İşlediği bir günah için üzerine saldırılan bir adama acıyabiliriz, aynı şey bir gün kendi başımıza da gelebilir, o zaman bize de acırlar. Ama hiçbir baskı olmaksızın da toplumsal bir yaşam kurulamaz. Düzenle özgürlük arasında bir denge bulmak zorundayız.
Sayfa 13
Ömür başladığı yoldan gidecek, ne kendi rotasını değiştirecek ne de dümeni tümüyle eline alacak. Gürültü yapmayacak, hızına dair seni uyarmayacak, sessizce kayıp gidecek, ne bir kralın buyruğuyla ne de halkın beğenisiyle geciktirilecek.
Reklam
Yanlış yaşayanlar doğru ölecek Benim yasam bu
Nazım hikmet Piraye için:
“Alev saçlı, hemen ben yaşlarda bir kadındı. Çok iyi bir kadın. Ve akıllı. Kız kardeşim sebebiyle birkaç yıldır tanıyorduk birbirimizi. Ve işte bir gün, öyle kendiliğinden karar verdik evlenmeye. Onunla iyi, dingin bir yaşam süreceğime emindim. Çok güzel bir kadın değildi ve bu da olumlu birşeydi benim için. Çünkü kıskançlığın çılgınlığını yaşamıştım artık. 1932 yılında evlendik. Gerçekten de her şey düşlediğim gibi oldu.”
Namaz mesela , yaşam içindeki akışa gark olmuş , batmış insanın, Evren'in bir noktasında durarak, tüm dünyevi meşguliyetleri kulak arkası edip (tekbir), kendilik-bilincini ve ferdiyetini günde en az beş kere yenilemesi demektir .
Sayfa 74 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Hayatta kalıplar var... Ritimler. Bir hayatta kendimizi köşeye kısılmış hissettiğimizde, hüznün, trajedinin, başarısızlığın ya da korkunun, tek bir varoluşun ürünü olduğunu düşünmek çok kolay. Yalnızca yaşamanın değil, belli bir şekilde yaşamanın sonucu olduğunu düşünmek. Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olamayacağını. Tabii ki farklı düzeylerde ve miktarlarda. Ama hiçbir hayatta sonsuza kadar saf bir mutluluk içinde olamayız. Öyle bir hayat olabileceğini düşünmek ancak yaşadığımız hayattaki mutsuzluğumuzu büyütmeye yarar.
Sayfa 177 - DomingoKitabı okudu
Reklam
Etrafımdaki normal ve mükemmel olan her şeye bakıyordum ve kendi kendime neden farklı olduğumu, neden diğer insanların sahip olduğu duygulara, ihtiyaçlara ve hislere sahipken, beni normal bir yaşam sürmekten alı koyan, hatta kendimi her gördüğümde beni hasta eden kullanışsız bir vücutla neden sahip olduğumu soruyordum.
220 syf.
·
Puan vermedi
·
422 günde okudu
Kendi Kendini de Üzersin, Hayat Zaten Üzer...
"Tanrım, beni yavaşlat. Aklımı dinginleştirerek kalbimi dinlendir. ... Beni yavaşlat Tanrım. Ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et. ... Ve hepsinden önemlisi Tanrım; bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ve beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak dostlar ver..." İki elin parmakları sayısınca ziyaret edip dertlerime derman bulamadığım psikoloğumun isteği üzerine alıp başlarda hevesle okuyarak ilerlediğim, sonlara doğru kaplumbağa hızına düşerek neredeyse yıl boyu masamda süründürdüğüm kitap. Ne kitaptan ne de psikologtan doğrudan bir fayda görmüş değilim ama dolaylı olanını da inkar edemem. İnsan iyileşmeye meyilliyse bütün reçeteler iş görüyor. Değilse de bende olduğu gibi bütün bunlar içinde sıkıştığınız, geçmeyen zamanın geçmesini sağlıyor. Dolaylı dediğim fayda bu... Bakıyorsunuz ki zaman geçmiş, yeni yollar ve yeni zorluklar karşınıza çıkmaya devam ediyor. Bütün okumaların şifa ve heyecan getirmesi dileğiyle.
Hiç Kendimi Üzemem!..
