Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonra 2003 'te Hollanda'nın Drachten kasabasında, "sezgilere aykırı bir trafik mühendisi" olan Hans Manderman "ortak alan" adını verdiği şeyin yaranna trafik ışıklannın kaldırılmasını teklif etti. Öneri denemeye tabi tutulduğunda sonuçlar sıradışıydı; böy lece Avrupa ve Amerika'da "kırmızı ışıkların kaldırılması projesi" adı verilen bir dizi eylemin önünü açtı. Scott şöyle devam eder: Monderman trafik lambaları bir elektrik arızası nedeniyle çalışmadığında, sonuçta bir sıkışıklık yerine akıcılığın arttığı gözleminden yola çıkmıştı. Bir deney olarak, Drachten'de günde 22 bin aracın geçtiği en işlek trafik kavşağının yerine bir döner kavşak, geniş bir bisiklet yolu ve yaya yolu koydu. Trafik ışıklarının kaldınlmasını izleyen iki yıl içinde, daha önceki dört yıl boyunca gerçekleşen 36 kazaya kıyasla sadece iki kazayla sınırlı kalındı. Tüm sürücüler tetikte olmaları ve sağduyulannı kullanmaları gerektiğini bildiklerinde trafik çok daha akıcı ilerlerken, yol verme kavgası ve sıkışıklık neredeyse ortadan kalkıyordu. Monderman kalabalık bir buz pistinde diğerlerinin hareketine göre kendi hareketini ayarlamayı başaran patencilere benzetiyor bu durumu. Aynı zamanda haddinden fazla işaret ve tabelanın sürücülerin gözünü yoldan ayırmasına, kavşakların daha emniyetsiz hale gelmesine katkıda bulunduğuna inanıyor.
Çektiklerine razı etmese insanı Vicdan böyle korkak ediyor hepimizi: Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor Yürekten gelenin doğal rengini. Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar Yollarını değiştirip bu yüzden, Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
Reklam
Nerede bir adanmışlık varsa orada daima itiraz da vardır.
En kötü itaat farkında olmadığımız itaattir
Asiler dünyaya isyan etmeyi sürdürebilmek için onu aynı şekilde korur, devrimcilerse dünyayı değiştirir, der Sartre. Yumuşak başlı çocuk asi olma tehlikesi taşır; uyumsuz çocuğunsa sürekli bir devrim ve kendini aşma durumunu isteme tehlikesi vardır. Bu son derece modem hikayede yumuşak başlı çocuk ritüel ve rutin olanı arzular, uyumsuz olansa yeninin yaşatacağı şok dışında bir şey istemez (öfke umuttur: olayların farklı olabileceği umudu; hayal kırıklığının değiştirilebileceği umudu).
Anne çocuğa "Elma suyu mu portakal suyu mu istersin?" diye sorduğunda uyumlu ve itaatkar çocuk daima birini seçecektir; uyumlu olmayan çocuk ise bu seçenekte karşılaştığında, başka ne içmek isteyebileceğini düşünmesini sağlayan bir zihinsel alana sahip olacaktır. itaatkar çocuk annesinden o kadar korkar ki, onun kabul edebileceğinin ötesinde kendine has bir zihne sahip olamaz. Böylece annenin belirlediği koşulların dışında düşünmek fiilen yasaklanır. Çocuk susadığı veya daha kötüsü sıkıntıda olduğu zaman ya elma suyu ya portakal suyu seven biri haline gelir, bu tür bir insan olur.
Reklam
Bencillik, her zaman kendi çevresinde mutlak bir tip monotonluğu yaratmayı hedefler.
Eğer otorite sahipleri bize neyden zevk almamız gerektiğini söyleyen insanlarsa, bir şeyden zevk almaya teşvik edilmenin ne anlama geldiğini sorgulamamız gerekir.
Aslına bakılırsa kişinin ahlakı, tam da başka insanların ahlakına karşı bir meydan okumaya dönüşebilir. Veyahut yeni bulunmuş bir ahlaki yaratıcılığa dönüşebilir; Blake'in önerdiği gibi salt bir başkası tarafından baskı görmekten kaçınmak için insanın kendi sistemini icat etmesini değil, aynı zamanda yeni ve baskıcı olmayan ahlaklar bulmayı da içeren bir yaratıcılık. Böylece sistem olmayan ahlaklar bulunabilir.
Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler.
Reklam
Geleneksel mutlakları, gelenekleri değiştirerek değiştirirsiniz.
Ahlak ve görgü kurallarındaki gözle görülür değişimler kişisel ve kültürel tarihte önemli değişimlerin olduğu dönemler daha önce yasaklanmış arzuların yeniden tanımlanmasını beraberinde getirmiştir daima.
“Dünyadasın ve bunun çaresi yok.”
Sayfa 144 - Metis Yayınları, 5.BasımKitabı okudu
“Freud’un bakış açısına göre bizler her şeyden önce çiftdeğerli hayvanlarız: Nefret ettiğimiz ne varsa severiz, sevdiğimiz ne varsa nefret ederiz. Şayet biri bizi memnun edebiliyorsa aynı zamanda hüsrana da uğratır.”
Sayfa 74 - Metis Yayınları, 5.BasımKitabı okudu
“Freud unutmanın daima ilerleyen bir yol olduğunu söylerdi. Ancak bir ismi unutarak bir başkasını bulabilirsiniz.”
Sayfa 39 - Metis Yayınları, 5.BasımKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.