Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yaren dundar

yaren dundar
@yarendundar
Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır
Reklam
İnsan kötü şeyleri, bilmediği, beceremediği için değil, canı istemediği için yapmamalı.
Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kavuşabildiğimiz zevk ve nimetlerin hepsi mutlaka dertlerle, üzüntülerle karışıktır
Gamlı ve buz gibi soğuk bir yüz içimizde felsefenin barınamadığına alamettir.
Reklam
Özgürlük iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.
Nasıl da gelişmişiz ama! Ortaçağ'da olsak beni yakarlardı. Oysa şimdi kitaplarımı yakmakla yetiniyorlar.
Sayfa 47
Uygarlığın büyümesini besleyen ne varsa aynı zamanda savaşa karşı çalışmaktadır.
Sayfa 23
Uygarlık ilk kez, kızgın bir kimse taş atmak yerine kelimeleri kullandığında başlamıştır.
Sayfa 10
Reklam
sevgili dostum, hayat dediğin nedir ki? denizde yüzen bir gemi... insanın mutlak olarak tek bildiği bu geminin bir gün alabora olacağıdır. işte buradayız. sadık komşular olmuş iki,eski gemi... ve bana uzattığın elin, beni "alabora olmaktan" kurtarmak için yapabileceğinin en iyisini yaptı. öyleyse yolculuğumuza devam edelim, birbirimiz uğruna, uzun uzun zamanlar boyunca. birbirimizi çok özleyeceğiz. sakin denizler, iyi rüzgarlar ve tabii güneş... kendim için ve senin için bunu diliyorum. minnettarlığım sadece böyle bir dilek sunabildiği için ve rüzgar ve hava üzerinde bir etkiye sahip olamadığı için üzgünüm
Sayfa 125Kitabı okudu
... Eve gidince atın televizyonu pencereden! Evde televizyondan boşalan yere Güzel bir kitaplık kurun bir an önce. Doldurun rafları en tatlı kitaplarla, Gözler görmesin o kötü kutuyu bir daha. Belki kavga çıkacak, kıyamet kopacak, Bir süre evde rahat huzur kalmayacak, Ama korkmayın sakın, inanın bizlere, Yapacak bir şey kalmayınca evin içinde, Bir-iki hafta aylaklık ettikten sonra, Başlayacaklar güzel bir kitap okumaya. Ve bir kez okumaya başladılar mı, Seyredin yüzlerinde beliren aydınlığı ! Anadan yeni doğmuş gibi olacaklar, Aptal kutusunu çabucak unutacaklar! Anamız babamız ne iyi etmiş diyecekler, Ve sizleri çok daha fazla sevecekler! ...
Sayfa 187Kitabı okudu
Lüpen bir süre yine derin bir sessizliğe büründü, düşündü, sonra, "Clarisse... Clarisse!" diye mırıldandı. "Hayattan bıktığım, çok yorulduğum, umudumu yitirdiğim zaman gelip seni o küçük Arap evinde bulacağım... Evet, beni beklediğin o beyaz eve gelip bulacağım seni..."
Sayfa 351Kitabı okudu
Büyücüler de mugge lar da güce karşı ihtirasla doludur;kaç tanesi Kader Asasına karşı direnebilirdi? hangi insan sevdiği kişiyi kaybedince Dirirltme taşının aklını çelmesine karşı koyabilirdi? ben, dumbledore bile Görünmezlik Cüpplesini' ni reddetmeyi en kolsay bulurdum; bu da ne kadar akıllı olsam bile , gene de hala herkes kadar büyük bir budala olduğumu gösteriyor
"Bak...bana..."diye fısıldadı Yeşil gözler,kara gözleri buldu,ama bir saniye sonra kara gözlerin derinliklerindeki bir şey ortadan kayboldu sanki; sabit, ifadesiz ve boş kaldılar. Harry yi tutan el yere çarptı ve Snape bir daha hareket etmedi.
