı tutkulu ilişkiyi, kendisine hissettirdiklerini yazmış Ernaux.
İlişkinin yaşanırkenki kısmı okurken beni çok yordu. Bunu, yazarın tutkuyu okuyucu için çok güzel resmettiği şeklinde yorumlayabiliriz. Bu ilişkide aşk yok, sevgi yok, bağlılık yok, nefret yok, arkadaşlık yok, vaatler yok… vs. yalnızca tutku var. Tek başına tutku bir ilişkiyi ayakta tutabilir mi?
1991’de yayınlanmış bir kitap ve günümüz için bile cesur bir konu. Bu yönüyle yazarı takdir etmek lazım.
Velhasılıkelam kısacık bir kitap, kolay okunuyor ama Ernaux’a başlamak için uygun mu bilemiyorum. Diğer kitaplarını da okuyup bir karara varmak en iyisi…