Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşar zeybek

Yaşar zeybek
@yasar1zeynep
Allah yoluna adanmış kalplerle yaşamak
kahveci
ortaokul
çanakkale
Çanakkale
16 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Ancak bu kadar lütf u inâyetten sonra küfür ve nankörlük yolunu tutanları, cehennemde ayakların bağlanacağı zincirler, ellerin boyunlara takılacağı demir halkalar ve alev alev yanan çılgın bir ateş beklemektedir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Cehennemlikler, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler, kaynar suyun içine! Sonra da ateşte cayır cayır yakılacaklar.” (Mü’min 40/71-72)
Reklam
senin olmayanı biriktirmenin sana ne faydası var? Gafil olma, fırsatın variken ver!" Var mı öyle değirmen taşında ezilmeden, elden ele yoğrulmadan, ateşlerde yanmadan oluvermek! Kolay mı öyle adam olmak. ", " Bu yola akıllı çıkılır, sonra akıldan çıkılır, gönülle devam edilir. Bu yol sırattan ince kılıçtan keskince...", "
...Bir adam, atı, köpeği yolda gidiyorlarmış. Bir ağacın yanından geçerlerken üçünü de yıldırım çarpmış. Ama adam bu dünyayı terk ettiklerinin farkına varmamış, yanında iki hayvanıyla yoluna devam etmiş. Yolları oldukça uzunmuş, yokuş yukarı gidiyorlarmış, güneş yakıcıymış, ter içinde kalmışlar, susamışlar. Bir dönemecin ardında harika bir mermer

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
LEVH-İ MAHFÛZ KİTABIMIZDAN BİR BÖLÜM A’YÂN-I SÂBİTE Dışta görünen her şey, içtekinin aynısıdır. Enfüs âlemini seyreden, âfak âleminde ne açığa çıkacağını aynısıyla bilir. Tohumda ne varsa, aynısıyla o açığa çıkacaktır. Görünen bu âlem, aynısıyla Allah’ın özünde vardır. Anne babanın sperm ve yumurtasında olan atalardan gelen karma sistem, bir
Usülsüz vusül olmaz. Yola çıkmayan varamaz. Yürümek, ayakkabımızı eskitmek değildir emelimiz. Emelimiz varmaktır. Yol birdir, bire varır.” Tapduk Emre Hz
Reklam
Tanrı şöyle der, ''Dünyanın en büyük düşünürlerini bir araya da getirsen, yine de beni bulamayacaksın... Ama eğer beni seversen, ben tamamiyle seninim.'' Mooji
Dünya imtihanımızın tamamı, gayretimizden ve samimi niyetimizden ibarettir. Buna inanarak yaşayan bir müslümanın hayatında 'başarısızlık' veya 'yenilgi' olamaz çünkü veren de, alan da, attıran ve vuran da sadece ve sadece Allah 'dır.
HAFİ, RUH, NEFİS, KALP, SIR. Adedi beştir. Kişide hafilik hali galip gelirse o kişi şeriat ehlidir, şeriatı korur ve gözler. Ruh unsuru galip gelirse o kişi vahdet âlemini sever yani tevhidi sever. Nefis galip gelirse o kişi kalabalığı sever, kalabalıkta muhabbeti sever. Kalp hasleti galip geldiğinde o kişi celal ve cemale mazhar olur. Kalp iki yönde kendini gösterir. Biri kesret yani çokluk, diğeri vahdet yani Hakk’ın birliğidir. Kalp Hakk’ın celal ve cemal tecellilerini camidir. Bir kimsede de aynı tecelliler mevcuttur. Önemli olan bu tecellilerin ikisini de Hakk’tan bilip kimseyi suçlamamaktır. Mesela bir müritte veya mürşitte bu tecelliler olduğunda, tecellinin nereden geldiğini bilen arif yahut olgun mürit kimsede suç görmez, kimseyi zemmetmez. Her iki tecellinin de Hakk’tan olduğunu bilir ve sesini çıkarmaz. Burada şunu düşünmemiz lazımdır; celal ve cemal fiiller Hakk’ın olduğuna göre biz masumuz bizim bir suçumuz yoktur. el-Zilzal suresi 7. ve 8. ayetlerinde şöyle buyrulmaktadır: “Femen ya’mel miskâle zerretin hayren yerah. Ve men ya’mel miskâle zerretin şerren yerah.” “Her kim zerre kadar hayır işlerse hayır görür ve her kim zerre kadar şer işlerse zarar görür.” Pir Seyyid Mustafa Altun
🤲🤲🤲Bismillahirrahmanirrahim 🤲🤲🤲 "Sübhânellâhi velhamdulillâhi velâ ilâhe illal lâhu ve estagfirullâh. Allâhümme innî es'elüke min fadlike ve rahmetike feinnehümâ biyedike lâ yemli kühümâ ahadün sivâke." ☝️Manası☝️ "Allah'ım! Seni tesbih ederim, hamd sana aittir. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Allah'dan mağfiret dilerim. Allah'ım! Ben senin fazlını ve senin rahmetini isterim, bu ikisi de senin elindedir, senden başka hiçbir kimse bunlara malik olamaz."