Sayfa 599
Reklam
Basgardiyan ile bir jandarma onu e üst kata çıkardılar. Tutukluların hücrelerinin bulunduğu uzun koridorun ta nihayete kadar Mehmet Rıza'yı götürerek son kapının önünde beklettiler. Hücresinin kapısına üç türlü vurulmuştu. Bir tanesi, bilek kalınlığında büyük bir kol demiri idi. Diğeri zincirlerle bağlanmış, yarım okkalık bir kilit idi. Ötedeki de duvarla kapı arasında payanda hizmetini gören kalın bir ağaçtı ki, Cingöz Recai'nin bu kilitleri sökemeyeceği ilk bakışta anlaşılabilirdi. Hatta, Mehmet Rıza bu kadar tedbirleri görerek güldü ve Basgardiyana: - Ne hacet, kapının üstüne bir duvar çekeydiniz! dedi Bu kilitlerin açılması on beş dakika kadar sürdü (Bu alıntı "Cingöz'un Esrarı" adlı kitapta geçiyor fakat onu burada bulamadım o yuzden tiyatro baskını dedim)
"Öyleyse senin kim olduğunu biliyor." "Evet." "Ve sana selam veriyor?" diye bağırdım. Lupen beni kolumdan yakaladı ve güçlü bir sesle şöyle dedi: "Sence ben onun icin Lupen miyim? Onun gözlerinde bir hırsız, bir dolandırıcı, bir düzenbaz mıyım? En vicdansız insanlardan biri miyim olabilirim, hatta bir katil olabilirim... Ve o yine bana selam verir!" "Neden? Bir zamanlar seni sevdiği için mi?" "Saçmalık! Aksine bu şimdi benden nefret etmesi için ek bir sebep olabilir." "O zaman neden?" "Ben ona oğlunu geri veren adamım!"
Sessiz olun dedi Snape soğuk soğuk, kapıyı arkasından kapatırken. Aslında onları uyanmasına hiç gerek yoktu: Ogrenciler kapının kapandığını duydukları anda sınıfa sessizlik hakim olmuş, tüm kıpırdanmalar durmuştu . Sadece Snape in varlığı bir sınıfın sessizliğini sağlamaya yeterliydi. Snape kürsüsüne doğru süzülürcesine ilerleyip hepsine bakarak, " bugünkü dersimize başlamadan önce" dedi "Önümüzdeki Haziran'da önemli bir sınava gireceğiniz konusunda sizi uyarmaya uygun buluyorum; Bu sınavda sihirli iksirlerin bileşimi ve kullanımı konusunda bilgilerinizi göstereceksiniz. bu sınıfının bir kısmı hiç şüphesiz moron olduğu halde hepimizin S.B.D. nizden 'uygun' almanızı bekliyorum. Yoksa ... hoşnutsuzluğumun sonuçlarına katlanırsınız. Bu sefer bakışları Neville in üzerinde durdu. Neville yutkundu. "Bu yıldan sonra tabii ki çoğunuz benim derslerime artık girmiyor olacaksınız" diye devam etti Snape. " F.Y.B.S iksir sınifima sadece en iyi olanlarım alirim, bu da bazılarınızin kesinlikle veda edeceği anlamına geliyor." Gözleri Harry'nin üzerinde durdu ve dudaklarını kıvırdı. Harry ona dik dik baktı, besinci yildan sonra iksiri bırakabilecegi fikri ona karanlık bir zevk veriyordu. Snape ipeksi bir sesle, " Ama bu mutlu veda anina gelmeden önce daha bir yılımız var" dedi "Bu yüzden de F.Y.B.S. girişiminde bulunsaniz da bulunmasanız da,hepinize SBD öğrencilerimden her zaman bekledigim yüksek notu almak için çabalarınızi yoğunlaştırmanizi tavsiye ederim"
Sayfa 267Kitabı okudu
Eskiden yara izinin acımasi, Voldemort'um güçlendiğine dair bir uyari yerine gecerdi Simdi voldemort voldemort dondugune göre, buyuk bi ihtimalle ona, yara izinin surekli acımasinin beklenen birsey oldugunu hatirlatacaklardi... uzulecek birsey yok... bayat haber. Butun bunlarin ne kadar adaletsiz oldugu duygusu kabardi icinde, hiddetle bagirmak istedi O olmasa, kimse Voldemort'un geri dondugunu bile bilmeyecekti! Odulu de tam dort hafta boyunca, sihirli dunyadan tamamen kopmus, su kayagi yapan muhabbet kusunlarini duymak icin, can çekişen begonyalar arasinda comelmis halde, Little Whinging' de tikılıp kalmakti!
