Hastanede bile yalnız değiliz... 🕊️🕊️🕊️🕊️
«insanlar içinde en yalnız insan» hangimiz değiliz kime sorarsan.
Reklam
"Altı gün daha fazla yaşayabilirdik! Şimdi ise zamanın istediği gibi yaşamak zorundayız. Bu bizim için yabancı bir şey. Artık yalnız değiliz. Sen ve ben, biz ikimiz dünyanın kendisiydik ve dünya daha önce hiç olmadığı kadar büyük ve güzel görünüyordu."
Yalnız değiliz efendim ... Yaşar Kemal 🤍
1969 yılında İsmet İnönü, 1922 Ağustosunda askerî za ferden önce, Atatürk'ün devrim düşüncesinin bilinmediğini; ancak, 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet ilânı ve 3 Mart 1924 günü hilafetin kaldırılmasından sonradır ki, geri dönüş yolu nun tümüyle kapandığını söylemiştir: "Şimdi zaferle İzmir'e gittiğimiz zaman herkes zafer neşesi ile
Reklam
GECEYE NOT:
Hiçbirimiz yalnız değiliz dostlarım... Hz. Mevlana'nın çok sevdigim bir sözü geldi şimdi aklıma. Sen beni çobansız bir kuzu gibi yapayalnız gördün de, bekçim, gözcüm yok mu sandın...
Belki de tüm suçumuz hayatı gerektiği gibi sevmemektir. İnsan bunun üzerinde yeterince düşündü mü? Hayat, doksan kiloluk komşum Neşe'nin kalbi kadar kırılgandır belki. Bir sürü ukalalığı ve tuhaflığı vardır, hantaldır, gelip geçici güzellikleri ile de aldatıcıdır. Bizi, bir ayının yavrusunu severken yaptığı gibi dehşetli pençeleri altında ezerek sever. Belki bu onun yapabildiği tek şeydir, neden olmasın? Peki biz neden bu denli gürültücü ve kendini beğenmişiz, bunun üzerinde yeterince düşünüldü mü? Biz onun tek çocuğu da değilken neden sürekli ilgi ve ödül bekliyoruz? Bizi, yalnız ve bir tek bizi sevmesini istemek aptallık değil mi? Herkesle eşitlenemiyoruz, eşitlenemeyeceğiz; ondan hep bir ayrıcalık bekleyeceğiz. Bunu yaparsa şayet; biz de onu seveceğiz. Onun gerçek sevgilileri sadece iyi yürekli olanlardır. Biz değiliz.
Sayfa 132Kitabı okudu
Gene de anamız Ruseyuşka'nın kendine has kokusunu he men sezinlemek mümkündür. Evet, biz kendimize benzeriz, biz iyilikle kötülüğün eşi bulunmaz bir alaşımıyız; biz kültürden, Schiller'den yanayız, ama meyhanelerde çıngarlı içki âlemleri yapıp kadeh arkadaşlarımızın sakallarını yolmaktan da geri durmayız. Bizim de iyiliğin, güzelliğin tutkusuna kapıldığımız olur ama, bu ancak her işimiz yolunda, düzeninde gittiği zamana mahsustur. En yüce idealler uğruna kendimizi feda etmeye hazırız, evet, feda etmeye... Yalnız bunların elimize zahmetsizce, gökten zembille iner gibi geçmesi şarttır, bedavadan, tamamen karşılıksız olarak... Vermeyi zer re kadar sevmezsek de almaya ne olursa olsun- bayılırız. Bize dünyanın çeşitli nimetlerini sunun (hem çeşitli olacak, aşağısı kurtarmaz!), daima nabzımıza göre şerbet verin, o zaman biz de, size ne kadar iyi olabildiğimizi ispat ederiz. Açgözlü değiliz ya, gene de paraya karşı istekliyiz; hem çok, alabildiğine çok para olsun! Bu kadar paramız olunca nasıl eli açık olduğumuzu, "adi maden"i nasıl hor görerek sefahat âleminin bir gecesinde altından girip üstünden çıktığımızı göreceksiniz! Para veren olmazsa, istedikten sonra bulmasını bildiğimizi de gösteririz.
Sayfa 930 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
1,000 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.