Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Frank Magill

7.4/10
4 Kişi
17
Okunma
2
Beğeni
1.225
Görüntülenme

Frank Magill Sözleri ve Alıntıları

Frank Magill sözleri ve alıntılarını, Frank Magill kitap alıntılarını, Frank Magill en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sen Jüpiter, ölüm ge­lince verdiğin ruhu alacaksın. Sen Yer, bedeni verdiğin için, onu tekrar alacaksın. İlgi’ye gelince, madem ki bu yaratığa önceden o şekil verdi, yaşadığı müddetçe ona sahip olabilir. İsimle ilgili anlaşmazlığa son vermek için bu yaratığa ‘Homo’ ismi verilsin, çünkü, o yerden (hu­mus) hasıl oldu.
Herkes tarafından iyi bi­linme «anonim kişinin bir başka özelliğidir. O, kendini halka verir, onun talepleriyle görüşlerine itaat eder, öl­çülerini kabullenir ve böylelikle ferdiyetine bağlı sorum­luluk duygusundan uzak kalır. Das Man, halkın düşün­ düğünü düşünen, duyduğunu duyan ve yaptığını yapan eş seviyeye indirilmiş ben’i ifâde eder
Reklam
Dasein’ın ikinci ana özelliği «varoluşçu özellik* tir.Bu insanın kendisine ait bir tasan ve bir imkân yoluyla belirmesidir.
Sartre
«İnsanın kendi hürriyetinin şuuruna erme­si sıkıntı ile olur, yahut daha iyisi, sıkıntı varlık şuuru olarak hürriyetin habercisidir. Sıkıntı vasıtasıyla hürri­yet kendini ve kendi sorusunu açığa çıkarır.»
Varlık ve Zaman Martin Heidegger
Sıkıntı vasıtasıyla insan yoklukla yüz yüze gelerek kendi sınırlılığını ve ölümün kaçınılmazlığını görür; fakat zaman içinde şimdi vasıtasıyla geçmişten geleceğe doğru hareket eden insan, karar vermek suretiyle kendini değerlendirir, varlığını bütünüyle seçer, ve bu suretle sıhhatli benliğine kavuşur.
Reklam
Sevgi kendine hâs bir mal edinme türüdür . Seven, sevilenin sevgisini kendinin ve onun özgürlüğünü tahrip etmeden kendine maledinmek is­ter. Fakat bu sevgi bağı en sonunda sökülür. Çünkü bir kimseyi bir başka kimsenin hürriyeti uğruna materyal gibi yapmadan mutlak bir hürriyetten bahsetmek, im­kânsızdır. Bu, sevgide gizli bulunan güvensizliğe işâret eder. Seven her zaman bir obje, varlık haline getirilmek tehlikesi içindedir.
Sartre’ın ontolojisi, İmmanuel Kant’ın tenkid felse­fesinin, Edmund Husserl’in «Fenomenolojik dönüş»ünün ve Martin Heidegger’in Dasein ile ilgili ontolojisinin iz­lerini takip eder.
Dediko­du herkesçe makbul görülen, günlük yaşayışla ilgili, hal­kın kötü zanna dayanan tefsirlerini tekrar eden, ve doğruluğu tespit edilmemiş konuşma tarzıdır. Sadece bu gü­nü aksettiren klişelerin tekrarıyla ilgilenmesi ve «ano­nim kişi» nin dünyasına ait düşüncelerle daralmış olma­sı dolayısıyla, dedikoduda hiçbir kesin hoşnutluk görül­mez.
Dasein’in ontolojik esasta üçüncü yapı özelliği «ek­silme» dir. Eksilme, insanın geleceğin şahsî imkânların­dan kendini soğutarak, günlük hayatın ilgileri içinde kaybolması meyline işaret eder. Eksik adam, geçmişinden ve geleceğinden koparak sadece bugünde yaşayan, sami­mî benliğinin dışına çıkmış kimsedir. Buna göre, onun benliği zayıflamıştır. «Eksilme* en kuvvetli ifâdesini de­dikodu, tecessüs ve kaypaklık huylarında bulur.
Reklam
insan egzistansiyal varlığını tek başına iyice yaşayamaz. Bunun için o başka benlerle yakınlık kurarak birlikte yaşamaya cesaretle atılmalıdır Ancak Jaspers ve Marcel gibi egzistansiyalistlerde sevgi mücadelesiyle gerçekleşeceğine inanılan birlikte bulunma fikri Kierkegaard ve Sartre gibi öteki egzistansiyalistlerde ümitsizlikle karşılanır.
İman konusunu soyut bir problem olarak inceleyen geleneksel teoloji, ispatlamalarında neticesiz kalmaya mahkûmdur. Kant bunu bütün açıklığı ile göz önüne sermiştir
..başta Sartre olmak üzere birçok eg­zistansiyalistler de dinsiz egzistansiyalizmi savunurlar. Buna göre Tanrı inancı insanın hürriyeti için tehlikelidir. Çünkü Tanrı’ya inan­mak, bize sorumluluklarımızı unutturan, kadercilik anlayışıyla bir­likte yürür.
Ben, sahip olduğum değil, varlığımın temel şartı olan, özgürlüğüme bağlılığım derecesinde esir oluyorum.
Marcel
İnsan, insanlığını kaybetmek tehlikesiyle yüzyüze bulunuyor.Modern bürokrasi dün­yası, bireyin faaliyetlerini devletin resmî kayıtlarıyla bir tutmaya meyillidir. Şahsiyet bir nüfus (kimlik) cüzdanına irca edilmektedir. Böyle bir dünyada insan, biricik bir «ben» olmaktan çok, rolünü bir başkasının alabileceği bir var­lık olarak târif edilir.
40 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.