Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Bozkurt

Ahmet BozkurtVarlık Tutulması yazarı
Yazar
Editör
8.5/10
11 Kişi
34
Okunma
3
Beğeni
3.229
Görüntülenme

Ahmet Bozkurt Gönderileri

Ahmet Bozkurt kitaplarını, Ahmet Bozkurt sözleri ve alıntılarını, Ahmet Bozkurt yazarlarını, Ahmet Bozkurt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kağıthane, İstanbul'un seçkin mesirelerinden biri olmak onurunu sürekli korudu. Evliya Çelebiye demişler ki: "Ey üzüntü ve kaygı içerisinde zihnini dağıtmış biçare; aklını fikrini bitirmiş avare! Niçin gam çölünde deli gibi hüzünlenip gezer de bu güzel havalı Kâğıthane'yi bilmezsin." Yüce Osmanlı Devleti kurulalı beri, hiçbir gezinti yeri insana Kağıthane sevinci gibi bir sevinç yaşatmamıştır. Bu bayram yerini görmeyen insan yeryůzünde bir şey görmüş değildir.
Sayfa 406Kitabı okudu
On altıncı yüzyılda İstanbul, Kanuni Sultan Süleyman tarafından imar edildi. Atmeydanı'nda İbrahim Paşa Sarayı, Süleymaniye, Şehzade ve Cihangir camileri, bu dönemin eserlerindendir. Yalnız Mimar Sinan, elli büyük, yüz küçük cami, elli saray, otuz kervansaray inşa etti.
Sayfa 403Kitabı okudu
Reklam
Türk İstanbul, iki adamın eseridir: Fatih'in, Sinan'ın. Fatih, onun tabiiyetini değiştirdi. Sinan, onun şiryanlarını, ruhunu, estetiğini yarattı.
Sayfa 257Kitabı okudu
İstanbul'da ilk devamlı köprü, İkinci Mahmud zamanında Unkapanı-Azapkapısı arasında 1836'da kurulmuştur.
Sayfa 251Kitabı okudu
Boğaziçi'ne kıymet veren, ona edebiyatta bile büyük mevki temin ettiren, Türklerdir. Bizanslılar zamanında Boğaziçi'nin büyük bir kıymeti yoktu. İmparatorların hükmü, surların ötesine geçemezdi. Boğaziçi'ni Türkler imar ettiler; zarif köşkler, göz alıcı yalılarla süslediler.
Sayfa 131Kitabı okudu
Fenikeliler Karadeniz'i pek tehlikeli bir deniz olarak tanırlar ve buraya seyahat edecek olanlar eşiyle dostuyla adeta helalleşerek yola çıkarlardı. Hatta boğazın girişinde bulunan Garipçe dedigimiz köye Fenikeliler "Charybdis" derlerdi ki, "Ölumkapısı" demektir.
Reklam
Savaş ve Barış
Savaştılar, öldüler, yenildiler. Dindi tufan, geride kaldı mahşer günleri. Toprak kan kokuyor Şehirler, insanlar, mevsimler. Yer ile göğün arası sanki bir karış. Yeni bir sabah doğsun, Güneşin adaleti güne merhamet etsin Ve doldursun insanların yüreğini merhametle Tek bir iz kalmasın geceden tek bir sır. Açığa çıksın bütün sırlar, Kussun nefretini gökyüzü. Ve ardından barut ve cıva yağdırsın Genç kızların yeni örülmüş saçlarına.
VI Bu çiçeğin yapraklarını koparmak yasak. Yasak, hele onu benden sökmek.
Asıl İstanbul'a gelince; bu bir şehir değildir, bir zehirdir. Bu zehri ne sihirbazlar ne müneccimler yaptı. Fakat daha vâsi ve daha karışık bir cehennemî âletin imbiklerinden damla damla akıp birikmiştir. Bu emsalsiz zehrin rengi yalnız akşamları yoğunlaşarak görünür bir hâle gelir ve selvilerden, damlardan, bacalardan kubbe ve minarelerden yükselerek havada keskin altınlar, karanlık bakırlar ve erimiş gümüş renklerine karışmış kızıl ve lacivert bulutlardan bir âlem vücuda getirir. Zehrin tesiri haricinde kalan karşı yaka halkı, gurub saatlerinde, bu zehrin buharlarını korku ve hayretle, uzak terasalarından seyrederler. Belki bunu siz de seyrettiniz. İstanbul'un yerli halkı, bu zehirle yaşar ve onunla ölür.
Sayfa 38 - İBB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Medeni, biz, ruhu olmayanlara veya onu çıkartmış olanlara deriz.
Sayfa 37 - İBB YayınlarıKitabı okudu
Yerin kalbimdedir Belki de senin yerin tüm kalbimi kaplamış O yerde senden başka kimseye yer yok Ruhum seni deri ve kemiğim arasına yerleştirdi, Söyle Seni kaybedersem Ne yapacağım?
Aşk dilsizdir, yalnız şiir konuşturur onu..
181 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.