Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Graham Hancock

Graham HancockTanrıların Parmak İzleri yazarı
Yazar
8.6/10
17 Kişi
70
Okunma
18
Beğeni
2.616
Görüntülenme

Graham Hancock Sözleri ve Alıntıları

Graham Hancock sözleri ve alıntılarını, Graham Hancock kitap alıntılarını, Graham Hancock en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kumlar üzerinde yükselen bir ev her zaman yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Sayfa 13
Virakoçaların Sonu
Bu dönem boyunca Liman şehrinin ama rıhtımı, Kalasasaya'nın birkaç yüz metre güneybatısında, Puma Punku(Puma Kapısı) olarak bilinen bir alanda yer alıyordu. Burada Ponansky'nin kazı çalışmaları "yüzlerce gelinin aynı anda yükleme boşaltma yapabileceği, doğal ve muhteşem bir rıhtıma kazılarak suni şekilde oluşturulmuş iki iskele ortaya çıkardı."
Reklam
Tipik bir Maya efsanesi ”inşaat onlar için çocuk oyuncağıydı; yapmaları gereken tek şey fısıldamaktı ve ağır taşlar yerine otururdu.” Çok benzer bir efsane, gizemli And şehri Tiwanaku’daki devasa taş blokların “bir trampet sesi ile havada hareket ettirildiğini” iddia ediyordu. Bu nedenle hem Orta Amerika’da hem de Andların ücra bölgelerinde garip sesler, devasa kayaların havaya kaldırılması ile ilişkilendirilmiştir, diyebiliriz.
Sayfa 190 - omegaKitabı okudu
Kondor'un Uçuşu
Chicago'daki Adler Planetaryum'unda Dr. Philips Pitluga Nazca'daki yıldız haritalanmalarını bilgisayar desteğinde kapsamlı bir araştırmasını yaptı; ünlü örümcek deseninin büyük Orion Takımyıldızı'nın bir çizeneği olduğuna ve bu desenle bağlantı olan düz çizgilerin ise Orion kuşağına ait 3 yıldızın çağlar boyunca değişen sapmalarına tespit etmek için yapıldığına karar verdi. Bu arada Nazca örümceğinin bilinen bir örümcek türü olan Ricinulei'nin bir cinsini doğru şekilde tasvir ettiğini söyleyelim, ancak bu öylesine nadir bir örümcek ki sadece ve sadece Amazon Yağmur ormanlarının en ücra ve erişilmez bölgelerinde bulunabilmiştir. İlkel olduğu düşünülen Nazca sanatçıları nasıl olmuş da anayurtlarından kalkıp heybetli Andları aşarak böylesi uzun bir yolculuğu bir örümcek cinsinin toplamak için gerçekleştirebilmişlerdir? Daha da ilginci bunu neden yapsınlar ve Ricinulei'nin vücut yapısının yalnızca mikroskop altında görünebilecek en ince detaylarını nasıl olmuş da çizebilmişlerdir?
"Eğer orijinal tasarımcı insanların gökyüzü kutbunu, Büyük Piramiť in tabanından önlerinde 30⁰lik bir yükseklikte ve akıl gözleri ile değil vücut gözleri ile almak görmelerini istediyse, atmosferdeki ışık kırılmalasını dikkate almak zorunda kalacaktı ve bu durumda yapının 30⁰de değil, 29⁰58'22"de yapılmasını gerektirecekti (Büyük Piramit tam olarak 30.paralel üzerine, 29⁰58'51" olan bir enlemle yerleştirilmiştir.).
Reklam
2025-2030
Artık sadece milyonlarca yılda bir kere yaşanan bir olayla değil, tarihsel zaman çerçevesi içinde halen gerçekleşmekte olan ve felaketlere yol açabilecek bir süreçle karşı karşıyayız.
Kaynaklarımızı, zekamızı ve yeteneklerimizi insanlığın kurtuluşu için bir araya getirmeyi öğrenmeliyiz.
Yeni Dünya'nın efsaneleri bu bağlamda Eski Dünya'nınkilerden farklı değildir. Dünyanın her yerinde "büyük Tufan", "büyük kış" ve "büyük çalkantı" dönemlerinden şaşırtıcı bir fikir birliği ile bahsedilir. Söz konusu olan şey aynı deneyimin farklı yerlerde anlatılması değil; Buzul çağı ve sonrasındaki etkiler küresel bir olgu olduğu için hepsinin farklı deneyimler olması oldukça anlaşılırdır. Daha da ilginci, aynı simgesel motiflerin tekrar tekrar kendini göstermesidir: iyi bir adam ve ailesi, tanrının uyarısı, yaşayan tüm varlıkların tohumlarının kurtarılması, kurtuluş gemisi, soğuğa karşı korunma, gelecek neslin atalarının kendilerini bir ağacın gövdesine saklamaları, kuşların ve diğer canlıların tufandan sonra karayı bulmaları için salıverilmeleri... ve daha nicesi.
