Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abraham H. Lass

Abraham H. Lass100 Büyük Roman - 1 yazarı
Yazar
8.2/10
29 Kişi
118
Okunma
7
Beğeni
2.102
Görüntülenme

Abraham H. Lass Sözleri ve Alıntıları

Abraham H. Lass sözleri ve alıntılarını, Abraham H. Lass kitap alıntılarını, Abraham H. Lass en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Voltaire, kahramanının Eldorado’da kalmasına müsa­ade etmez. Candide, hakikî dünyaya döner ve hayatın hiç olmazsa bazı kötülüklerine karşı kısmî bir hal çaresi bu­lur: çok çalışmak ve teorilerinden kaçınmak. Bu, mümkün olabilen dünyaların en iyisi olmayabilir, ama onu daha da geliştirmek mümkün. Candide, Pangloss’a kendi bahçesi­ni işlemesini söylediği zaman, demek istediği budur.
Sayfa 60 - CandideKitabı okudu
Fransızların gönül ilişkileri beni benden alıyor
Durumunu böylece düzelten Hugo, bir çocukluk arkadaşı ile evlendi ise de, kardeşi Eughene’in davranışı bu evlilik üzerine gölge düşürdü: Karısı Adele’yi, Eugene’in de seviyordu ve kardeşi, ertesi günü çıldırdı ... Hugo’nun sahnedeki macerası kendisine şöhret, zenginlik ve Juliet Drout adında bir metres kazandırdı. Hugo, otuz seneden fazla sa­dık kaldığı bu kadına, aşk şiirlerinden çoğunu ithaf etmişti. Bununla be­raber, aynı sadakat ve şefkati, eleştirici Sainte-Beuve’nin metresi olan kendi karısı Adele’ye göstermedi.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Hicvedici, hayalî bir seyahat kitabı olarak, Güliver’in Se­yahatleri (sansür edilmiş şekli içinde) hem çocuklar için fevkalâde bir kitap, hem insanların bayağı, kötü bencil, menfaatçi, zulmedici yönlerine karşı girişilen çok ağır bir hücumdur. Swift’in, haşlayıcı bir mizahî üslûpla ele aldığı konular arasında politika, saray entrikası, yobazlık, beşerî bencillik ve zulmün her şekli vardır. Dünyanın dört köşe­sine yaptığı geziler sırasında Güliver, fizikî ve kültürel farklarına rağmen, insanların, her tarafta aslında aynı ol­duklarını görür. Herkesle kolaylıkla dostluk kurabilen bir iyimser olarak başlayan Güliver, sonunda, Brobdingnag Kralı’nın bir sözünü benimser: beşerî yaratıklar, "tabiatın, yeryüzünün sathına bırakmak mecburiyetinde kaldığı için büyük ıstırap duyduğu en iğrenç haşaratın oluşturduğu en habîs ırktır.” Sadece birkaç kişi, Swift’in, beşer ırkını lânetleyişi dışında kalır.
Sayfa 50 - Gulliver'in SeyahatleriKitabı okudu
İnsanlar, Defoe’nin yaşadığı zamanda, bir kimsenin, her türlü şartlar altında hayatını devam ettirebileceğine derinden inanıyorlardı. Amerika kıtasının keşfedilmesine ve ehlileştirilmesine imkân veren bu inanış, Robinson Cru­soe’nun, hemen hemen her sayfasında kendini hissettiri­yor.
Sayfa 40 - Robinson CruoseKitabı okudu
Kendi yaşadığı soysuzlaşmış çağda, şövalyeliğin artık hemen he­men hiç kalmadığını söylemekle beraber, insanlar, şövalyeler gibi düşünür, hisseder ve hareket ederlerse, realite­de de bir şövalye olacaklarını anlatıyor. Böylece, neyin ha­yal, neyin realite olduğunu ayırmak zorlaşıyor. Realite, insanların yaşadıkları hayal dünyasıdır
Sayfa 31 - Don KişotKitabı okudu
Balzac'ın aşk hayatı
Her biri aristokrat olan üç metresi, Balzac’ın hayatında önemli roller oynadılar (Balzac, bu arada, daha muvakkat ve halk tabakalarına mah­sus aşk hayatını da ihmal etmedi). Bu konularda, Balzac, de Rastiqnac veya Charles Grandet kadar sosyal merdivende yükselen biri idi. Metreslerinden birincisi, eski rejimin bir üyesi ve annesi olabilecek yaşta Mme.de Berny idi; kadının oğullarından biri, Balzac’ın yaşında idi. Aralarında­ki ilişki, daha ziyade anaerkil idi ve fizikî özelliğini kaybettikten uzun bir zaman sonra dahi, platonik taban üzerinde sürdürdü. Balzac'ın ikinci macerası, edebî aslan avına çıkan ve Balzac’a, bir erkek olmasından zi­yade, ünlü bir yazar olduğu için bağlanan Varquise de Castries ile ilgili idi. Balzac da, kadını, romanlarındaki birçok karakterlerde, hiç de övgücü olmayan bir tarzda göstererek öc aldı. Bu bağlar arasında en roman­tik olanı, Hanska adındaki Polonyalı bir kontesle sürdürdüğü ilişki oldu. Kadın, Balzac'a “yabancı" diye imzaladığı anonim mektuplar gönderiyor­du. Mektuplardan, kadının güzel olduğu, mutsuz bir evlilik hayatı yaşadı­ğı ve son derece zengin olduğu imâ edildiğinden, Balzac derhal ilgilendi. İsviçre’de bir randevu hazırladı ve aralarındaki ilgi normal bir tabana oturtuldu. Kont, karısının sevgilisine itiraz etmedi ve birkaç sene sonra da öldü.
