Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Graham Hancock

Graham HancockTanrıların Parmak İzleri yazarı
Yazar
8.6/10
17 Kişi
70
Okunma
19
Beğeni
2.644
Görüntülenme

Graham Hancock Gönderileri

Graham Hancock kitaplarını, Graham Hancock sözleri ve alıntılarını, Graham Hancock yazarlarını, Graham Hancock yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sfenks'e ve çevresine baktığınızda edindiğiniz ilk ve kalıcı izlenim onun çok ama çok eski olduğudur... Dördüncü hanedanlık gibi sadece birkaç bin yıllık değil çok ama çok inanılamayacak kadar eskidir. Antik Mısırlılar tüm tarihleri boyunca tüm dönemlerde heykelden bu şekilde söz etmişlerdir. Onlara göre Sfenks "Tüm Zamanların Başlangıcının Müthiş Yeri'nin" bekçisidir ve "tüm bölgenin muhteşem büyülü güçlerinin" merkezindedir.
Reklam
616 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bu kitap ders kitaplarına girecek bir kitap. Zaten bildiğim şeyleri tekrar etmek gibi birşey oldu ancak herkesin okuyup bilmesi yer yüzünde nelerin oldunu ne için amaç sebep ile oldunu bilmemiz gereken birşeye teşfik ediyor. Bir araştırmacının bu kadar şey görüp tanık olması ayrı bir güzellik.
Tanrıların Parmak İzleri
Tanrıların Parmak İzleriGraham Hancock · Omega · 201542 okunma
Ve belki de gerçekten Güneş'in altındaki hiçbir şey yeni değildir...
Eğer Hopiler geleneklerini kaybetmezlerse kendilerine ve başkalarına yardımcı olabilirler. Geçmişte inandıkları şeylere sıkı sıkıya bağlanmak zorundalar. Anıları korumak zorundalar. En önemlisi bu.. Ancak büyükbabam sana aynı zamanda bu dünyanın bir zekanın ve ruhun ürünü olduğunu söylemek istiyor. Her şeyi olduğu şekliyle tasarlayan yaratıcı ve zeki bir ruh. Büyükbabam burada hiçbir şeyin tesadüf eseri bulunmadığını, iyi ya da kötü hiçbir şeyin kaza eseri olmadığını söylüyor, olan her şeyin bir nedeni var...
Bizim dünyamızda böyle sonlanacak (alevlerle)... Eğer insanlar tavırlarını değiştirmezlerse o zaman dünyaya göz kulak olan ruh bizden rahatsız olacak ve dünyayı alevlerle cezalandıracak ve tıpkı o yıldız gibi son bulacağız.
Reklam
Efsaneler birer tarihi kayıt olabilir mi? Adsız dahiler tarafından yazılmış bu ilginç ve ebedi hikayeler bu tür bir bilgiyi tarih öncesi dönemde kaydedip geleceğe aktarmanın aracısı olarak kullanılmış olamazlar mı?
İnkalar ya da selefleri bu kadar defasa boyutlardaki taşları nasıl işlemişlerdi? Nasıl olmuş da bu dev taş blokları bu kadar hassas bir biçimde kesip şekillendirmişlerdi? Onlarca kilometre uzaktaki taşocaklarından nasıl nakledebilmişlerdi? Taşları bir bir hareket ettirip nasıl yerden yukarıya kaldırarak duvarlar yapmışlardı? 100 ton ağırlığında onlarca onlarca köşeli taşı üç boyulu bir bulmacanın parçası gibi birbirine oturtabilmek için hareket ettirip kaldıracak bir makineyi bırakın, bu insanların tekerleği bile yoktu.
İnsanlar ayaklanıp onu taşlamakla tehdit ettiler. Dizlerinin üstüne çöktü ve kendisini kuşatan tehlike karşısında yardım dilemek için ellerini gökyüzüne kaldırdı. Yerliler o anda gökyüzünde etraflarını saran bir ateş gördüklerini söylerler. Korkuyla dolan halk öldürmek istedikleri bu adama yaklaşıp kendilerini affetmesi için yalvardılar... Bunun üzerine ateş emriyle söndü ancak büyük taş bloklar öyle bir yanmıştı ki bir mantar tıpası kadar hafif ve küçük bir hale dönüşmüşlerdi. Daha sonra bu olayın gerçekleştiği yeri terk ederek kıyıya gelmiş, pelerinini tutarak dalgalara doğru ilerlemiş ve bir daha görülmemiştir.
And halklarının kadim söylencelerinde uzun boylu, sakallı, açık tenli gizemli bir figür karşımıza çıkar. Birçok farklı yerde bir çok farklı isimle bilinse de bunun hep aynı kişi olduğu anlaşılır: Dehşet verici silahlar kullanan ve bir kargaşa zamanında dünyayı rayına sokmak için gelen, bilim ve büyü ustası, Deniz Köpüğü, Virakoça. And bölgesindeki bütün halklar bu temel hikayenin farklı uyarlamalarını anlatıyordu. Hikaye, yeryüzünün bir tufanla sular altında kalışını ve kaybolan güneşle birlikte her yerin karanlığa gömülüşünü anlatan canlı tasvirlerle başlar. Toplum karmaşaya gömülmüş ve insanlar zorluklarla boğuşmaktadır.
157 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.