Kali Yuga, 432.000 ölümlü yıl süresiyle şu anda içinde bulunduğumuz çağdır. Kutsal metinler "Kali Çağ'ında, insan ırkının yok oluşan yaklaşırken bozulmanın büyüyeceğini," söyler.
Reklam
Geçmişe Ağıt
Gözleri cehalet, bağnazlık ve açgözlülükle dolmuş olan İspanyollar Meksika'ya vardıklarında insanlığın çok değerli bir mirasını yok ettiler. Örneğin 1562'nin temmuzunda Peder Diego de Landa, geyik derisine yazılmış Mayalara ait binlerce elyazmasını, resimli hikayeyi ve hiyeroglifi, Mani'nin ama meydanında yaktı. Sayısız heykel ve sunağı yok etti. Meksika'nın başpiskoposu Juan de Zumarrag 20 bin heykeli ve 500 yerli mabedi yok etmekle övündü. Kasım 1530'da Hristiyanlaştırılmış bir Aztek aristokratını yeniden "Yağmur Tanrısı'na" taptığı için kazığa bağlayarak yaktı ve daha sonra, Texcoco'nun Pazar yerinde on bir yıl boyunca fetihçilerin Azteklerden zorla topladığı astronomi belgelerini, resimleri elyazmalarını ve hiyeroglif metinleri büyük bir ateşte yaktı.
Virakoçaların Sonu
Tivanaku'nun aslen Titikaka Gölü'nün kıyılarında, gölün şu anda olduğundan daha geniş ve 30 m daha aşağıda olduğu bir zamanda, bir liman olarak kurulduğunu gördük. Ponansky'nin tahminlerine göre Tivanaku, Kalasasaya'nın yapım tarihi olduğunu iddia ettiği MÖ 15000 yollarına kadar bir liman olarak faal şekilde kullanılmaya devam etti ve bir 5 bin yıl daha bu şekilde kullanıldı; bu uzun zaman zarfında limanın Titikaka Gölü'nün kıyısına olan konumu çok az değişti.
Meksika'nın Babili
Fetih döneminde 100 bin nüfusu olan büyük Hac merkezi Cholula'da, kadim gelenek ve yaşam şekillerinin hadım edilmesi için insan yapısı Quetzalcoatl tepesine özellikle aşağılayıcı bir şeyler yapılması gerekiyordu. Çözüm, bir zamanlar zigguratın tepesinde duran tapınağı yerle bir edip yerine kilise dikmek oldu.
Peru’ya 16. yüzyılda gelen vakanivus Garcilaso ilginç bir şey daha söylüyordu. Eski dönemlerde bir İnka kralının Saksayvaman’ı inşa etmiş olan seleflerinin başarısını taklit etmeye çalıştığı bir vakadan bahseder. Büyük tek bir taş bloğu, var olan duvarlara eklenmek üzere birkaç kilometre öteden getirme girişimidir bu: “bu kaya parçası çok dik yamaçlardan aşağı yukarı taşınarak dağ boyunca 20.000 yerli tarafından çekilmiştir… Taş uçurumun kenarında ellerinden kurtularak 3000 adamı ezdi.“
Sayfa 84 - omegaKitabı okudu
Peru’ya 16.yyda gelen vakanivüs Garcilaso hayretle bahsediyordu:
Görenler için boyutları inanılmazdır ve kişi yakından baktığında ve dikkatlice incelediğinde öylesine olağanüstüdür ki sanki yapımında sihir kullanılmış gibidir; sanki insanların değil doğaüstü varlıkların işidir. Öylesine büyük ve çok sayıda taş kullanılmıştır ki yerlilerin bu taşları nasıl çıkarıp da naklettiklerini, nasıl yontup birbirlerinin üzerine bu kadar hassas bir biçimde otutturduklarını sormadan edemez insan… Onlar kayayı delmek, taşları kesmek ve yontmak için ne demir ne de çelik kullanmışlardı; ne kağnıları ne de kağnıları çekecek öküzleri vardı ve aslında taşlar öylesine büyük ve taşındıkları dağ yolları öylesine bozuktu ki böylesi bir işin üstesinden gelebilecek bir kağnı arabası ya da öküz dünyanın hiçbir yerinde mevcut değildi…
Sayfa 84 - omegaKitabı okudu
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.