Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cafer Solgun

Cafer SolgunDersim... Dersim... yazarı
Yazar
8.1/10
21 Kişi
88
Okunma
5
Beğeni
2.429
Görüntülenme

En Eski Cafer Solgun Sözleri ve Alıntıları

En Eski Cafer Solgun sözleri ve alıntılarını, en eski Cafer Solgun kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"O gün askerler köye gelip 30-40 kişiyi götürdüler. Bize "Sizi sürgüne göndereceğiz" dediler. Sürgüne götürdüklerini zannedip önlerine düştük. Harçik suyu kenarında bulunan Taxtıkal mıntıkasına götürdüler. Karanlık çökmek üzereydi, karşımıza dört tane ağır makineli silah kurdular. Sonra hepimizi taramaya başladılar. Bu tarama sırasında yanımda annem, babam, iki kız kardeşim ve erkek kardeşim vardı. Ben o sırada elimi, kız kardeşimin başına koymuş tutuyordum. Kurşun kız kardeşimin başından geçti ve kafatası parçalandı, benim de sağ elimin orta iki parmağı koptu, bayılmıştım."
Ewladı Kerbelayme..
Evladi Kerbalayih. Bı hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir.
Sayfa 189
Reklam
Denir ki, Dersim insanının, geleneksel olarak babaya, anaya, büyüklerine saygısı yanında, sahip olduğu sabır ve tahammül gücü, direnci, inadı, dağlara olan tutkusu Düzgün Baba'nın özelliklerinden beslenirmiş...
Sayfa 107 - Timaş Yayınları Eylül 2010
" Zo ( Ermeniler ) diyenleri temizledik, şimdi Lo ( Kürtler ) diyenlerin köklerini de ben temizleyeceğim. " Sakallı Nurettin Paşa
Sayfa 130 - Timaş Yayınları Eylül 2010
Dersim 38, hem bizi "biz" yapan bir tarihtir ve hem de bizi "biz" olmaktan çıkartan bir kanlı geçmiş.... Ve yüzleşmezsek hiçbir şey "geçmiş" olmuyor...
Sayfa 208 - Timaş Yayınları Eylül 2010
Aşktır. Dağlar, çöller aşacak güç, derman verir insana bazen. Aşktır. Dağlar, deryalar misali duygular kabarır insanın yüreğinde. Aşktır. Başka hiçbir duyguya benzemez. Aşktır. Dağlar misalidir..
Reklam
Şeyh Said idam sehpası..
Dünya yaşantımın sonu geldi. Ulusum için kurban edildiğinden dolayı pişmanlık duymuyorum. Yeterki torunlarımız bizi düşmanlarımız önünde mahcup bırakmasınlar
‪Bu coğrafyada birlikte yaşıyorsak ve yaşayacaksak,ancak birbirimizin derdini, davasını, acısını, sevincini kendimizde hissedebildiğimiz ölçüde “biz” olabiliriz. “Biz” olabilmek tek başına kimseyi değil, her rengi ve değeriyle hepimizi anlatır ve anlatmalıdır.‬
Sayfa 208 - Timas YayinlariKitabı okudu
Her an "tehdit" altındaki birlik ve beraberliğimizin "nasıl" kurulduğunun hikâyesi, ilköğretim yıllarımızdan başlayarak hayatımızın her aşamasında bize "resmi tarih" olarak belletilir. O "resmi tarih" in içyüzünde acı vardır,kan vardır, katliam vardır..
Sayfa 9 - Timaş Yayınları
Reklam
Asker olmayınca ve vergi de vermeyince, adınız "asi" olur, "eşkıya" olur ve dolayısıyla katliniz de "vacip" olur...
Sayfa 59 - Timaş Yayınları
Yüzleşmezsek hiç bir şey geçmiş olmuyor.