Hiç Kendimi Üzemem!..Ertuğrul Köroğlu · HYB Yayınları · 201565 okunma
Ayakkabının yenisi alınır ama beyin ve yaşam yerine konmaz.
Sayfa 50 - Doğan Egmont Yayıncılık Ve Yapımcılık, 1. Baskı Aralık 2016Kitabı okudu
384 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Yorumm
KARTAL PENÇESİ~ EBRULİ Yazarı: Payell Yayınevi: Parola Sayfa Sayısı: 384 Merhaba. Bir askeri kurguyu daha okunmuş kitaplar bölümüne bırakabildik. Kartal ve Efruz ile başlayan yolculuk, Selin-Kılıç, Asude-Savaş ve Erva-Tamer daha nice çiftin eklenmesiyle geniş bir aile oluşturdu. Kun isimli keşişin hayatlarının ortasına girmesi ile Kartal ve Efruz
Kartal Pençesi - Ebruli
Kartal Pençesi - EbruliPayelll · Parola Yayınları · 20243 okunma
Reklam
556 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
1929 Ekonomik Bunalımı, Amerika'da başlamış ve tüm dünyaya yayılmıştır. Küçük toprak sahipleri, bankalar ve tüccarlar tarafından aldatılmakta, insanlar, kuraklık, yoksulluk, zorbalık veya açlık yüzünden evlerini terk etmektedir. Kitap da bu zorluklar yüzünden daha iyi bir yaşam için Oklahoma'dan kalkıp Kaliforniya'ya doğru yola çıkan Joad ailesinin öyküsünü anlatıyor. Hızlı bir sanayileşme süreci yaşayan Amerikan toplumunda, toprağa bağlı yaşamaya alışmış büyük bir ailenin değişim rüzgârları karşısında acımasızca savruluşunu ve tükenişini gözler önüne seriyor. Topraklarını terk etmek zorunda kalan insanların yollarda yaşadığı sıkıntıları, karınlarını doyurmak için günü birlik çok ucuza neredeyse karın tokluğuna çalışmak zorunda kaldıklarını okuyoruz. Kitabın sonu beni baya etkiledi.Etkisinden bir süre çıkamayacağınız dokunaklı bir kitap .
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202034,6bin okunma
" İnsanın bütün varlığıyla gelişmesi için duyarlılığı oluşturmanın bir aracı olarak YALNIZLIK kaçınılmaz olur. "
İnsan her şeyi yaratabiliyordu, yaşam hariç . Bu bilimsel olarak katınlanmıştı. İnsan , yaşamı değiştirebiliyor , mahvedebiliyor , öldürebiliyordu. İşleyebiliyor , çoğaltabiliyor,canlandırabiliyordu. Fakat insan , yaşamı yaratamıyordu. Hele tohumu hiç yaratamıyordu.
Sayfa 8
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
John Fante'nin Toza Sor kitabından sonra okuduğum ikinci eseri oldu. Yine aynı naiflik, yine aynı samimiyet ve sadelik bu kitapta da mevcut. Bu yazarı benim kanaatime göre değerlendirince - bu iki kitap özelinde- müthiş bir samimiyeti var ve bunu okuyucuya son derece başarılı şekilde aktarıyor. Bu kitapta da Toza Sor kitabında olduğu gibi
Bahara Kadar Bekle, Bandini
Bahara Kadar Bekle, BandiniJohn Fante · Parantez Yayınları · 2003971 okunma
Ama hayatımızı üzerine kurduğumuz bu yaşam yalanlarının ne kadar derinlere indigini ve sizlerin bu yalanları nereye kadar sürdürmeye niyetli olduğunuzun farkında değildim. Her yönden bu kadar gerçek olan, annemin hayatında bu kadar büyük önem taşıyan, belirleyici olan hikayeyi, dolayısıyla bana da ait olan hikayeyi toptan reddettiğinize şahidim. Bunu ciddiye almadığınıza şahidim. Bunun nasıl olabileceğini aklım almıyor, kızıyorum. Sadece annem için değil ama, benim yaşadıklarım, benim hikayemi de reddettiğiniz için. Onun nasıl mücadele verdiğini, ne kadar yalnız, küçük, yaralı, kırılgan ve tek başına olduğunu gördüm.
Sayfa 203 - Siren Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.