Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dan Lungu

Komünist Bir Kocakarıyım yazarı
Yazar
7.0/10
6 Kişi
12
Okunma
1
Beğeni
886
Görüntülenme

Dan Lungu Gönderileri

Dan Lungu kitaplarını, Dan Lungu sözleri ve alıntılarını, Dan Lungu yazarlarını, Dan Lungu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her zaman kusurlarını, yani köylü gibi davranışlarını tespit etmek için dikkat ediyordum. Ama pek başarılı olamadım. Hapşırmasını bile bekledim. Gerçek şehirlilerin, sanki büyük bir işmiş gibi gürültüsü dağları ve tepeleri aşan, sağlam bir hapşırığı sağlık göstergesi olarak görmeyip tam tersine, hapşırıklarını ellerinin arkasına sakladıklarını, yarım yutuyorlarmış gibi yaptıklarını fark etmiştim. Tucu da bir şehirli gibi hapşırıyordu. Sonunda köyde doğmasının onun suçu olmadığını fark etmek zorunda kaldım...
... onların köyünde tezek yapılmadığını öğrendim ve böylece, farkına varmadan Tucu daha sempatik gelmeye başladı...
Reklam
Şimdi, bu kadar yıllık evlilikten sonra, evlenmeye çok zor ikna olduğumu itiraf edebilirim. Zavallı Tucu birkaç aydır peşimdeydi, ben ise ona çok az karşılık veriyordum. Onu beğeniyordum, o zamanlar için şıktı; kendine bakan parfüm kokan biriydi. Espri yapıyordu ve sinemadaki filmlerden konuşuyordu fakat olumsuz bir yanı vardı: Köylüydü. Ben bir şehirli istiyordum. Hayatında hiç yalınayak yürümemiş birisi...
Köye dönseydim boşuna yaşamış gibi olurdum. Gittiğim yere dönecektim. Bir zamanlar evden boşuna kaçmısım, yıllar sonra kuyruğum bacaklarımın arasında dönmüşüm gibi olacaktı. Bunu sadece düşündüğümde bile içimdeki çocuksu öfke uyanıyordu; köyün salağı sayılma korkusu.
Zavallı Alice neredeyse hiçbir şey yiyemedi, sürekli ya bizim için ya da onun için çeviri yapmak zorunda kaldı. O da balık aldı. Bence onunla aynı olsun diye. Ancak o zaman bir yabancıyla konuşacak pek bir şeyin olmadığını gördüm. O kendi işlerini, biz ide kendimizinkileri biliyoruz. Onun bizim sefil emekli maaşlarımız ilgilendirmiyor, biz ise oralarda işlerin nasıl gittiğini bilmiyoruz. Ne diyeyim, bayağı zordu...
Kıyafeti de eksik puan aldı. Bizim Alein diskoya gider gibi giyinmiş. Bir kot pantolonu ve kısa kollu bir gömleği vardı. Ayağında da spor ayakkabı. Onlarda nasil olduğunu bilmiyorum ama bizde kız istemeye gittiğinde böyle giyinmezsin. Bu muydu onun en iyi kıyafeti?...
Reklam
Fakat şefkatin ötesinde, bence yapı da önemli. Vazodaki çiçeklerin suyunu değiştirir gibi sık sık, doktor doktor gezerse, şefkat beş para etmez. Ben çocuğumu sırtında taşıyamayan bir adam düşünemem mesela...
Zavallı oğlan konuşamadığı için sürekli gülümsüyordu. Güzel, bembeyaz ve dümdüz dişleri vardı. Anne - babasının dişlerine iyi baktığı belliydi. Yani onu tıka basa kalsiyumla besledikleri ve günde iki kere dişlerini fırçalattıkları. Muhtemelen iyi bir aileden geliyor, dedim kendi kendime. İri değildi ama zayıf da sayılmazdı. Karaciğerinde bir sorun yok gibi görünüyordu, şarap bardağını ise, içindekini içmekten çok onu öper gibiydi. İtiraf ediyorum, onu panayırdaki bir at satıcısı gibi bakıyordum. İçimde, yavrusunun iyiliğinden emin olmak isteyen bir hayvanın içgüdüsü uyandı. Sanırım özellikle annelerde olur bu....
Alain elimi öpmedi. Kayinpederinkini de öpsün demiyorum, bizde de artık demode oldu. Biz anne-babasının elini öpen son nesildik.
Bizde elektrik bile yok. Şehre gitmek istiyoruuum. Kovanın içine bağırmaya başlıyorum. Ben bağırıyorum, ben duyuyorum...
73 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.