"Derdimize halk Ağlasın... Seydali: (1993'te, 77 yaşında hayata veda etti) Insanları kur şuna diziyorlardı, çok az insan kaldı, çok az insan garba sürüldü. Abdullah Paşa çok zalimdi, çok acımasızdı. (...) (Asker) Kasaturayı defalarca Yusuf'un göğsüne, karnına vurup çıkarıyordu. Hiç kimse bakamıyordu ama ibret olsun diye insanlara seyrettiriyor lardı. Süngüyü vurdukça Yusuf'tan su sesi gibi kan sesi geliyor du. Yusuf sesini çıkarmıyordu. Sadece akrabalarından, Keko'dan su istedi; Keko cesaret edemedi. Hiçbirimiz cesaret edemedik, kimse Yusuf'a su veremedi. Ve Yusuf son kez konuştu: "Ah Keko, bunların yaptığı değil; sizin bu haliniz bana daha çok acı veriyor." Yusuf'tan duyduğumuz son sözler bunlardı. Yusuf ölmüştü. Ölü sünü alıp gömmemiz lazımdı, lakin cesaret edemiyorduk. Ertesi sabah, cesedin iplerini çözdüler. Kaskatı kesilmişti. Ayakta duru yor gibiydi. Taşıyıp bir uçurumdan aşağıya attılar. "Kemere gos kar" (goskarın taşı) dedikleri yerden aşağıya attılar. Yusuf'un can sız vücudu ayakları üstüne düştü, bir süre ayakta durur gibi oldu, sonra yana devrildi. Biz o günün gecesi kendi aramızda cesedi gizlice alıp gömmeye karar verdik.
"DERSİM DÖRT DAĞ İÇİNDE..."
"Devletsiz halkların tarihi olmaz" denir... Buna göre "tarihi olmak", ancak "devleti olmak" ile mümkün olabilir. Egemen tarih anlayışının kalıplarıyla düşünüldüğünde, bu böyledir. Ancak "dev let" olmadan önce de bir "tarihi" vardı insanın. "Devletli" olduğu tarih kesitinden itibaren "tarih yapmak" adına yaptıklarına ve yaşadıklarına bu "tarih öncesi" edinimlerinin bir etkisi olmadığı düşünülebilir mi? Katı bir Marksist bakış açısıyla bakıldığında, tarihi meydana getiren sınıf mücadeleleridir; öncesi, insanın "ilkel" dönemleri olarak yaşanmıştır. Marx'ın, doğu toplumlarını yeterince incelemeye zaman ve olanak bulamadan öğretisini geliştirdiği bilinen bir durumdur. Örneğin antik Yunan uygarlığından haberdar olduğu kadar Sümerlerden, Hititlerden, Fars uygarlığından ve İslam uygarlığından da haberdar olsaydı, belki de yeterince açıklayamadan kavramsallaştırdığı "Asya Tipi Üretim Tarzı" konusunda geliştirdiği teoriye yeni ufuklar kazan dırabilirdi. Bunu Karl Marx'ın yapması artık mümkün değil; kuş kusuz Marksizm'i dogmatik bir bağlılıkla sürdürmek gayretinde olanların da...
Dersim Dört Dağ İçinde
Dersim'in "yazılı" bir tarihi yok. Bunlarla birlikte bölgede arkeolojik kazılar ve araştırmalar için oldukça uygun ve zengin sayılabilecek kalıntı ve materyaller (viraneye dönmüş Ermeni kiliseleri, köprüler vb.) olmasına rağ men, bu yönde herhangi bir çalışmanın yapılmadığını da özellikle vurgulamak isterim. Buna ihtiyaç duyulmamasının tek açıklamas olabilir: Bu coğrafyanın tarihinin bilinmesi yönünde değil; aksin. bilinmemesi yönünde bir "siyasi" tercihin yapılmış olması... Bu siyasi tercihin temelinde ise tarihi, kendi kalıpları etrafında yenide oluşturmak isteyen bir "resmi ideoloji" mantığının bulunduğur iyi biliyoruz... Dersim üzerine yabancı tarihçilerin araştırmalarından, yabancı elçilik yetkililerinin istihbarat amaçlı olduğu açıkça belli ol raporlarından ve genellikle Dersim üzerinde egemenlik kurm çabasında olmuş devlet ve imparatorlukların görevli tarihçileri yazdıklarından öğrenilebilecek bilgiler elbette ki mevcut. Günümüzde yazar-çizeri, sanatçısı bol bir memleket olan Dersim Cumhuriyet öncesi tarihinde "entelijansiya" olarak adlandı bilecek bir dinamiği yoktu; bunun gereksindiği koşullara sahip degildi çünkü. Beni,"Devletsiz halkların tarihi yoktur" sözünü hatırlamaya yönelten nedenler bunlardı...
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.