Bir argümanın tümevarımsal açıdan kuvvetli olduğunu söylemek şu anlama gelir: Argüman tümdengelimsel olarak geçerli değildir ama eğer öncüller doğru ise ve eğer argümanın konusu hakkında öncüllerde verilenler dışında başka bir şey bilmiyorsak, sonucun doğru olduğunu düşünmek yanlış olduğunu düşünmekten daha makul olacaktır.
Sayfa 120 - TübitakKitabı okuyor
Sənin gedişinə üzülmürəm ki...
Mən ki söz vermişdim unudum səni, Bəs niyə durmuram sözümün üstə? Cəsarət etmirəm gözümü qırpım, Hələ də yerin var gözümün üstə. Şərabla dost oldum sən gedən axşam, İçib badə-badə unudum deyə. Şərab qarışdıqca damarlarıma Səni ürəyimdə qurudum deyə. Dərdimdən içirəm, məni görənlər "İçki düşkünüdür bu sərxoş"- deyər. Qovardım beynimdən xəyallarımı, Qorxdum, eşidənlər «başı boş»- deyər. İndi sübhə kimi ağlayan kəsin Bir zaman gözləri belə dolmazdı. Şərabdı süzülən yanaqlarımdan, Göz yaşı bu qədər acı olmazdı. Məni sərxoş görüb yanlış anlama, Şərabda dərdimin dadın duyuram. Sənin gedişinə üzülmürəm ki, Ölmüş ümidlərin yasın tuturam.
Reklam
Orta yolun olmadığını biliyordu. Ya o efendi olacaktı ya da birileri onun efendisi... Acımak, merhamet etmek, zayıflıktı. Vahşi hayatta merhamet diye bir şey yoktu. Merhamet, korku sanılırdı ve bu yanlış anlama, ölüm getirirdi. Ya sen öldürürsün ya da seni öldürürler, ya sen yersin ya da seni yerler; yasa buydu.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Evet , yeterince çocuklaştınız , şimdi yeniden erkek olun ," dedi. Şu masaya oturup yemeğinizi yiyin. Kötü bir şey olmadı - aydınlanacak olan bir yanlış anlama yalnızca.''
Bilim, Felsefe ve Din
Anlam arayışı, insanın varlık yapısından kaynaklanan, hayatın bütün aşamalarında insanın değişim ve gelişim sürecine bağlı olarak varlığını hissettiren anlamlı bir arayıştır. İnsanın bu köklü arayışı, yoğun olarak bilim, felsefe ve din alanında kendisini hissettirir. Bilimin temelinde, insanın etrafında olup biteni anlama, açıklama ve kontrol edebilme arzusu yatar. İnsan, evrende tutunabilmek için doğru, güvenilebilir ve savunulabilir bilgiye muhtaç olduğunun farkındadır. Bunun için bilimsel yöntemle, hareket ederek, alanı daraltarak bilimsel bilgi elde edilir. Felsefe, temelde mantıksal tutarlılığı esas alarak insanın daha çok akılla ürettiği bilgilerin kümelendiği bir alandır. Bir başka ifadeyle, felsefe, insanoğlunun aklını kullanarak oluşturabileceği düşünsel ürünlerin zirvesini temsil eder. Felsefenin de temelinde insanın anlam arayışının yattığını söylemek pek yanlış olmasa gerektir. Din, anlam arayışının en yoğun yaşandığı alandır. Bilimden ve felsefeden farklı olarak, din alanında Tanrısal bilgi ve Tanrı’nın desteği söz konusudur. Dinin en temelde insan hayatına anlam kazandırmak için var olduğunu söylemek mümkündür. İnsanın anlam arayışında sağlıklı bir yol bulabilmesi için, hem bilimin, felsefenin ve dinin birbiri ile işbirliği yapması, hem de insanın bunların kesiştiği noktalarda ortaya çıkan “özgürleştirici ışığı” görmesi gerekmektedir.
Sayfa 22 - Fecr Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2023Kitabı okuyor
‘’Acı çekmek bir yanlış anlamadır (…) Acı var … Gerçek. Ona yanlış anlama diyebilirim, ama var olmadığını veya herhangi bir zamanda yok olacağını varsayamam. Acı çekme, yaşamımızın koşulu. Başına geldiği zaman fark ediyorsun. Onun gerçek olduğunu anlıyorsun. Tabii ki, tıpkı toplumsal organizmanın yaptığı gibi, hastalıkları iyileştirmek, açlık ve adaletsizliği önlemek doğru bir şey. Ama hiçbir toplum var olmanın doğasını değiştiremez. Acı çekmeyi önleyemeyiz. Şu acıyı, bu acıyı dindirebiliriz, ama Acı’yı dindiremeyiz. Bir toplum ancak toplumsal acıyı –gereksiz acıyı- dindirebilir. Gerisi kalır. Kök, gerçek olan. Buradaki herkes acıyı öğrenecek; eğer elli yıl yaşıyorsak, elli yıldır acıyı biliyor olacağız. En sonunda da öleceğiz. Bu doğuşumuzun koşulu. Yaşamdan korkuyorum. (…) Herhangi bir mutluluk çok basit gibi geliyor. Yine de her şeyin, bu mutluluk arayışının, bu acı korkusunun tümüyle bir yanlış anlama olup olmadığını merak ediyorum… Ondan korkmak veya kaçmak yerine onun… içinden geçilebilse, aşılabilse. Arkasında bir şey var. Acı çeken şey benlik; benliğin ise yok olduğu bir yer var. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Ama gerçekliğin, rahatlık ve mutlulukta görmediğim, acıda gördüğüm gerçeğin, acının gerçekliğinin acı olmadığına inanıyorum. Eğer içinden geçebilirsen. Eğer sonuna kadar ona dayanabilirsen.’’
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.