Binboğalar Efsanesi

Yaşar Kemal
Yüzyıllarca yerleşik düzene geçmemek için direnen Türkmenler’in romanı Binboğalar Efsanesi Hıdrellez şenliklerinde, göçerlerin kış için sığınacak topraklar bulma dilekleriyle başlar. Ancak, kış onlar için bir yok oluş öyküsüne dönüşecektir. Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt. “Yaşar Kemal bir kültürün nasıl yittiğini Binboğalar Efsanesi ile sarsıcı bir biçimde betimledi.” Allan Sandström, Wasterbottes Kurriren, (İsveç) “Yaşar Kemal’in yazdıkları, bu evrenin çöküşünü, on-dokuzuncu yüzyılda başlatılan ve yirminci yüzyılda ansızın piyasa ekonomisine geçilmesiyle sonuçları şaşırtıcı boyuta ulaşan zorunlu yerleşik yaşamın getirdiği tarihsel çöküşü anlatır.”  Jean-Pierre Deleage, (Fransa) “Yaşar Kemal’in görkemli, şiirsel, aynı zamanda modern anlatım tarzı sonsuz sürükleyici... O, Kazancakis ve Neruda gibi klasik ‘büyük tarz’ı yüceltti.”  Majbritt Sjödin- Hans Artberg, Folket, (İsveç) “Zengin bir geleneğin hüzünlü, yavaş masalı....” Daily Telegraph, (İngiltere) “İnsanı canlandıracak basitlikte, güzel, ahlaki bir öykü...” Birmingham Post, (İngiltere) (Arka Kapak)
283 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1971
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

283 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Çaresizlik ne zaman başlar? Umudun tükendiği yerde mi yoksa hem umudu görüp umutsuzluğun pençesine düşüldüğü zaman mı? Her şeyi yaptırır insana çaresizlik. Özellikle bu çaresizlik kolektif bir özellikte ise vay o toplumun haline. Çaresizlik derdine düşünce insan en ufak düşünceden umut bekler, başkasına muhtaç olup boyunda eğer, mahcup da olur, belki cinayette işler. Aşk hırslar; çıkarlar, aşağılanmalar. Bunların hepsi bir yerde toplanınca ortaya nasıl bir çaresizlik çıkıyor ya da sadece çaresizlik mi doğuyor? Hayır çaresizlik onca yaşanan şeyin sadece temelini oluşturuyor böyle durumlarda. İşte okurken size bunları düşündürecek belki cevaplandıracak bu kitabında Yaşar Kemal.
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
Tarihi bir yok oluş hikayesi "Azala azala tükendik!"
283 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Geride kalmanın hüznü yamanmış yaman." Melih Cevdet'in bir şiiri ile başlıyor eser. Bir cümle ile özetleyecek olsam yine bu dizeyi seçerdim. Geride kalmak, geride bırakılmak, yok
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
Gün _aydın ola. .
289 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Mayıs ayında .. Beş Mayısı bağlayan gecede .. Sakın Uyuma ....
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
283 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Birdenbire değil, binlerce yıldan bu yana azala azala, ufalana, küçüle, her toprakta bir parçamızı bırakarak tükendik. Bir aydınlık su gibi bu toprağın üstünden aktık... Benim kitaplarımı okuyanlar katil olmasınlar savaş düşmanı olsunlar, insanın insanı sömürmesine karşı çıksınlar, kimse kimseyi aşağılamasın asimile edemesin diyor büyük usta Yaşar Kemal. Ayrılık, acı, hüzün ve efsane aşkların anlatıldığı Binboğalar Efsanesi. Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt.... Muhteşem bir eser. Keyifli okumalar, kitapla kalın. Bir insan yalnız doğar, bir insan yalnız ölür...
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
YÖRÜKLERİN BİTMEYEN ÇİLESİ
283 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Merhaba Dostlar! Sizlere okuyanın doyamadığı, okudukça kopamadığı Toplumcu Gerçekçi yazarlarımızdan
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
ustayı anlatmaya geldim. BİR LİSELİNİN ÇİLESİ :)
Bir Sürgünün Anıları
Bir Sürgünün Anıları
incelememde, lise yıllarımın
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
Çukur'un Halkları
283 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle yörükler hakkında kısa bir bilgi vermek isterim ki roman içeriği bunu gerektirir. Yörük, göçebe yaşam tarzını seçmiş halklardır. Anadolu'da yaylak-kışlak olarak tanımlanan, yazın yaylalara
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
“BİNBOĞALAR EFSANESİ…”
283 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Efsane der ki; sevenlerin kavuşmasına izin vermeyenlere öfkelenen Toros Dağları, bin tane boğaya bürünüp Çukurova’nın üzerine yürümüştür. Kitabın efsane adı buradan gelmektedir, Binboğa Dağları diye
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
Ferman Padişahınsa Dağlar Bizimdir.
283 syf.
·
Puan vermedi
Şu su yerine ışıklar akan pınarların, pınarların etrafındaki mora pembeye çalan çiçeklerin, mor yarbuzların olduğu koyak bizim yaylaktır. Baharın başlangıcı ile beraber kışlaklarımızdan gelir buraya
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
283 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Binboğalar Efsanesi Yaşar Kemal'in okuduğum ilk eseriydi, son olmayacak en kısa zaman da diğer eserlerinide okumayı düşünüyorum. Binboğalar Efsanesi oldukça güzel bir kitap okurken kendimi sanki o zaman da yaşıyormuşum gibi hissettim. Kitapta yörük halkının çektiği zorlukları, sıkıntıları, dertlerini yerleşik hayata geçmek ve bir avuç toprak sahibi olabilmek için ne gibi fedakarlıklar yaptiklarını nasıl yok olduklarını anlatıyor. Ayrıca Hıdırellez gecesi iki yıldızın bir araya geldiğini görenlerin dileklerinin kabul olacağına inanılmasıyla devam ediyor.Yaylaksız, kışlaksız kalan oba halkı o gece yaylak, kışlak isteyeceğine birbirine söz verir fakat kimse sözünde durmaz, herkes kendisini duşünür kendisi için istekte bulunur. Bu sebeple fırsatı kaçırmış olurlar. Bu gecenin akabinde bütün zorluklar, sıkıntılar baş göstermiş olur. Okunması gereken güzel bir kitap okumamış olanlara tavsiye ederim. Binboğalar Efsanesi, Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt.. Keyifli Okumalar :)
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205,9bin okunma
304 sayfalık yürekten yakılan bir ağıt..
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Her şeyini yitirmiş ama onurunu yitirmemiş Karaçullu Obası.. Bu kitap yaşamak kavgasını anlatır, topraksız, malsız, parasız yaşamanın mücadelesidir. Toprakları, paraları yoktur ama kilimleri, ağıtları, türküleri vardır. Onlar sadece insandır, insanı aşağılamayan, ağaca, çiçeğe saygı duyan insanlardır. Önceden toprağa yerleşmemek için savaşan göçebe Yörük Obası bu seferde yerleşecek tek bir toprak parçası bile bulamazlar. Her şeylerini yitirirler, canlarını, hayvanlarını, yiyeceklerini, altınlarını onlara kalan tek şey ve en değerli şey onularıdır. Ağalar, bezirganlar, büyük adamlar güce ve paraya taparlar çünkü.. Bu kitabı okuduktan sonra mutlaka bu türküyü dinleyin, o zaman çok daha anlamlı olacaktır. youtu.be/Ffa2CONoW5Q
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Toros Yayınları · 19905,9bin okunma

