kalem verin de
size bir yara yazayım
eski, püskü, yıpranan yerimden
iyi bir yara yazayım
o ağrıyan yerimden.
acıyla randevum var arkadaş;
pardon, sizi göremiyorum!
orada kaç kişilik acı var da
daha ne kadar acıyacaktım?
oysa, hayat bir taklit sanatıydı arkadaş
ve ben, hayatı iyi taklit edemiyorum sanırım
hep kendim olmak istedim
olmuyor arkadaş
ve kendin olmak ne zor...
kapı altlarında güneş kırıntılarıyla yaşadım, bunca zaman...
bu bir tutumluluk muydu?
bu tür işlerde savurgan olmayan biri için, evet;
bu iyi bir huydu
o yüzden
bu gece biraz daha fazla uyudum
bu sabah yine o güneş artıklarıyla uyandım
şimdi, eksisinden daha çok acıyorum arkadaş.
(Artistik Bellek Dergisi, 18.sayı)