... "Evet?" diye bağırdı Crouch sinirle. "Sadece, Mr Bagman ' i geçen cumartesi günü İngiltere'nin Türkiye'ye karşı oynadığı Quidditch maçında sergilediği muhteşem performanstan ötürü tebrik etmek istemiştik" dedi cadi heyecanla. Mr crouch küplere binmisti. Zindan alkışlarla inliyordu. Bagman ayağa kalktı ve yüzünde bir gülümsemeyle, eğilip selam verdi. ...
Sayfa 535Kitabı okudu
"Dün, mahkeme heyetinin kararına riayet etmediği için Arsen Lüpen 20 yıl hapis agir hapis cezasına çarptırıldı. Bu yüzden, pek de halkın arasına çıkarak yüzünü göstermek isteyeceğini sanmıyorum. Üstelik gazeteler sente'den kaçtıktan sonra Türkiye'de görüldüğünü yazıyor" dedim (asın bayrakları :)
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
... Bu astroidi ilk kez 1909 yılında bir Türk gökbilimci teleskopla gözlem yaparken görmüş bu buluşunu hemen Uluslararası Gökbilimi Toplantısı' nda büyük bir heyecanla sunmuş ama adamcağız şalvar ,cepken ve fes giyiyor diye onun söylediklerini hiç kimse değeri vermemiş .Büyükler böyledir işte... Bir süre sonra Türk lideri herkesin Avrupalılar gibi giyinmesini zorunlu kılmış ,hatta bunu uymayanları ölümüne cezalandıracağını söylemiş de, 1920 yılında aynı gökbilimci etkileyici ve şık bir giysiyle Astroid B- 612 yi tanıtabilmiş. Bu kez herkes ilgili izlemiş onun söylediklerini ...
"Ve karşınızda ta Mısır'dangelen hakemimiz, Uluslararası Quidditch Derneği Başbuyucusu, Hasan Mustafa !" Ufak tefek ve zayıf bir büyücü çıktı sahaya. Tamamen keldi,ama Vernon Enişte'ninkine rakip olacak bir bıyığı vardı. Stadyuma uyan, altın renginde bir cuppe giymişti...
Sayfa 100 - YKY
Birden Hermione Granger'ın tiz ve panik içindeki sesi kafasını doldurdu sanki. "Yara izin mi acıdı? Harry, bu gercekten ciddi bir şey... Profesör Dumbledore'a yaz! Ben de gidip Sık Raslanan Sihirli Hastalıklar ve Rahatsızlıklar'a bakayım... Belki orada lanetten kalma yara izleri hakkında bir şeyler vardır..." ... Sevgili Profesör Dumbledore, sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama bu sabah yara izim acıdı. Saygılarımla,Harry Potter
Arsen Lüpen İstanbul'da!... Bu haber gazetelerde çıktığı gün,bütün şehir,belki bütün memleket allak bullak oldu. Rivayete göre... ... Arsen Lüpen İstanbul'da!... Nasıl? Meşur Fransız hırsızı,kibar serseri, Avrupa'nın her yerinde adı çıkan, maceraları her dile çevrilerek basılan şeytanlar kralı Lüpen mi? Ta kendisi!...