Ötede, uzakta, günbatıda Anavarza kayalıkları, Anavarza kayalıklarında yıkık örenler. Yıkık örenlerde yılanların, bir de cinlerin, bir de perilerin padişahları...
Bunun hali en yaman. Yaman, fıkara. Ölümden de beter. Yangılı, sevdalı. Allah kimsenin başına vermesin. Sevda sevda derler behey yarenler, bilmeyene bir acayip hal olur.
Ben bu kılıcı otuz yıl döverek, nakış nakış, ayet ayet işleyerek yaptım. Horzumlu Şahı olsaydı bu kılıcı yapana bir ülke bağışlardı. Kanı çürük Osmanlı bile bir ülke verirdi, bu kılıcı yapanın şanına...
İşte her yıl böyle olur. Beş mayısı altı mayısa bağlayan gece Hızırla İlyas
dünyanın bir yerinde buluşurlar. Onlar buluştukları an dünyadaki bütün yaşam
durur, tekmil canlılar ölürler. Hemen sonra da daha gür, daha canlı, daha
doğurgan dirilirler. Ve biri mağrıptan, birisi de maşrıktan kopup gelen iki yıldız
gökyüzünün ortasında tokuşur, birleşirler. Birleşip ışık olurlar, yeryüzünün
üstüne top top sağılırlar.
İsmet Paşaya atıp
tutuyorlardı. Kim oluyor, kim oluyordu da bir Horasan erini kapısında
bekletiyordu! Sen bir yıllık İsmet Paşasın, o on bin yıllık Demirciler Ocağı piri
Haydar Usta