*Dünyanın insanın kalbine yer etmesinin halleri nelerdir?* Öncelikle dünyanın ne olduğunu bilmek gerekir. Şu üzerinde gezilen yer, küre bakımından dünyadır. Lakin, muhabbet bakımından insanın dünyası nefsiyle bağlantılıdır. *Nefsin yöneldiği her şey dünyadır.* Nefsin diklendiği her şey gerçektir. Hayal olan, içinde yaşanılan yerdir. Gerçek
Reklam
Şems Diyor ki, -Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın… -Bildiklerini unut, Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. -Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et… -Gıybet etme sakın, bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker. -Birini ne kadar çok aşağılar yahut dışlarsan, onun durumuna düşme ihtimalin o kadar artar. -Kainatın matematiğidir, bir koyar, bir alır insan. Bilmeden kendi hesabını dürer. -Hiçbir konuda emin olma. Kendini ayrıcalıklı sayma. Konumuna ya da mevkine, ismine veya şöhretine güvenme. -Şu hayatta tüm zahiri kisveler sabun köpüğünden ibarettir. Nazlı nazlı yükselir köpük, derken pat diye sönüverir. -Her zaman başkalarından öğrenmeye açık ol. En iyi bildiğin konularda bile köşeli düşünme, büyük konuşma. -Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy ki açık bir kapın olsun daima.. -Ne kadar bilsen de hiç bir zaman yeterince bilemeyeceğini unutma. -Tevazudan şaşma. Ancak o zaman kurtulabilirsin bilginin cehaletinden. "Bildiklerini Unut...!"
Sokaktaki adam kadar naif, sade ve doğal ol. Bütün nebi ve resullerin sünneti buydu. Zaten hepsi de sokak çocuğuydu. Hiç biri de ceo değildi. Şimdi tapındığın bütün bilgi, makam, kariyer, para, servet...bütün bunlar sende birer yük. Hakkını, zekatını yani ihtiyaçtan fazlasını ver. Hızır ben hızırım demedi. Bunu sakın unutma.
İnsan , ilahi marifet yani bilgi için var edilmiştir. Marifetin dayanağı ilimdir. İlimsiz marifet düşünülemez. Öyleyse varoluş gayemizi sorgulayıp ve varoluş gayemize uygun bir arayış , yaşayış içersine girelim. Ömür kısa, vakit dar! Oyalanmayı bırakalım! Allah en doğrusunu bilir.
"Kulun el-Gaffâr isminden nasibi, kendisiyle ilgili gizlenmesinden memnun olduğu hususları başkaları söz konusu olduğunda gizlemesidir. (...) Gıybetçi, insanların ahvâlini araştırıcı, intikamcı, kötülüğü ödüllendirici insanların bu vasıftan nasipleri yoktur." (İmam Gazzali) "Bu isimle muttasıf olan kimse Allah’ın kullarının ahvâlinden en güzellerini açığa çıkaranlardır. Her mahlukun olgunluğu da vardır kusuru da, fenalığı da vardır iyiliği de. Her kim ki kötülüklerden tegafül eder de iyilikleri yalnız zikrederse, bu vasıftan nasîbedardır."
İman sahibi, dünyalık adamlar arasında bir garip kişidir. Zâhid olan, âhirette bir zavallı gibidir; çünkü onun arzusu âhiretin güzel­liği değildir, efendisidir. İrfan sahibi ise, Zât-ı İlâhîden gayri her şe­yi bir yana atar. Fethu'r Rabbani Abdulkadir Geylani Hazretleri
365 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.