Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Günnur Yücekal Arpacı

Günnur Yücekal ArpacıGök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri yazarı
Yazar
9.4/10
12 Kişi
35
Okunma
13
Beğeni
4.032
Görüntülenme

En Yeni Günnur Yücekal Arpacı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Günnur Yücekal Arpacı sözleri ve alıntılarını, en yeni Günnur Yücekal Arpacı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O, Gök'ün prensibini, yani özgürlük, eşitlik, sevgi, saygı prensibini benimsediği için, o herhangi bir şeyin kulu değildir olamaz. O, insan tarafından uydurulmuş olan kanunların kölesi olamaz. O, Gök'ün ve toprağın prensibine göre hayatını sürer. Bu prensipler ve kanunlar zaten doğada vardır, gökte, toprakta, bizi çevreleyen her şeyde vardır. Çünkü bunlar insanın uydurduğu kanunlar değildir; bunlar gök ve toprak tarafından verilen hayat prensipleridir; hayatın gerçek kanunlarıdır. Yani gerçektir, yaşamaktadır. Tanrı'nın oğlu ve kızı olan Türk, Gök ve yer kanunlarına, yani doğa kanunlarına göre yaşar.
Akay Kine sünnetle ilgili şu bilgileri vermektedir: "Sünnetsiz halkların, sünnetli Arapları yenmesi çok kolaydır. Allah'tan Türklerde, Arap erkeklerinden daha yoğun bir erkeklik ruhu var. Sünnetle kessen de onlardan daha cesur, daha erkektirler. Sünnet, bizim gökle bağımızı keser. Sünnet yapıldığı zaman erkek hissetme başlangıcı yok olur. Erkeğin hissi kaybolur. Sünnet erkeklik ruhunu azaltır, erkeğin ruhundan keser. Ruhani hisler de azalır. O yüzden somut şeylere ve kadınlara bağlılık sünnetli erkeklerde daha fazladır. Sünnetli erkeklerin kadınlara bakışı çok kötü ama sünnetsiz erkek, kadına kötü bakmaz. Onun sadece maddi varlığını görmez. Sünnetli erkeğin Gök ile bağlantısı kesilir, kadına yerden bakar. Sünnetsiz erkek, kadına Gök'ün gözüyle bakar. Sünnetle erkeğin askerlik hissi de gider; idealler ile bağı da kopar. Savaş yapsa dahi bunlar ideal uğruna değil maddi değerler uğruna yapılan savaşlar olur. Araplar hep korkaktır. Araptan asker olmaz çünkü onlar ezelden beri sünnetlidir. Sünnetin İslam ile alakası yoktur. İslam'dan çok önce başlayan, cahiliye devrinde de devam eden bir Arap âdetidir. Sünnet, Türk'ün varoluşunda yenidir. Türk'ün fıtratını bozması zaman alacaktır. Belki de çok yeni değiştirmeye başlayacaktır Türk erkeğini. Yavaş yavaş sadece somut için savaşacaktır Türk."
Reklam
Kapa gözlerini bir an, Uzakları dinle dan... dan... Bu kapı Ergenekon'dan Ses getiren örs kapısıdır
Rusların en çok korktukları inanç hangisidir sorusunu yönelttim ve şu cevabı aldım: “Rusların korktuğu şey Türklerin birleşmesidir. Çünkü Biz 250 milyondan fazlayız. Biz Türkler 56 halktan fazlayız. Her zaman büyük devletler kurmuşuz ve bizim varlık gösterdiğimiz yer Avrasya’dır. Eğer eskiden olduğu gibi biz tekrar birleşmeye başlarsak çok büyük, millet olacağız ve bizim o eski şanlı imparatorluğumuz geri dönmüş olacaktır. İşte Ruslar Bundan korkuyor. Bu durumda Türk, halkı dünyanın her yerinde başköşeleri alacaktır. "
"1991 senesine kadar Kam'ım diyeni Rusya sorgusuz sualsiz içeri atmaktaydı. Ama Müslümanlığa az da olsa yer veriyordu. Çünkü Müslümanlık, Tanrıcılık kadar korkulacak bir şey değildi. Çünkü İslâm enternasyonal-milletlerarası-evrensel idi ama Tanrıcılık ulusçuydu ve millî duruşu perçinleştiriyordu."
