Yalnızlık
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin, Su olsan kimse içmez, Yol olsan kimse geçmez, Elin adamı ne anlar senden? Çıkarsın bir dağ başına, Bir ağaç bulursun Tellersin pullarsın Gelin eylersin. Bir de bulutları görürsün, Bir de bulutları görürsün, Bir de bulutları görürsün, Köpürmüş gelen bulutları. Başka ne gelir elden? Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı... Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı!
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
Yalnızlık, yaşamda bir an, Hep yeniden başlayan.. Dışından anlaşılmaz. Ya da kocaman bir yalan, Kovdukça kovalayan.. Paylaşılmaz. Bir düşün'de beni sana ayıran Yalnızlık paylaşılmaz Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Reklam
Yalnızlık en büyük günah
Günaydın
"İnsanın insandan başka dayanağı yok. Yalnızlık bile başka insanların varlığı bilindikçe bir anlama kavuşuyor. Öyleyse bizim yalnızlık dediğimiz şey, bir kendini ayırmadan (tecrit etmeden) çok, kendine yönelme, kendini daha yakından inceleme yetisi olmalı."
Edip Cansever
Edip Cansever
Ve sabahları kimse sizi uyandırmadığında, geceleri kimse sizi beklemediğinde ve ne dilerseniz yapabildiğinizde, buna ne dersiniz, özgürlük mü, yoksa yalnızlık mı? Charles Bukowski
Cem Adrian - Aşk
open.spotify.com/track/3mH7s0GWf... Yalnızdım yanında Yalnızlık var sonunda. İyi geceler 🦋 🌙
Reklam
Yalnızlık vuruyor göğsüme, evimden uzaklardayım. Hoş, dönsem bile bir evim var mı bilemiyorum! Istırap, kanlı ve sıcak bir bıçak gibi sokuluyor etime, ölümcül titremelerle baş edemiyorum artık. Kimseler dokunmuyor ruhuma, sormuyor beni hiçbir kimse; halin vaktin nasıldır. Kelimeler mi tükendi, insanlık mı tükendi, zalimlik mi baş gösterdi topraktan! Acı feryatlarım suratlara çalınırken, herkes bakıyor temelsiz öfkeyle; nedir, anlatın, bu derdinizin sebebi... ah, siz insanlar... bir kurşun, bir silah alın ve tamamlayın sebebinizi. M.A
Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor. Sait Faik Abasıyanık
İnsanların arasında da yalnızlık duyulur. Antoine De Saint-Exupéry, Küçük Prens
Gülünç
Utançla gözyaşlarım suratımdan kayıyor ve enseme intikal etmiş baş ağrılarım, doymaz bir arayışa sokuyor beni... tereddüt ediyorum kendimden, yoksa bir hapsi mi yaşamıştım tüm hayatım boyunca... bir çocuk büyüttüm içimde, ta ki, nefret ve hınçla doğrulmasını sağlayana kadar; belime apansız bir bıçak sokuyor, dayanamıyorum!.. Nedir bu karanlık deryanın derdi, nedir beni içten içe kemiren duyguların derdi, nedir bu sokaklarda serserice dolaşmak isteyen bedenimin derdi. Yıllarca gasbolmuşum, titriyor ve ağlıyorum burada, umutlarını ak ve pak tutan hiç kimseniz yok mu? Yok mu burada bizleri çekip bataklıktan kurtaracak, ey... yok mudur bu bataklığı kökünden kurutacak. Tedirgin bir yalnızlık söküyor yine, doğan şafaklarla etime, kemiğime. Düşlüyorum, annemi, babamı ve sokaklarda ölen kardeşlerimi... damarlarıma bir sızı çöküyor, günden boşalan karanlık; ansızın bedenimle birleşmiş halde. İşte bu, işte bu acı ve işte bu şakaklara dayanan gerçeklik; işte, geliyor olmalı ölümüm... soğuktan diş takırdatıyorum ama ne çare, bir kâbusu yaşıyorum hâlâ... Suskunlaşan bu prangalar, bir şeyler anlatmak istiyor artık... ne, ne anlatıyorsunuz sesli söyleyin! Bir çocuğu sessiz bırakmayın lütfen, lütfen!.. Zehir oldu yaşam, ben bu hayatı anlar anlamaz içimde, bir sessiz deprem sarstı tüm sevdiklerimi; çılgınlık, nehir gibi çağlarken içimizde! Tank, tüfek ve çıplanmış bıçaklar; seni, beni birbirimizden ayırdılar. Tamam, susun artık konuşmayın taş duvarlar, niyetinizi anladım dostlarım; boyalar altından gülümsüyorsunuz... ahmağın acılarına da bir bak, nasıl da kıvranıyor!
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.