Milliyetçiliğin günümüzde olduğundan çok daha açık bir biçimde ırkçılığa göbekten bağlı olduğu yirminci yüzyıl başının siyaseten anlamlarla yüklü ortamında Gibbons'ın bu iddiası da
açıkçası bu anlam yükünden nasibini almıştı. Türklerin dünya tarihi içerisindeki yerlerini ve rollerini yeniden tanımlamakla meşgul olan Cumhuriyet dönemi Türk milliyetçiliği ise, Osmanlıların
"bozulma"ya yüz tuttuktan sonraki dönemlerine pek hoş gözle
bakmıyordu. Yine de aynı milliyetçi yazarlar, Osmanhıların ilk dönemlerindeki fütuhatın, iskânların ve devlet inşasının tarihini, hülasa bölgede Türk mevcudiyetini sağlayan en başarılı vaka olan Osmanlı hikâyesini gururla sahiplenmekten geri kalmıyordu.
Sayfa 37 - Metis Yayınları