Her Türk kurdun anlamını iyi bilmelidir. O, her zaman koruma amaçlıdır, savaş gibi zamanlarda evin baş köşesine konur ve o agresifliğin simgesidir. İnsan için ise, her zaman agresif durumda olmak yıpratıcıdır. Dört çeşit kurt vardır; Ak, Kurt, Kara Kurt, Gök Kurt ve Kızıl Kurt. Ak, Kurt aklığı, iyiliği temsil eder. Kara ise tam tersidir. Gök Kurt, Tanrı ile gök ile bağlantı­lıdır. Kızıl Kurt, güçsüz ve kötüdür. Kişinin arkasından gelir ve onu arkasından öldürür. Yüze değil kişinin arkasından konuşan kişiye biz Kızıl Kurt deriz. ”
Reklam
"Eski Türklerde cenaze kaldırıldıktan sonra kızdırılmış taşların üzerine kenevir atılarak dumanının solunduğunu bilmekteyiz. Kenevir dumanı hafif bir sarhoşluk/esriklik sağ­lamaktadır. Duman altı olan Türkler bir kurt gibi ulurlar. "
Öyleyse ileride Türk birliğinin kurulacak olduğu düşünülürse yabancı bir kültür ve dil üzerinden "Türk?? Birliği"nin kurulmasının hangi ulusal idealleri besleyebileceği sorusu akıllara gelebilir. Yaşantı, inanç, dil, kültür alanlarında Türklükten olabildiğince arındırılmış bir Türk?? Birliği adı ile ciddi bir çelişki doğuracaktır.
Bir Altaylı ile bir Türkiyeli birbirini gördüğü an Altaylı; 'ezen (esenlikler), cakşılar (iyilikler)' kelimeleriyle Türk kardeşine, Türkçe selam verecektir. Oysaki Türkiyeli kardeşi ona 'selam, merhaba, selamın aleyküm vs...' gibi Arapça sözcüklerle karşı­lık verecektir ye ne kadar zorlasa da aklına bir tek Türkçe selamlaşma kelimesi gelmeyecektir.
Reklam
Çok doğru konuşuyorsunuz efendim :)
"Türk Dini, Türk karakteri ve yapısıyla, Türk diliyle, kısacası Türk'ün her şeyiyle uyum sağlar. Türk Dini ile Türk bütünlüğe kavuşur. Yabancı kaynaklı bir dini kabul ettiğinde, onu anlaman için o din hangi millete yollandıysa, o milletin diliyle o dini öğrenmeye başlıyorsun, o dili öğrenince yabancı kültüre bağlanmış oluyorsun. Böylece arada sürekli öz benliğinle uyuşmaz noktalar ortaya çıkıyor."
Bir toplumu anlayabilmek, öğrenebilmek için o toplumun kendini ifade tarzlarının tümünün öğrenilmesi gerekir; bir başka deyişle, bu toplumu öğrenmek, bir dili öğrenmek gibidir.
Arap müslüman İbn Batuta çekemedi tabii Türklerin kadına değer vermesini
"Özbek'in gözünde Hatunların en saygıdeğeri söz konusu olduğunda çadırın kapısına kadar onun önünde gider, selam verir, elinden tutar ve ancak tahta çıkıp oturduktan sonra kendisi oturur. Tüm bunlar Türklerin gözü önünde ve kadınların başlarında herhangi bir örtü bulunmaksızın olup biter."
"Prenses halkın huzuruna çıktığında, han onun önünde ayağa kalkar ve tahta çıkana dek onu elinden tutar."
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.