Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Guenter Lewy

Guenter Lewy1915: Osmanlı Ermenilerine Ne Oldu? yazarı
Yazar
8.7/10
18 Kişi
86
Okunma
6
Beğeni
1.676
Görüntülenme

Guenter Lewy Gönderileri

Guenter Lewy kitaplarını, Guenter Lewy sözleri ve alıntılarını, Guenter Lewy yazarlarını, Guenter Lewy yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Alternatif Bir Açıklama
“Ermenilerin bir beşinci kolon teşkil etmelerinden duyulan endişe abartılmış olabilir fakat bu korku, bazı gerçekler üzerine temellenmiştir. Ermeniler kurban idi, fakat hepsi masum kurbanlar değildi ve dolayısıyla, başlarına gelen felaket tamamen nedensiz değildi. Daha da önemlisi, Osmanlı hükümeti ciddi bir şekilde çığırından çıkan tehcirin sorumluluğunu üstlenirken, meydana gelen katliamların suçunun, öncelikle, öldürme işini fiilen gerçekleştiren kişilere yüklenmesi gerekir.”
Sayfa 395 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Alternatif Bir Açıklama
“Alman memura göre, merkezî hükümet yeknesak bir politika icra etmeyi başaramamıştır ve bundan dolayı, tehcirin uygulanma biçimi vilayetlerdeki askerî ve sivil makamların tutumuna göre şekillenmiştir. Cemal Paşa gibi kimi yetkililer muhacirlerin çektikleri güçlükleri hafifletmeye çalışırken, diğerleri Ermenilere karşı aşırı bir düşmanlık sergilemiş ve muhacirleri Kürtlerin veya Çerkezlerin zorbalıklarına terk etmişlerdir. İstanbul’daki yöneticiler, bu gelişmeleri desteklemedikleri hâlde, engellemek için de yeterince çabalamamışlardır. Sert iklim koşulları, uzun mesafelerin yürüyerek kat edilmesinin gerekmesi ve yerel yetkililerin keyfî tutumları; meydana gelen insanlık trajedisinde bunların tümünün payı vardır.
Sayfa 392 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Alternatif Bir Açıklama
“Osmanlı hükümeti’nin muntazam bir süreç hedeflediği hâlde bunu gerçekleştirecek imkânlardan yoksun olduğuna inanmaktan yanayım. Yüz binlerce insanın yerini çok kısa bir süre içerisinde ve son derece primitif bir taşıma sistemi vasıtasıyla değiştirmek gibi önemli bir görev, Osmanlı bürokrasisinin gücünü tam anlamıyla aşıyordu. Ne mevcut kurumlar ne de memurlar, bu göreve uygundu. Üstelik Ermeniler tehcir ve yeniden iskân edilirken, ülkede ciddi yiyecek sıkıntısı çekiliyordu; ve sonuçta tamamıyla uygunsuz sıhhî koşullar altında, kısa süre içinde, büyük ölçekli salgın hastalıklar baş gösterdi.”
Sayfa 389 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
SOYKIRIM İDDİALARINA YANIT
“Türkiye’nin merkezî yönetiminin 1915-1916 katliamlarından suçlu olduğunu kanıtlayan –gerçekliği doğrulanmış– hiçbir belgesel delil bulunmamaktadır. İddia edildiği gibi Ermenileri yok etmek için böylesine şümullü bir programın taammüden planlandığı doğru ise, buna karışmış olması gereken binlerce görevliden bir tanesinin bile bu komployu itiraf etmeye kalkışmamış olması dikkat çekicidir.”
Sayfa 386 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Sonuç: Taammüt Meselesi
“1966 yılında Ermeni bir yazara gönderdiği bir mektupta, Toynbee, Türkiye’nin kuzeydoğusunun Rus işgali altında olması ve Ermeni azınlığın bir beşinci kolon teşkil etmesinden korkulması sebepleriyle, Ermenilerin tehcir edilmesinin meşru sayılabileceğini belirtmiştir.”
Sayfa 385 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sonuç: Taammüt Meselesi
"Shaws'un iddiasına göre, Ermenilerin yaşadıklarının korkunç olduğuna şüphe yoktur fakat bu, İmparatorluk'taki tüm halkları girdabına çeken dramın bir parçasıdır. Yaşanalar, 'bu gruplardan herhangi birini imha etmek için bilinçli bir şekilde sarf edilen çabananın' sonucu değildir." "Alman akademisyen Chiristian Gerlach'a göre, can kaybına yol açan, yiyecek stoklarının felakat durumda olması ve eşkıyaların kafileleri pusuya düşürmesidir. Muhacirlerin akıbeti, dehşet verici olmasına rağmen, merkezden planlanmış bir imha planı fikrini desteklememektedir."
Sayfa 383 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Kurban Sayısı: Kurtulanların Sayısı
"Savaşın son yılında ve akabinde Paris'te başlayan barış konferansında, Ermeniler, savaş boyunca İtilaf Devletleri'ne sundukları yardımların mükafatı olarak ve Wilson ilkeleri doğrultusunda, bağımsız bir Ermeni devleti için taleplerini ileri sürdüler. Bununla birlikte, İtilaf Devletleri'nin kısa süre sonra fark ettiğine göre, Ermenilerin self determinasyon [kendi kaderini tayin] hakkı, talep ettikleri Türk topraklarının büyük bir bölümünde nüfusları Ermenilerinkini geçen Türklerin ve Kürtlerin self determinasyon hakları ile çatışıyordu. Ermeniler bu vilayetlerde hiçbir zaman çoğunluk teşkil etmemişlerdi ve tehcir sonucunda, bu bölgelerdeki nüfusları iyice azalmıştı. Bunun üzerine, Bogos Nubar başkanlığındaki Ermeni Milli Delegasyonu, Ermenilerin verdikleri zayiat konusunda iddia edilen rakamları düşürme ve kurtulanların sayısını yükseltme çabasına girdi."