Reklam
Büyük Ümitler, birçok noktalarda, Dickens'in en iyi eseridir.
Sayfa 11
Moby Dick, yüce ve derin bir kitap. Hikâyede, canh bir hareket, heyecanlı maceralar ve dramatik çatışmalar da var. Üslûp, böylece şâirane, hümorlu, rom antik ve gerçek. Moby Dick’in, insanı, “hayatını kurtarmak için yüzmeye zorlayan” bir derinliği var.
Sayfa 167 - Moby DickKitabı okudu
Tolstoy ile Konuşmaları
"Bir kimse, kalemi mürekkep hokkasına batırdığı zaman, kendi vücudundan bir parçasını hokkada bırakmadıkça yazmamalıdır" –Tolstoy
Sefiller, bir tezi olan roman; adaletsizliğe karşı bir hü­cum. Hugo, insanları, küçük suçlar için küreğe mahkûm eden, suçluyu ıslah etmekten ziyade cezalandırmak üze­rinde duran hafifletici sebepler üzerinde durmayan, göz hapsi altında tahliyeye imkân vermeyen barbarca bir hu­kuk ve ceza sistemini ifşa ediyor. Hugo, bu halleri yaratan ve tahammül eden cemiyeti suçlar ... Sefiller, hepsinin üstünde, kutsallık üzerine ahlâkî ve dinî incelemedir ki, bu da bir romancı için belki en zor tezlerden biridir ... Böylece anlatılan ahlâkî ders, dinî kitaplardan çıkarılıyor; son derece kötü bir insan bile, af­fedilmekle, kendisine sevgi ile muamele edilmekle, doğru yola girebilir.
Sayfa 125 - SefillerKitabı okudu
Reklam
Gerçi okuyucular, onun hangi noktalarda büyük bir ro­man olduğunu pek söyleyemezlerse de. Parma Manastırı bütün dünyanın büyük diye kabul ettiği bir roman. Ahlâkçı eleştiriciler, romanın “amoralite”si ve ciddiyetten mahrum oluşu karşısında hayret ve şaşkınlık duyuyorlar. Şekilci eleştiriciler, romanın yaygın plânını tenkit ediyor­lar. Bütün bu kusurlarına rağmen. Parma Manastırı, büyük ölçüdeki canlılığından ötürü haysiyetini sürdürüyor.
Sayfa 117 - Parma ManastırıKitabı okudu
Ro­man, son Bourbon kralının yönetimindeki Fransa’yı, hiç de dostça olmayan ve partizan hislerle gösteren sosyolo­jik bir araştırmadır. Bu cemiyette, Sorel, bir nesil öncesi, İhtilâl ve impara­torluk kargaşası arasında, kendilerine birer mevki kapan insanları sembolize ediyor: Danton, Robespierre veya Napoleon gibi, gözlerini ihtiras bürümüş, hedefine erişmek için hiçbir vasıtayı kullanmaktan çekinmeyen, kaybetseler dahi hiçbir şey kaybetmiş olmayacak, fakat kazandıkları zaman çok şey kazanmış olacak insanlar ... Sorel, ekseri insanların aksine, hiçbir zaman basit hislerle hareket etmez; her hareketi, her adımı, iradesinin, azminin şuurlu bir şekilde uygulanan gücünü gösterir. Sevişirken dahi, iradesinin, iğfal et­tiği kadından daha kuvvetli olduğunu göstermek, kendisi­ni tatmin etmek için, zevksizce ve kabaca hareket eder. Sorel’deki sınıf şuuru bir saplantı hâlindedir; aristok­ratlar arasında yaşayan bir köylü olduğunu hiçbir zaman unutmaz ve kendisine dudak bükülmemesi, hakaret edil­memesi için daima tetikte bulunur ... Julien’in ıstırabı bilhassa şuradadır ki, kendisini veya diğerlerini, oldukları gibi gö­remez; aşkı dahi bir sınıf harbi hareketi olarak görür.
Sayfa 106 - Kırmızı ve SiyahKitabı okudu
Güliver’in Seyahatleri.
İnsanın, düşünme kapasitesi vardır, fakat bunu ya yanlış kullanır veya hiç kullanmaz, çünkü mânâsızcasına gururludur ve onun harpten, işkenceden ve kan­dan hoşlanması da, bu gururunu hiçbir zaman haklı gös­teremez.
Çexov
“Meselâ, insanlar, bir masada yemek yiyor, sadece yemek yiyorlar, ama aynı zamanda ya daha mutlu oluyorlar veya hayatları parçalanıyor.”
Balzac'ın edebi hayatı
Balzac’ın, asrının en gerekli yazarlarından biri olduğu söylenir. Bu müphem sıfat, onun bir yazar olarak başlıca romantizm ve realizm akımlarında bellibaşlı bir mevkii elinde bulundurduğunu ve kendi neslinin Fransız cemiye­tini gayet başarılı bir tarzda anlattığından Fransız edebi­yatındaki yerini gösterir. Balzac, kendi çağını öylesine fevkalâde
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.