Sivas dedim... Sivas konakları dedim... Bir zamanların zevklerinin, mutluluklarının, gülümseyişlerinin, çizgilerini taşıyan konaklar dedim... Görünmez bir buyruğun tevekkülü ile bir şiir åhenginde; ağacı, taşı, toprağı, demiri işleyip, devrinin sanat zevkini çözülmez bir muammaya dönüştürürken, yaptığı işi ibadet sayan ustalar dedim...
Konakların yapılış tarzını, malzeme taşıyan elleri, evlerin içini ve dışını bir gelin gibi süsleyip sanatını konuşturan mütevazı ustaların ibadet huşûu ile çalıştıkları zamanı yeniden yaşamak, geçmişin sesini dinlemek için mazi kapısından geçip o günlere son bir yolculuk yapalım dedim.
Kadir Üredi
Dülger örülen temelin oturması, Horasan veya çamurun kuruması için dört beş gün beklerdi. Önceden hazırladığı 7-8 m uzunluğunda, 25x20 cm ölçülerindeki çam veya ardıç ağacından yapılmış iç ve dış tapanları duvar üzerini kavrayacak şekilde terazisinde yerleştirirdi. Duvarların üzerine yerleştirilen tapanlar arasına enlemesine kolluk, hezenler çekilirdi. Ortalama 40 cm aralıkla yerleştirilen hezenlerin üzeri taban tahta- larıyla kaplanarak evin tabanı hazır hale getirilirdi. Direk dikilmesi gereken yerlerin kapazlama denilen ağaç takoz- larla bağlantılarını yaparken binanın sağ köşe direğinin dikilme işini de cuma günü salaların verileceği saatlere denk getirmek için hazırlanırdı. Dülgerler, tapanlık ağaçların seçimine çok özen gösterirlerdi. Nedeni ise konağın bütün ağırlığının bu tapanlara binecek olması idi. Ahşap binalarda temel duvarının üzerine boydan boya yatay olarak yerleştirilen ağaçlara tapan denirdi ki taşıyıcı direkler tapanın üzerinde dikilirdi. Boylarının uzun, eğer çam iseler reçineli olmasına dikkat ederlerdi. Ayrıca zamanla nemlenebilecek olan mekânlarda (mutfak, gusül- hane, ahır vb.) ardıç kullanılırdı. Divriği'deki konakların çoğu ardıçtan yapılmış olduklarından günümüze kadar ulaşmışlardır.
Ötüken Yayınlarından çıkan kitap, Sivas'ın tarihi konaklarını, yapılışlarını, yapan dülgerleri (müteahhitleri), bunlar hakkında çıkan yaşanmış hikayeleri konu almaktadır.
Kadir Üredi bir Sivas aşığıdır. Bu eserinde şehrin özel bir değeri olan konak tarzı evleri işlemektedir. Bir zamanın zenginlerinin bu evlerde kaldığını da hatırlatmalıyız. Konaklar gercekten sağlam ve yılara meydan okuyan yapılardır. Konakların modernize edildilip belediye tarafından mahalleler oluşturularak tekrar yapılabileceğini ve satılabileceğini düşündüm. Olabilir mi? Olabilir. Günümüz betonlaşmalarından daha iyidir diye düşünüyorum.
Taşlanan konak hikayesi gerçekten ilginçti benim için. Ayrıca içerisinden altın çıkan konak da yaşanmış bir anıydı yazar açısından.
Günümüzde sade, dayanıklı ve daha minimal yapılara bütün toplumun ihtiyacı var.
Kadir Üredi beyefendiye rahmet diliyorum. Allah cennet konaklarında ikamet eylesin.