terk ediyorlar hiçbir şey yaşanmamış gibi geri dönüyorlar terk edip gitmemişler gibi
Sayfa 51
İnsan ruhu ne tuhaf! Tıpkı tabiat misali, bir bakıyorsun yağmurlu bir bakıyorsun fırtına kıyamet, sonrası güneş açıyor ve öncesi hiç yaşanmamış gibi.
Reklam
Son zamanlarda okuduğumdan çok okumadığım kitapları hatırlıyorum. Bunda bir anormallik görmüyorum, aynen yaşanmamış olaylardaki gibi bir durum.
Tek bildiğimiz içinde olduğumuz andır..
Yaşanmamış zamanlar buzun ötesindeki topraklar gibi. Nasıl bir şey olacağını tahmin edebiliriz ama asla emin olamayız. Tek bildiğimiz içinde olduğumuz andır.
Sayfa 293 - Domingo Yayıncılık
198 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Söze nereden başlasam bilemiyorum. Dünyaya gözümüzü açtığımız günden beri -ki bu benim için otuz bir yıl demek- her zaman gözümüze çarpan önümüzde duran varlığına alıştığımız bir sorun var. Ortadoğu ve Filistin. Kitapta Auschwitz toplama kampında görev yapan bir askerin çocuğu olan Bruno'nun gözünden bir tel örgü ve çizgili pijamaların anlamını, savaşın, ırkçılığın, acımasızlığın soğuk ve karanlık yüzünü görebiliyoruz. Ama o yöne baktığımız için görebiliyoruz. Bunu görmek istiyor, bunu görmek istediğimiz için kitabı elimize alıyoruz. Bruno'nun Shmuel'i bir nokta, bir damla, bir insan olarak keşfedişinin üzerine arkadaşlığa olan susuzluğunu dindiren bir vahaymış gibi yağmurlu günlerde onunla buluşamamanın verdiği burukluklara tanık oluyoruz. Bunu söylemeden edemeyeceğim maalesef ama bugün Filistin'de "Shmuel'ler" "Ahmet" , "Muhammed" olmuşken Bruno'nun yerini ise "Shmuel'ler" almış durumda. Her şeyin üzerinden henüz bir asır bile geçmemişken, auschwitz de üç milyon polonyalı Yahudi yok olmuşken, Doğu Akdeniz kıyıları onlara kucak açmışken, bugün her şeyi unutmalarının üzerinden bile çok zaman geçmiş gibi. Hiç yaşanmamış gibi. İslam İnancımızın temel taşınında dediği gibi اِنَّ الْاِنْسَانَ لِرَبِّه۪ لَكَنُودٌۚ‌ (insan Rabbine karşı pek nankördür.) Adiyat-6
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139.2k okunma
Onları özleyip durmam boşuna değil. Neredeyse dört yılı birlikte yaşadık. Ne çabuk geçti? Bitmez sandığımız yıllardı. Belki de o yıllan özlüyorum. İnsan on sene görüşmez mi? İlk zamanlar birlikte tatil programlan yapmış, ama gerçekleştirememiştik. Ya izinlerimiz denk düşmemişti, ya da tatile çıkacak param olmamıştı. Belki de çok istememiştik bunu. Doğrusu, onların yanına gitmeye karar verdiğimde de içim çok rahat değildi. Sıkılmaktan korkuyordum. Onlardan sıkılırsam, o yıllar da değerini yitirebilirdi. İnsanın geçmişte de kalsa, anımsadıkça mutlu olduğu zamanlar olmalı. Onları da yitirirse her şey yaşanmamış gibi olmaz mı? Bir arkadaşım var; "Zaman iz bırakır mı?" diye sorar durur önüne gelene. Anlaşılan bırakıyordu, ama zamanla silinebiliyordu bu iz. Bazen üzerinden geçmek gerekiyordu.
Reklam
Yalnızca tutkunun ne olduğunu hiç bilmeyen insanlar, nadiren bu duyguyu tattıklarında, belki de bu kadar çığ gibi ani, kasırgaya benzer tutku patlamaları yaşıyorlar: O anda yaşanmamış yıllar, kullanılmamış güçlerin biriken öfkesiyle birlikte insanın göğsüne yumruk gibi iniyor.
Bunu ister miydim emin değilim
Hayatın hep güzel yönleri kalmalıydı kişinin belleğinde.Çirkinlikler, acılar, bayağılıklar atılıp unutulmalı. Yaşanmamış gibi olmalıydı! Ama unutulması gereken şeyler de o kadar çoktu ki!
...işler bir kere düzelince, kötü günler sanki hiç yaşanmamış gibi oluyordu.
Ahhh insan oğlu ahhh…
Komşular işlerine yarayan aşağılanmayı hiç unutmuyorlar ama işlerine gelmeyeni hiç yaşanmamış gibi unutabiliyorlardı.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.