(...) önce haksızlığı görür, hisseder, ardından amacı bulurdun. Ama evet, amaçları, sürüsüne bereket davası vardı: çevrecilik, kültürel emperyalizm, ipini koparmış tüketicilik, aşırı uyarılmış, sansasyon takıntılı yapay bir kültür, fikirlerin aşılı özelleştirilmesi ve aşırı özel mahremiyet kaybı. Vardı davaları. Hatta kalp kırıklığı, utanç ve yaşam mücadelesi altında gömülü kalmadıkları zamanlarda bazılarını dillendirmişliği bile vardı.
Bu, on altıncı yüzyılda yaşamış Türk kâşif ve korsanı Piri Reis’in haritasının kopyası… Tarihi 1513. Bizzat kendisi bunu çizerken yararlandığı haritaların nereden geldiğini bilmediğini söylemiş. Bazıları Büyük İskender zamanına, MÖ 300’e kadar dayanıyor olabilir, demiş. Ama o insanların da bu haritayı çizebilecek teknolojileri yoktu! Kolomb’da da aynı harita vardı demiş. Evet, Amerika’yı Kolomb keşfetti ama dikkat ederseniz Amerika bu haritada zaten var! Keşfetmişmiş! Tüm yaptığı haritaya göre gitmekti!
“Nedir Tanrı’nın kökeni? Yunanlara ateşi veren Dev Prometeus aslında kibriti bilinenden beş yüz önce icat eden adamın teki miydi? Büyük adamlar kahramanlara, kahramanlar efsanelere, efsaneler mitlere, mitler tanrılara dönüşür…
Kitap başında ya da sonunda bolca övülen; New York Times, Daily Telegraph vb. yayınlanan yere göre sığdırılamayan kitaplar bir şüphe oluşturur genelde bende. Hele kapakta “Biraz Murakami, biraz Tom Robbins, biraz da Don Kişot” gibi bir yazı varsa (hepsini had safhada sevmeme rağmen) kaçmayı yeğlerim arkama bakmadan. “Ee, niye aldın o zaman bu
Koltuk;Tree,Eric ve Thom adlı üç arkadaşın sıradışı bir koltuğu ait olduğu sıradışı bir mekana taşımalarını konu ediniyor. İlk bölüm akıcı olmasa da ilerledikçe,koltuğun ilginçlikleri ve yolculuğun garabeti arttıkça kitap sürükleyici bir hâl alıyor.
"Büyülü gerçeklik" diyebileceğimiz bir anlatı söz konusu. Koltuk gizemler barındıran bir nesnedir ve ait olduğu yere ulaştırılması gerekmektedir. Bu yolculuk Amerika'da başlar, Ekvator'da sona erer.
Özellikle "Per" adlı koleksiyoncu karakterin ağzından aktarılan medeniyet ve insanlık tarihine ait konuşmalar oldukça ilgi çekici.
Kitapyurdu'nun "beş tanesi yirmi lira" gibi bir kampanyası vardı-küçük bir fiyat artırımıyla devam ediyor sanırım-ki aslında peşin hüküm verip ucuza alınan kitapların pek matah bir şey olmadıklarını düşünüyordum. Yine de alıp koydum bir kenara. Evet, kitap bir şaheser değil belki ama kesinlikle o fiyata satılmayı haketmiyor(keşke kitaplar hep ucuz olsa).
Bu eseri indirimden yok pahasına almış, okumuş ve çok beğenmiştim. Üzerinde oturanlara sihirli etkileri olan bir koltuk ve bu koltukla başlarına gelmeyen kalmamış bir arkadaş grubunun hikayesi. Biraz hangover kafası da var. Meraklısına tavsiye ederim.