Yazar Hakkında

Yaşar Kemal
Yaşar KemalYazar · 74 kitap
Yaşar Kemal (d. Kemal Sadık Gökçeli,] 1923; Gökçedam, Osmaniye), Kürt asıllı Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Türk edebiyatının en önde gelen kalemlerinden biridir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır. Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır. Çocukluğu Yaşar Kemal, Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü'ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan bir aileden dünyaya geldi. Kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüyen Yaşar Kemal, evde sadece Kürtçe köyde ise Türkçe konuşurdu. Ailesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan dolayı Adana'nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşti. Beş yaşındayken, babasının camide öldürülüşüne tanık oldu. Orta okul döneminde çeşitli işlerde çalıştı. Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği'nde ırgat kâtipliği (1941), Adana Halkevi Ramazanoğlu kitaplığında memurluk (1942), Zirai Mücadele'de ırgatbaşlığı, daha sonra Kadirli'nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı. Sanat hayatı 1978 yılındaki yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle çakıştığını" anımsadığını belirtti. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktaydı. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirdi: "Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde bayramlarda beni hep Aşık Mecitle çakıştırırlardı. Aşık Mecitle Kadirlide bir kahvede bir gece sabaha kadar çakıştığımı şimdi iyice anımsıyorum." Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurovadan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınladı. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayınladı. Bunu, Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştı. Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlandı. Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi. 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi. Remzi Bey'in kendisine, ilk İnce Memed hikayesinde "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini anlattı ve Yaşar Kemal'le "eşkıyalığın felsefesini" yaptı. Yaşar Kemal'in dünyada ilk kez yayımlanan seri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrildi. Siyaset 17 yaşından bu yana sosyalist politikanın içindedir. 1961 Anayasası'ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne 1962'de katıldı. Emekçi sınıfının tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP'te sekiz yıl çalıştı ve yöneticilerden biriydi. 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, şu cevabı vermiştir: "Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım." TİP'ten ayrılan yazar, nedenini partinin niteliğini yitirmesine, bürokratların eline geçmesine ve emekçilerden kopmasına bağladı. Sovyetler Birliği çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi değil, tam tersine dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde dile getirmiştir. Temalar « Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. [...] Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum. » Yaşar Kemal'im edebi çalışmalarında halka dönük bir düşünce hakim oldu ve bunu, bir yerde politik düşünce ile birleştirerek yürüttü. Yapıtlarıda halk şiirinde, epopelerde olduğu gibi insan değerlerinden kopmamaya çalıştı. Yaşar Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, "halk ve doğa"ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirmiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.