Dan Lungu Gönderileri
Dan Lungu kitaplarını, Dan Lungu sözleri ve alıntılarını, Dan Lungu yazarlarını, Dan Lungu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ya özgürlük anne? Bu hiçbir şeyle kıyaslanamaz. O zaman kendi gölgemizden bile korkuyorduk... Şimdi her şeyi söyleyebilirsin, her şeyi yazabilirsin, her yeri gezebilirsin ve 'Hükumet değişsin!' diye bağırabilirsin..."
" Bu nasıl biliyor musun? Bütün sonradan görmeler, bizim çalıştıklarımızı çalanlar seyahat ediyor. Bağırmaya gelince, şimdi istediğin kadar bağır, seni kimse dinlemiyor... Bana kalırsa, ben yarından tezi yok komünizmin dönmesini isterim."
Sayfa 47Kitabı okudu
"... Benim için işler basit: devrimden önce, simdikiyle kıyaslarsan hayatım çoook daha iyiydi. Sen benim yerimde olsaydın kime oy verirdin?"
"Sanırım abartıyorsun 'çoook daha iyi' dediğinde anne. Et kuyruklarını hatırlıyor musun? Binanın etrafını dolaşıyordu..."
"O zamanlar kuyruklar vardı, doğru ama şimdi markete gidiyorsun, etlere hayran hayran bakıyorsun, ağzın sulanıyor ve güzelce çıkıyorsun, alacak paran yok. Belki sonradn zenginleşen birinin iki kilo antrikot alışını seyrediyorsun. Ne zaman daha iyi olduğunu doğrusu bilmiyorum... Şimdi açlıktan ölen insanlar görüyorum, sokaklarda yatan çocuklu aileler... Komünizm döneminde böyle şeyler yoktu."
Sayfa 47Kitabı okudu
Geçmişin yanında şimdiki zaman bir felaket ise, homurdanmak şarttır.
Sayfa 45Kitabı okudu
Catrina gittikten sonra aklım hep geçmişte kalmıştı. Evin içinde dolanıp kendi kendime mırıldanıyordum. Yaşlandığında böyle bir mesgale zevkli oluyor. Birileriyle tartışıyorsun, zamanında aklına gelmeyen cevaplar veriyorsu, güzel hatıralara gülümsüyorsun, bazı şeylerin neden böyle olduğunu ve baska türlü olmadığını anlamak için, keyfin yerindeyse, olayları tekrar aklına getiriyorsun. Bütün hayatın orada, yanında oluyor, seninle aynı odada. Planların gelecekten çok geçmişe ait oluyor. Aynı parçaları tekrar tekrar yerleştiriyorsun hiç sıkılmadan. Çocukların- Alice de istisna değildi- masalları dinlemeyi sevdiği gibi. Sadece akranların sohbeti ilginç geliyor çünkü böyle gittikçe nadir olan yeni parçaları bulabiliyorsun...
Sayfa 45Kitabı okudu
Şehirde insanlar daha temiz olmalarına rağmen daha sık banyo yaparlar. Bunu tam anlayamıyorum...
Sayfa 38Kitabı okudu
Şehirde temizlik yapmak güzel, bir sürü şeyi düşünebiliyorsun. Zor da değil. Suyu kovayla tanımıyorsun, musluklardan akıyor. İster bir bardak, bir kova ya da bir damacana al. Bir küveti doldurup banyo yapabilirsin. Biz ahşap bir küvette yıkanıyoruz. Yazın suyla doldurup ısınsın diye güneşe bırakıyoruz. Kışın daha zor...
Sayfa 37Kitabı okudu
Ben halk düşmanı değilim. Yine de bir halk düşmanı nasıl bu kadar zeki olabilir? Ve nasıl oluyor bu halk düşmanı? Bir tarafta Sebastian Protopescu hocamı, öbür tarafta da halkı canlandırdım kafamda. Birincisi ikincisine kin güdüyor. Sevmiyor. Halk çok kafalı, çok kollu ve çok bacaklı insan gibi. Dövüşecek olurlarsa Sebastian Protopescu hocamın hiç şansı yok, istediği kadar zeki olsun...
Sayfa 37Kitabı okudu
"Niye göndermişler bizim köye?"
"Ceza olarak."
"Bizim köyde cezalı insanlar mı yaşıyor? Hapishane gibi mi?"
"Bilmiyorum, annene de sor."
Ben cezalı olmak istemiyorum, ben şehri istiyorum...
Sayfa 36Kitabı okudu
Bizim köyde insanlar bakımsız dolaşıyor. Evden çıktıklarında arkalarında parfüm kokusu bırakmıyorlar. Parfüm pahalıdır sanırım...
Sayfa 36Kitabı okudu
Para pahalıdır, diyor annem her zaman...
Sayfa 35Kitabı okudu