Şimdi yıkık sinemadaki çınlamadan başka bir şey değil benim ismim... Bir yağmuru daha kaldıramaz. Gökte toplanan bulut bile çürütür onu, sonra moloza karışır, kaybolur gider.
diplerdeyim en çok
koyu ve kararlı
başım havalarda çoşkulu
beni saran yapraklara dokunamıyorum
sesim hiç çıkmıyor konuşamıyorum
hayat veren su boğunca bazan
başımı zor kurtarıyorum
karşı kıyıda
meşe ağacının ruhani soluğuyla
bağırınca buğulanan locaları var ölülerin
bu yüzden hep susuyorum.
bir siyah salda gelenleri dinliyorum
bir de düşlerimi fısıldıyorum
gövdemi saran su boğmasın diye beni
gri bulutlardan hep kaçıyorum