Sayfa 369 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Katliamların Failleri Kimlerdi: Yerel Yöneticilerin Gücü
... Otto Liman von Sanders, hatıralarında, durumu aynı şekilde değerlendirmektedir: "Tehcirin uygulanmasında gerçekleşen korkunç zulüm olaylarının çoğunun, şahsi nefret ve hırsları nedeniyle yukarıdan gelen emirlere, bunlarda aslında kastedilmeyen bir zorbalık katan düşük kademeli memurlardan kaynaklandığı muhakkaktır."
Sayfa 362 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Katliamların Failleri Kimlerdi: Amele Taburlarının Akıbeti
"Askere alınanların tümüne gaddarca muamele ediliyordu ve bu sebeple firar edenlerin sayısı genel olarak yüksekti; Ermeni asker kaçaklarının sayısının ise özellikle yüksek olduğu görülüyordu. Kimi Ermeni gruplar gerilla gruplara veya Ruslara katıldı. Ermenilerin sadakatinden şüphe duyan hükümet, bu nedenle Ermeni askerleri silahsızlandırmaya ve amele taburlarına yerleştirmeye başladı." "Amele taburlarında görev yapan Ermenilerin katledildiğine dair çeşitli raporlar mevcuttur. Urfa yakınlarındaki bir yol inşaatında çalışan yaklaşık 600 adam, 1915 Ağustos'unda katledildi."
Sayfa 358 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Harput'taki Konsolos Davis, muhacirlerin katledilmesinden Kürtlerin, jandarmaların ve "Ermeni muhacirleri katletmesi için hapishaneden bırakılmış olan silahlı 'çete [tcheteh]' (suçlu) topluluklarının" sorumlu olduğunu öne sürmüştü. Davis, aynı raporda birkaç sayfa sonra çetelerin [tcheteh] yalnızca Ermenileri değil tüm gezginleri yağmalayan eşkıyalar olduğunu iddia ediyordu. "Yollar hapishaneden çıkarılmış 'çeteler' ve Kürt grupları ile doluydu ve bu kişiler için, kimi soydukları veya öldürdükleri önemli değildi. Birçok Türk'ün de yolculuk ederken öldürüldüklerini biliyorum. Bu insanların tam anlamıyla kontrolden çıkarak ülkeyi yağmalamaları büyük bir tehlike gibi görünüyor."
Sayfa 355 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Katliamların Failleri Kimlerdi: Savaş Döneminde Jandarma Teşkilatı
“Avusturyalı bir subayın Bitlis’ten bildirildiğine göre, Bitlis valisi de Ermeni konvoylarına muhafızlık edecek yeterli jandarma bulamamaktan yakınıyordu.” “Bununla birlikte, Riggs’in azılı suçluları jandarma teşkilatına almanın sonuçları hakkındaki yorumu doğrudur. Bu adamların bir çok şehirde 1915 ilkbaharında tutuklanan Ermenileri öldürmüş ve akabinde tehcir süresince aynı derecede çirkin bir rol oynamış olmaları kuvvetle muhtemeldir.”
Sayfa 351 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Katliamların Failleri Kimlerdi: Kürtlerin Rolü
“Türk Jandarmalar ile Ermeni konvoylarının katledilmesi ve yağma edilmesi için sıklıkla işbirliği yaptığı doğrudur. Fakat Kürtlerin Ermenileri öldürmeye zorlanmış olduğu fikrini destekleyen tek bir kanıt bile yoktur.” “Bazı Kürtler, bilhassa Dersim dağındaki Alevi Kürtler, Ermenilere sığınak sağladılar. Bununla birlikte, anlaşılan o ki, 1915-1916 yıllarında çok sayıda Kürt, Ermeni katliamlarına aktif ve hevesli bir şekilde katıldı. Bunu yapmalarının başlıca sebebi ganimet arzusuydu. Kürtleri kışkırtmaya veya zorlamaya gerek yoktu.”
Sayfa 350 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ermeni Tehciri: Katliamların Failleri Kimlerdi?
“Bilinen katliamların hemen hemen hepsi, Kürtlerin Doğu ve Orta Anadolu’da yaşadıkları bölgelerde veya Resulayn ve Deyrizor örneklerinde olduğu gibi, Çerkezlerin yaşadığı yeniden iskân bölgelerinde meydana geldi. Klikya’da veya Halep’in güneyinde Suriye’de ya da Filistin’de katliam yaşanmadı. Olaylara tanık olanların çoğu, katillerin Kürtler, Çerkezler, eşkıyalar, başıbozuklar ve kafilelere eşlik eden jandarmalar olduğunu anlatıyordu.”
Sayfa 346 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Tehcir Süreci: İstanbul ve İzmir
“İtilaf devletlerinin Çanakkale Boğazı’na çıkarma yaptıkları 24 Nisan 1915 gecesi, şehrin önde gelen Ermenileri arasından birkaç yüz kişi tutuklanarak tehcir edildi ve hemen ardından oturma izni olmadığı hâlde yakalanan binlerce Ermeni tehciri edilmeye başlandı. Bununla birlikte, başkentte yerleşik Ermeni nüfus hiçbir zaman bir toplu tehcir programına tabi tutulmadı ve bu Ermenilerin çok büyük bir kısmı hiç zarar görmeksizin hayatta kaldı.”
Sayfa 323 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
142 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.