Kitabın yazarı Hanri Benazus'la ilgili birkaç bilgi vermek isterim.
1930 yılında İzmir'de doğdu. Babası milli mücadele yıllarında Basmane gar katipliği yapan bir kuvvaciydi. Kökleri Sefarad Yahudiliğine dayanır. 1937 yılında Nazilli basma fabrikasının açılışı dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'ü karşılayanlar arasında babası ve
Sınıf öğretmenimiz Profesör Gintter iki gün sonra bizlere şöyle sesleniyordu:
- Dünya Atatürk'ten sonra çok değişir. Özgür yaşamak istiyorsanız, O'nun ideallerinden yürüyeceksiniz. Tek çıkar yolunuz budur.
Alman Profesör Schwartz, günün yürekleri burkan haberini o da duymuş ve şaşkın bir durumda.
"Derse gireyim mi, girmeyeyim mi'', diye kararsız kalmış.
Rektörün yanına gidiyor aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:
- Efendim, kararsızım. Acaba ne yapayım?
Rektör şöyle cevap verir:
- Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa onu yapın.
lşte o zaman Alman Profesör Schwartz kollannı iki yana sarkıtarak üzgün bir sesle cevap verir:
- Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki ...
Mazhar Müfit Kansu'nun anılarından:
Erzurum'dayız. Mustafa Kemal bana dönerek:
- Mazhar, not defterin yanında mı?
- Hayır Paşam.
- Zahmet olacak ama, al, gel. Bilirsin hep, "Hafızamız zayıfladığı zaman, Mazhar Müfit'in defteri çok işe yarayacak'', derim. Ancak senden bir isteğim var. Bu yazacağın sayfayı kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli
kalacak. Bir ben, bir Süreyya (Özel Kalemi), bir de şen bileceksin. Şartım bu. Sayfanın başına tarih at.
-Koydum efendim. 18 Temmuz 1919 sabaha karşı.
- Öyleyse yazmaya başla. "Zaferden sonra Hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır." Bu bir. ikincisi; "Padişah ve Hanedan hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır." Bu üçüncüsü; "Örtünme kalkacaktır." Bu ise
dördüncüsü; "Fes kalkacak, uygar Milletler gibi şapka giyilecektir."Bu anda kalem birden elimden düştü. Paşa ile zaman zaman senli, benli konuşurduk. Dedim ki:
- Darılma ama Paşam, sizin hayal peşinde koşan pek çok taraflarınız var.
Mustafa Kemal Paşa:
- Bunu zaman gösterecektir. Sen yaz. Beşincisi; "Latin harfleri kabul edilecek."
- Paşam yeter. .. Yeter. .. Cumhuriyet ilanını başarmış olalim da üst tarafı yeter.
Yanından ayrıldım. Gün ağarmak üzere idi.
Yunan Orduları Komutanı Trikopis esir düşmüştü. Onu da Gazinin Karargahına getirmişlerdi.
Trikopis Mustafa Kemal'e sorar:
- Siz bu savaşı nereden idare diyorsunuz?
Tutsak olan General, Mustafa Kemal'in Karargahını Afyonkarahisar açıklarında sanmaktadır.
Mustafa Kemal şöyle der:
- Süngülerin parladığı yerde idim. Askerlerimin hemen yanında.
Esir Generallerin sırtları bize dönüktü. Fakat biz onları iyice görebiliyorduk.
Trikopis, General Diyenis ve diğerleri, ayağa kalkıp Mustafa Kemal Paşaya takdirlerini belirtirken: işte savaş böyle kazanılır. 500 kilometre uzaktan
değil. Oturup, harita üzerinde pergel ile ölçerek değil.
Tarih: 13 Eylül 1922 Yer: İzmir
Falih Rıfkı Atay'ın anılarından:
Mustafa Kemal lzmir, Göztepe'deki Latife Hanımların Köşküne taşınmıştır. Oradan Izmir Limanı çok iyi görünmektedir.
Limanda, takriben 65 parçadan oluşan lngiliz, Frransız ve İtalyan gemileri vardır. Mustafa Kemal, bu gemilerin varlığından çok tedirgindir.
Köşkün