Seni bulduğumda daha 1 aylık bile değildin. Anneni kaybetmiştin. Titriyordun. Adım atacak mecalin bile yoktu. Belki beslenmeye, belki sevgiye ihtiyacın vardı. Hayatıma girdin sonra. Sana can olmak istedim, sen bana can oldun. Odamda arkadaş, dertlerime yoldaş oldun. Yüzümde ki neşem oldun . 2 aydır benimleydin.. İyileştin. Evin içinde oynamanı, koşmanı, etrafı dağıtmanı, ne kadar kızsamda canımı yakmanı seve seve izledim. Benimle büyüyüp, sonuna kadar arkadaşım olmanı çok istedim. Ama gittin. Beni bırakıp gittin. Ne kadar kaza ile olsa da çok erken gittin kızım. Hayata tutunmanı bu denli isterken, hayattan bu kadar çabuk kopuşunu kabullenemiyorum. Beni bırakıp gidişini kabullenemiyorum. Kalbim kırık, içim boşluk. Seni yaşatamayışımın vebali var omzumda... Bu dünyada beceremedim ama kalbimde sonsuza dek yaşıyor olacaksın. Umarım gittiğin yer güzeldir, umarım gittiğine değmiştir. Seni çok seviyorum, seni yaşam dolu cennete emanet ediyorum. Güzel kızım, hoşçakal...💔🥺
Okumayan kaybeder, okuyan zaten kaybetmiştir.
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup Bunu kendine üç kere söyledi Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli Daha hiç çağrılmadım Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç Yakup! Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım Ve içimden durgun ve çürük
Reklam
Varoluş sancıları herkeste varolmuş
XIX İLKGENÇLİK İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir. Kendi içime
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
Olasılık nedir?
Olasılığın fizikteki anlamı yaşamdaki sıradan, ya da kumarhanedeki anlamıyla, tamı tamına aynıdır. Bu, belli bir olgunun gerçekleşmesinin şansı ya da olabilirliğidir. İyice dengelenmiş bir parayla düzgün olarak yazı-tura atılırsa tura gelmesinin de yazı gelmesinin de şansı elli-ellidir. Dolayısıyla her iki sonucunda olasılığı tamı tamına 1/2. Bu
Sayfa 376 - Alfa Bilim
Çok düşünmek baş ağrısı yaptığından uyku tutmadı hissettiklerimi yazıp rahatlamayı deneyeyim dedim. Bugünlerde küçük bir şeyin etkisiyle kabuğuma çekildim, kaç gündür odamdakilerden uzak hissediyorum, dışarda da pek farklı sayılmaz az konuşuyor, asık suratlı olmayı sevmediğim için bazen küçük şakalara bile gülüyordum. Ama benzetme yapacak olursam
Reklam
Bende artık hayattan eser kalmadığını, içimden yaşamaya veda ettiğimi hissediyorum. Bu da benim pek umrumda değildi, hiç aldırış ettiğim yoktu, bilakis odamdan gittikçe uzaklaşarak şehrin alt tarafına, rıhtımlara doğru gidiyordum. Ölmek için yol ortasında memnuniyetle uzanıp yatardım. Istıraplar beni gittikçe hissizleştiriyordu, yaralı ayağımda şiddetli acılar vardı, hatta ağrıların yukarılara çıktığını duyuyordum fakat bu bile canımı fazla acıtmıyordu. En fena hislere karşı bile sertleşmiştim.
Sayfa 129Kitabı okudu
günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Günaydın. Mutsuz, umutsuz, hayalsiz bir tekdüzeliğin içinde kalmaktan sıkılmaz mı insan? Sıkılır, sıkılır da bundan kurtulmak için kılını kıpırdatmaz bazen. Ne tuhaf. Mahpus'taki gibi: "Bana acı çektiren sıradanlıkların ortasında, olduğum yerde sayıyordum." Biraz klişe olacak ama zaman affetmiyor sevgili okur. Bize acı çektiren
Kitaplar ve kendi kitaplarım hakkında soru ve cevaplarım part 4 :)
Kitaplarla ilgili sorular part 4 Soru 1=Öncelikle kendi yazdığınız hikayelerle ilgili soru soralım.Bir bölümü yazmak ne kadar sürüyor,gerçek hayattan esinleniyor musunuz?Nasıl bir ortam ve ritüeliniz var yazmak için? Öncelikle bir bölümü yazmak yaklaşık iki ya da üç saatte tamamlanıyor benim için.Eğer bölüm için kendime sağlıklı bir zaman
336 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.